Tanrı çocukları, sarhoşları ve mizahçıları korur

MASADA muhabbet harlanmış gidiyor... Laf dönüp dolaşıp gündemdeki içki yasağına geliyor.

Her kafadan kendince bir ses yükselmekte: ‘Bir içkime bir de futboluma dokundurtmam arkadaş; ayaklanma sebebi sayarım... Rakıyı da mı yasaklayacaklarmış yani?.. Evet abi, rakı da içki sonuçta... Yahu zaten vergi üstüne vergi koydular, yıllar sonra seyahat dönüşü free-shop’tan viski aldım kendime... Bunların niyeti 1994’te köşklere filan içki yasağı koyduklarında belliydi zaten...’

Sessizliğimi koruduğumu fark edince ‘Öksürsene kardeşim, sen ne diyorsun?’ gibilerden bana baktılar. Kadehimi kaldırıp ‘Rahmetli Oğuz Aral’ın bir lafı vardı: Tanrı, çocukları, sarhoşları ve mizahçıları korur... Oğuz Abi’ye içelim...’ dedim...

***

Ertesi sabah iş-güç olduğundan muhabbeti erken kesip sessizce dağıldık.

Eve gelince Reşat Ekrem Koçu’nun ‘Osmanlı Tarihinde Yasaklar’ kitabını (Tarih Kütüphanesi Yayınları, 1950. Bu kitaptaki metinler bir takım eklerle birlikte ‘Tarihimizde Garip Vakalar’ adı altında önce Varlık sonra da Doğan Kitap tarafından basıldı) açtım.

Koçu kitabın içki yasağı bölümüne ‘Memleketimizde devir devir konulmuş, şiddetle takip edilmiş, göz yumulup unutulmuş, sonra tekrar konulmuş ve son zamanlara kadar devam etmiş yasaklardan biri alkollü içkiler yasağıdır...’ diye başlıyor ve yasak bildiren fermanları, şarap meraklısı şairlerin isyan şiirlerini, konuyla ilgili fıkraları, dönemin meşhur meyhanelerini (Yine Koçu’nun Eski İstanbul’da Meyhaneler ve Meyhane Köçekleri kitabını Doğan Kitap basmıştı) anlatıyor.

‘Şu yılda yasaklandı, bu yılda serbest kaldı’ diye özetlemeye çalışsam bile ayrı gazete gerekir. Bu sebepten hiç girmeyeyim ben o işe. Sadece şunu bilin, ne zaman alkollü içeceklere yasak, kısıtlama, düzenleme adı altında bir operasyon düzenlense memlekette imbik satışı patlıyor...

Yani millet yasal yoldan ulaşamadığında dert etmiyor, kendisi üretiyor. Haaa, öyle üretilen içkiden gözünü, kulağını, hayatını kaybeden çıkmıyor mu, tabii çıkıyor.

Fakat ‘içmesin gözü kör olasıcalar!’ diyen zihniyet bu hadiseler karşısında ‘Demiştim bak kör oldular’ demekle yetinir sanırım...

***

Alkol zararlı bir şey. Tütün ve tütün ürünleri de öyle. Fakat bunları kullanan, zararını bilerek kullanıyor; arıza çıkaranı da ya arkadaşı ya da işi abartırsa polis alıyor götürüyor...

Nişantaşı’nda barları gezip ‘Yaptığınız yanlıştır, buyurun tartışalım’ diyenleri gördük ama ben bu güne kadar bir dinsel faaliyeti basıp ‘İçelim arkadaşlar’ diyen bir şuursuza rastlamadım!

Gazeteler zaten alkol ve diğer zararlı ürünlerle ilgili yayın yapıyor. Çok içine sinmiyorsa, okul çağında öğret çocukları. Büyüyence isteyen istediği yerde içer, isteyen içmez.

***

Bu memleket yıllardır böyle huzur içinde yaşarken çizilen kırmızı çizgiler kimi içeride kimi dışarıda bırakır belli olmaz bir de.

Mesela aklıma geldiği için söylüyorum. İstanbul iyi bir aday çıkması durumunda şu anki yerel yönetimi tamamen kırmızı çizgi dışına itecek gibi duruyor. Benden söylemesi.
Yazarın Tüm Yazıları