Tâciz de neymiş...

Sarkozy’nin en büyük rakibi Dominique Strauss-Kahn, taciz’le suçlanıyor. Buyurun.

Ne yalan söyleyeyim, haberi duyar duymaz mutlaka Sarkozy’nin tezgâhıdır diye düşündüm.

Baktım, birkaç arkadaş da aynı şeyi düşünüyor.

Biz mi çok fesat olduk, yoksa bu işi Sarkozy’nin mizacına pek mi uygun bulduk, artık orasını bilmiyorum.

***

Dominique Strauss-Kahn.

Onu hatırlayacaksınız.

Hani,?Türkiye’ye geldiğinde, kafasına Selçuk Özbek’in pabuç fırlattığı zat...

Aynı zamanda IMF?Başkanı... Ve Fransız Sosyalistleri’nin büyük umudu.

Böyle medeni bir adamın, otel personelinden bir kadını zorla alıkoyması, bana pek inandırıcı gelmiyor... Gerçi bu azgın tekeler hiç belli olmaz ama böyle de açık vermez.

Oralarda tâciz büyük suç. Eh, oraların kadınları da tâcize uğradım diye bağırmaya pek meraklı. Asansörde kazayla sürtünseniz başınıza belâ.

WikiLeaks'in sahibi Julian Assange az mı hırpalandı.

***

Yâni, demek istiyorum ki, kiralık iyi bir konu mankeni bulmuşsanız, rakibinizi karalamak için en uygun yol tâciz senaryosu.

Sarkozy’nin çevresinde de bunu tezgâhlayacak bir sürü uzman var. Hele dalkavuklar da varsa, Sarkozy’e bile sormadan düğmeye basılır.

***

Görüyor musunuz, fesatlığı ne kadar ileri götürmekteyim...

Ne yapayım?

Uçkur uğruna biz ne kurbanlar verdik. Aklımız hep belden aşağı çalışıyor.

Ama yine de batılılar, elimize su dökemezler. Onlar hâlâ tâciz denen alaturkalık düzeyinde kalmışlar.

Hani kaset?

Kaset yok...

Ohoo, bizim teknolojiye erişmeleri için daha yüz fırın ekmek yemeleri lâzım.