Tarıma ’evladı ekber’ modeli

AİLEDEN sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’i aradı:

"Sayın Bakan, bir gazetede gördüm. Tarıma ’büyük abi modeli’ düşünülüyormuş. Doğru mu bu?"

Nimet Çubukçu’nun sözünü ettiği olay, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın Türkiye’de tarım alanlarının miras yoluyla daha fazla parçalanmasını önlemeye dönük arayışlarını içeriyordu.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, bir süre önce Toprak Kanunu’nun TBMM’den geçmesini sağlamış, tarlaların 20 dönümün altına inmesini önlemeye başlamıştı.

Asıl önemli adım Medeni Kanun’da atılacak, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, mirasla ilgili maddelerde "tarım alanlarının daha fazla bölünmesini önleyecek" değişiklik taslağı hazırlayacaktı.

Tarım Bakanı Eker, Çubukçu’yu yanıtladı: "Sayın Bakan, daha netleşmiş bir şey yok. Çeşitli seçenekler üzerinde çalışıyoruz. Böyle bir konuda cinsiyet ayrımı yapmamız söz konusu olamaz."

Geçen cuma günü Taha Grubu ve Tema Mağazacılık’ın ortaklarından Vahap Küçük’ün kendisiyle aynı adı taşıyan babası Vahap Küçük’ün Doğanşehir’deki elma bahçesinde kahvaltı yaparken Tarım Bakanı Eker’e konuyu sordum.

Eker, söze 1926 tarihli Medeni Kanun’dan girdi: "Avrupa’da başta İngiltere olmak üzere birçok ülkede, miras konusunda ’evladı ekber’, yani ’büyük evlat’ sistemi vardır. Bizim Medeni Kanun’un temeli İsviçre’ye dayanır. Orada böyle bir model söz konusu değildir."

Eker’in verdiği bilgiye göre, Türkiye’de tarım alanları 22 milyon parsele bölünmüş durumda. 3 milyon 100 bin tarım işletmesi var. Ortalama tarla büyüklüğü 55 dönümü geçmiyor.

Eker, bu konuya kafayı takmış: "Türkiye’de hep tarım alanlarının parçalanmışlığı yanlış bulunur ama kimse konuya el atmaya cesaret edemez. Popülizm öne geçer."

Eker’in niyeti, tarım alanlarındaki parçalanmayı artık durdurmak, yeniden bütünleştirme formülü bulmak: "Tarım alanlarının parçalanmışlığı, verimliliğin önündeki en önemli engelerden biri."

Bu arayışlar arasında, "Tarlaları ’büyük abi’ modeli"yle korumak da var mı? Yani Medeni Kanun’da, "Tarla, öncelikle büyük erkek çocuğa kalır. O, kardeşlerinin payını öder. Eğer büyük erkek evlat bu işi üstlenmek istemezse, iş sırasıyla diğer erkek çocuklara döner" gibi bir model düşünülüyor mu?

Önce yanımda oturan Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ramazan Kadak yanıtladı: "Daha netleşmiş birşey yok. Çalışmalar sürüyor."

Sonra Eker, işin cinsiyet ayrımı yanına şimdiden kızanları rahatlatacak mesaj verdi: "Böyle bir işe kalkışırken cinsiyet ayrımı yapmayız. ’Evladı ekber’, yani ’büyük evlat’ konusu Avrupa’da yaygın. Avrupa Birliği’ne (AB) uyum yolunda ilerlerken Medeni Kanun’da böyle bir değişiklik yapabiliriz. Asıl hedefimiz tarım alanlarının parçalanmasına artık ’dur’ diyebilmek."

Hemen hatırlatayım. "Evladı ekber" deyince, genelde "büyük erkek evlat" algılanıyor. Avrupa örneklerinde "büyük erkek evlat" önceliği görülebiliyor. Oysa sözlükte "büyük evlat" diye geçiyor.

Eker, isim takmayı erken bulsa da tarım için Medeni Kanun’a "evladı ekber modeli" geliyor.

Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun...

’Gak’ deyince teşvik ’guk’ deyince teşvik

TARIM ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’i geçen perşembe akşamı Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin (EGD) toplantısında dinledim, ertesi sabah birlikte Malatya’ya uçtuk.

Doğanşehir’deki elma üreticileri Eker’in çevresini sardı: "Fidan yenileme desteği yeterli değil."

Eker, itiraz etti: "Bugüne kadar fidanlar için paranın yetmediği itirazı duymadık."

Elma üreticileri durumlarını biraz daha açmaya çalıştı: "Efendim, verdiğiniz destek kayısı için yeterli oluyor. Ancak, elmada kurtarmıyor. Elma için desteği biraz daha artırsanız."

Eker, üreticilerin ısrarlı istekleri üzerine, teşvik sistemini anlattı: "İktidara geldiğimizde neredeyse sadece Doğrudan Gelir Desteği (DGD) vardı. Bu da üretimi değil, üretmemeyi destekliyordu. Tarım teşviklerinin yüzde 86’sı DGD’den oluşuyordu. Biz mazottan gübreye, fidana kadar çok farklı teşvikler veriyoruz. Teşvik miktarımız üç kat arttı, DGD’nin payı yüzde 40’a indi."

Eker
, sadece hayvancılıkta 19 ayrı teşvik olduğunu belirtip ekledi:

"Neredeyse, ’gak deyince teşvik, guk deyince teşvik’ var şimdi."

Yeni Zelandalı bakan neden Eker’e ’Bizim etler helal’ dedi

TARIM ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, iki yıl önce Yeni Zelanda’da Tarım Bakanı’nın konuğu oldu. Yemekte sohbet ederlerken, Yeni Zelandalı Bakan, Eker’e döndü: "Bizim etlerimiz ’helal’dir."

Eker, önce Yeni Zelandalı bakanın böyle bir ayrıntıyı vurgulamasına anlam veremedi. Yeni Zelandalı bakan devam etti: "Birçok İslam ülkesi bizden kırmızı et alıyor. Kesimin İslami koşullara göre yapılmasını istiyorlar. Biz de her mezbahaya bir Müslüman görevli diktik. Ülkemizdeki bütün kesimler İslami koşullara göre oluyor."

Peki Türkiye’de kırmızı et için "helal" sertifikasına gerek var mı? Eker, yanıtladı: "İçerde gerek duyulmaz. Yurt dışına kırmızı et ihracatımız yok. Eğer ihtiyaç olursa, ilgili kurumlar sertifikaya karar verir."

Nüfusunun yüzde 99’u Müslüman olan Türkiye’den gıda ürünü alan İslam ülkelerinin "helal" şüphesi var mı acaba?
Yazarın Tüm Yazıları