TANGO FESTÄ°VALÄ°NÄ°N ARDINDAN.. Ülkemiz ayın son günlerini dünyanın bulunduÄŸumuz yarımküresinde tango için düzenlenen ilk festivale ev sahipliÄŸi yaparak

Güncelleme Tarihi:

TANGO FESTİVALİNİN ARDINDAN.. Ülkemiz ayın son günlerini dünyanın bulunduğumuz yarımküresinde tango için düzenlenen ilk festivale ev sahipliği yaparak
OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 29, 2000 00:00

TANGO FESTÄ°VALÄ°NÄ°N ARDINDAN.. Ãœlkemiz ayın son günlerini dünyanın bulunduÄŸumuz yarımküresinde tango için düzenlenen ilk festivale ev sahipliÄŸi yaparak geçirdi... Papatya gibi kadınları sevip, kemanlarıyla onlara sesler veren nesillerden yaklaşık 50 yıl sonra yeniden canlanan tango sevgisinin enginlere sığmayıp taÅŸacağı belliydi aslında...Romantizm yeniden moda mı olmuÅŸtu, aÅŸk yeniden mi keÅŸfedilmiÅŸti, yoksa onlar hep oradaydı da biz mi göremiyorduk. Marmaris'te günbatımında tango yapan çiftler bütün bu soruların yanıtlarını biliyorlardı galiba...Arjantin sokaklarının asırlardır aÅŸklarını, ihanetlerini, ihtiraslarını, yenilgilerini dışa vurma biçimi olan tango, 20. Yüzyıl ortalarında dünyaya ilk yayılma denemesinde soÄŸuk Avrupa'lıları bile dehÅŸete düşürmüştü. Ãœnlü bir Ä°ngiliz ÅŸair dans eden çiftlerin bunu neden ayakta yaptıklarını anlayamadığını bile itiraf etmiÅŸti. Rüzgar gibi gelip geçti bu moda. Unutuldu gitti. Yeniden ortaya çıkmak için 50 yıl daha bekleyecekti. Carlos Saura ile birlikte Amerika ve Avrupa tangoyla yeniden tanıştı. Ne de olsa Batı kültürü önce elindekileri bitirmiÅŸ, sonra orientalizme yönelmiÅŸ, sıra sıcak ve aykırı motiflere gelmiÅŸti.1990'ların sonlarında tango Amerika'da bir salgın gibi yayılmaya baÅŸladı. Birbiri üstüne dans kursları açılıyor, yarışmalar düzenleniyor; artık önemli davetlerde Amerikalı çiftler tango yapıyorlardı. Bu rüzgar kısa zamanda Avrupa'ya ve son bir kaç yıl içinde de ülkemize ulaÅŸtı. Büyük ÅŸehirlerimizde tango kursları popüler hale geldi, top-ten listelerinde eski zaman tangoları Kırmızıgül bestelerinin yanında yer almaya baÅŸladı. Düzenlenen festivalle de bu eÄŸilim en üst noktasına ulaÅŸtı. Türk insanının yaÅŸamında tangonun ne ifade ettiÄŸi daha tam anlaşılmış deÄŸil. Belki yine gelip geçici bir heves. GöreceÄŸiz zamanla.Oysa Arjantin'liler için tango su içmek, nefes almak gibi yaÅŸamın vazgeçilmez bir parçasıdır. Hemen her erkek çocuk küçükken bir tango okuluna gider. Dans önce erkeklerin erkeklerle çalışması ÅŸeklinde öğrenilir. Bir erkeÄŸin bir kadınla dans etme mertebesine ulaÅŸması hiç de kolay deÄŸildir.Kadınların öğrenmesi ise çok kolaydır denir. Bir kadın ilk kez davete gittiÄŸi zaman bütün gece boyunca çeÅŸitli erkeklerle dans eder ve o akÅŸam eve gittiÄŸinde iyi bir dansçıdır artık.Tangoda dans ettiÄŸiniz her partnerinizle dans boyunca aranızda bir iliÅŸki; bir aÅŸk yaÅŸanır, sürer ve dansla birlikte biter...Dans tamamen erkek tarafından yönlendirilir. Çiftler dans boyunca bir tutkuyu birlikte paylaşırlar. Kadın o an dünyanın en güzeli; erkekse en güçlüsüdür. Bu hisler ortaya çıktığında ancak o dans bir tango halini alır. Ortak paylaşım da önemli unsurlardan biridir. Tango hep onlarca çiftin bir araya gelmesiyle anlam kazanır. Orkestra ve dans edenler birlikte bir ambiyans yaratırlar.6-21 Eylül tarihleri arasında Marmaris'te düzenlenen festival de böylesi bir ortamı hiç olmazsa bir kaç günlüğüne yaratmak için planlanmıştı. Dünyanın bir çok yerinden misafirler geldi. Japonya'dan Amerika'ya kadar. Orkestralar, dansçılar...DoÄŸrusu önceleri Marmaris halkının bu iÅŸe nasıl bir reaksiyon vereceÄŸi pek tahmin edilemiyordu. Ama olaya ruhen katılım beklenenin çok üstünde gerçekleÅŸti. Ä°lginç olan da buydu. Tangoda konu edilen duyguları hemen herkes en azından belli zamanlarda yaÅŸamıyor muydu zaten. Dans ederek, müzik yaparak, seyrederek ya da dinleyerek aynı duygulanımı yakalamak mümkün olmalıydı. Ä°lk denemede bu baÅŸarıldı. Sabah gün ağırırken, limanda, akÅŸam güneÅŸine karşı, gece yarısı çalındı, dans edildi; anlayan anlamayan yedi düvelden insanlar birlikte bir ÅŸeyler paylaÅŸtı.Büyük adamlarımızın televizyonlarda, toplantılarda, gazetelerde gevelediÄŸi bir çok ÅŸey ta Güney Amerikalardan gelen bir esintiyle yakalanıverdi iÅŸte. Sanki orada o anı paylaÅŸanlar her gün haklarında konuÅŸup, yazıp, umutsuzlukla andığımız vatandaÅŸlarımızdan deÄŸillerdi. Siz orada deÄŸildiniz. Dolayısıyla çok ÅŸeyler kaçırdınız. Ama önümüzdeki yıl çin ÅŸimdiden hazırlıklara baÅŸlamalısınız. Sıvayın bakalım kolları. Ya bir müzik açın, ya bir kursa gidin, içinizdeki kötülüklerden arınmanın yolunu bulun. Önemli olan denemek deÄŸil m?.. Dünyanın öbür ucundaki insanlar da sizin yaÅŸadıklarınızın benzerini yaşıyor ve dans ediyor. Zaten anne ve babanız da tango yaparken tanışmamışlar mıydı?..Önümüzdeki yıl görüşmek üzere…Serdar GÃœNAYDIN - 29 Eylül 2000, Cuma Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!