Tarihimize yaz molası

BİRLİKTE yaşayıp-hatırlayıp, birlikte yazdığımız sözlü tarihimize baktıkça, Ankara’nın aslında küçük bir şehir ama dev bir kent olduğunu düşünüyorum.

Haberin Devamı

(Şehir ve kent sözcüklerini ayrı anlamda, ayrı tınıda kullanıyorum. Yazılarımda bu “fark”a da değinmeye çalışacağım)
Ankara “küçük” bir şehir çünkü, hemen her hatıra benzer sokaklarda, aynı mekanlarda buluşuyor.
Ama siz yazdıkça yazı dizimizde selamlaşan anılar/hafıza mekanları, bugün “Başkent”te Kızılay’da merhabalaşan insanlardan daha fazla...
Sözlü tarihimiz, geçmişin sisli peleriniyle üzeri örtülmüş ama aslında hiç kaybolmamış insanların yeniden kavuşmasının, satırlarda buluşmasının da prömiyeri oluyor bir bakıma.
Bir ilk temsil, bu yönüyle...

* * *

Anılar/anlatılarla biriken sözlü tarihin tarih olan alanı ise “mahalle”.
Geçmişe ışınlanan hemen tüm iletilerinizin vardığı, ayağını bastığı yer de çoğu kez orası.
Mahalle, Sana yağlı-tozşekerli bir dilim ekmek, bir sade gazoz, duvara sıralanıp çekirdek çitlemek, kuytu bir çayıra uzanıp ilk kez sigara tüttürmek, açıkhava sinemasında üzerine oturulan minderler gibi paylaşılan küçük mutlulukların, ortak varolma alanı çünkü.
İşte anılarımızın oralarda; mahalle bakkalında/kasabında, pastanede, Japon kalesi maç yapılan sokakta, Kuğulu Park’ta, aile gazinolarında karşılaşması, birbiriyle yeniden bütünleşmesi de ondan.
Bahçelievler ile Yenimahalle, Ulus ile Çankaya birbirine uzak gibi dursa da, tümünün tarihimizdeki “yakın yerler” olması da bu yüzden.
Çünkü ortak varolma alanları, hafıza mekanlarının başlıkları hemen hemen aynı.
Ve birbirine pek uzak düşmeyen “mahalle kültürü”nün biçimlendirdiği hayatlar var, tarihimizde.
O hayatların derinleştikte farklılaştığını, çeşitlendiğini görmek de, tarihin zenginliği...
Bu yönüyle sokak sokak sözlü tarihimiz, bugün dev bir “kent” olan (ki zaten boş bir plaka üzerine, bir Başkent olarak öyle de kurulan) Ankara’nın içindeki küçük şehir hallerini de irdeliyor.

* * *

Haberin Devamı

Tarih tatil yapmaz, ara vermez elbet... Ama şu yaz aylarında tarihimizin yazılmasına değilse de, yayınlanmasına biraz ara vereceğiz.
Bu molada, sizlerden gelen binlerce iletiyi, fotoğrafları, kuyumcu titizliğiyle yayına hazırlayacağız.
Siz de anılarınızı/anlatılarınızı, fotoğraflarınızı paylaşmaya devam edin.
Hep vurguladığım gibi, tümü, isminizle yayınlanacak.

Yazarın Tüm Yazıları