Sykes-Picot’yu kimse unutmasın

ORTADOĞU konusunda uzman emekli bir büyükelçi, “Ortadoğu’da olanlar yeni bir Sykes-Picot Anlaşması’dır!

Okurlarınızın bilgilenmesi için size bir not göndermek istiyorum” dedi. “Bekliyoruz” dedik. Yazıyı okuyunca da “Anlaşmayı Dışişleri Bakanlığı ve dolayısıyla Ahmet Davutoğlu elbette biliyordur ama esas olan olmasına engel olabiliyor mu, önemli olan budur” diye ekledi.
Yazıyı okuyoruz:
“Bizim Dışişleri’nin, bu anlaşmadan mutlaka haberi vardır” dedik.
“Elbette, Sayın Ahmet Davutoğlu da biliyordur” dedi.
Osmanlı’nın nasıl parçalandığının belgesinin iyi bilinmesi gerekiyor.
Sözü Emekli Büyükelçi’ye bırakıyoruz:
“Tunus, Mısır, Libya ve Suriye operasyonu pek çok kişinin kafasını karıştırmış.
Aslında karışacak ne var ki? Tarih tekerrür ediyor şairin dediği gibi, ama ibret alan yok!
Ortadoğu’da yaşananlar sınır değişikleri yapabilecek boyutlara ulaştı. Beklenen ve planlanan da bu! Bölgede yeni bir düzen oluşuyor.
Yani mesele reform, demokrasi falan değil, yeniden paylaşım!
Bölgede olanlar 1. Dünya Savaşı’nın sonuna doğru, Osmanlı İmparatorluğu’nun Müttefik Kuvvetler tarafından nasıl paylaşılacağını kararlaştıran, bölgenin savaş sonrası sınırlarını çizen Mayıs 1916 tarihli ‘gizli’ Sykes-Picot Anlaşması’nın yeni versiyonu.
Eski anlaşmayı ortaya çıkaran şey Ekim Devrimi idi.
1917’de Bolşevik Devrimi sonrası Lenin, Sykes ve Picot Anlaşması uyarınca gerek Rusya’ya bırakılacak gerekse Müttefiklerin hükümranlık alanlarını belirleyen bir seri diğer gizli anlaşma ile birlikte açıklamasa Dünya’nın haberi olmayacaktı...
Dün karşı çıkan Bolşevik Rusya idi! Elbette oyunun dışında bırakıldığı için itiraz etmişti!
Şimdi de bu düzene itiraz eden Rusya!.. Donanmasını bölgeye gönderecek kadar! Fark ne? Yüz yıl öncesine göre fark, BOP gereği kurulmaya çalışılan “Büyük Kürdistan’dır.”
Türkiye, Irak, Suriye topraklarından parçalarla oluşacak Kürdistan devleti yani.
Türk Milli Mücadelesi sayesinde bu anlaşmanın Misakı Milli ile ilgili kısımları gerçekleşemese de Ege adalarının durumu, Ortadoğu’da kurdurulan devletçikler ve sınırları, bilhassa Irak-Suriye sınırı, siyasi ağırlıklar, hükümranlık alanları başarıyla uygulandı.
Sevr anlaşmasını, Wilson prensiplerini, Ermenistan iddialarını, Kürt devleti arzularını Skyes ve Picot Anlaşması’nı bir kenara iterek veya dikkate almayarak anlayabilmek dolayısıyla da Türkiye ve bölge üzerindeki büyük oyunu görebilmek çok da kolay olmayacaktır.
Şimdi, gerçekten de bölgede bir reform ve demokrasi dalgası mı esmektedir? Yoksa eksik kalan paylaşım anlaşması 100 yıl sonra devreye mi sokulmaktadır?”

Osmanlı nasıl parçalandı

SYKES-Picot Antlaşması nedir? Kısaca, 9 Mayıs 1916 tarihinde (I. Dünya Savaşı sırasında), İngiltere ve Fransa arasında yapılan ve Osmanlı Devleti’nin Ortadoğu topraklarının paylaşılmasını öngören gizli antlaşmadır.
Antlaşma, adını Fransa’nın Beyrut Konsolosu George Picot ve İngiliz diplomat Hugh Sykes’ten almaktadır. (Bu konuda Vikipedi ve Uludağ Sözlük’ten ayrıntılı şekilde bilgi alınabilir.)

Metrobüs kazaları neden oluyor

MAKİNE Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Başkanı İlter Çelik diyor ki: “Uyarılarımızı karşın, İstanbul’da ‘trafiği rahatlatmak’ amacıyla yapılan metrobüs hattı bir cinayet şebekesi gibi çalışmaya devam ediyor.” Peki kazalar neden oluyor?
“Metrobüs gibi yetersiz ve İstanbul genelinde etkin olmayan bir ulaşım sistemi kurulurken, ya servis yolları etkisiz hale getirilmiş, ya da motorlu araçlar, metrobüsten artan şeritlere sıkıştırılmıştır.

Büyükşehir ve İETT yetkilileri, her yönüyle planlanmış özel araçlara alternatif ve yenilikçi bir kent içi toplu ulaşım sistemi yerine daha çok İstanbul’un nüfusundan az Avrupa ülkelerinin kentimize göre minyatür ölçekteki kentlerinde kullanılan demode bir sistemi kentimize uydurmaya çalışmışlardır. Bu yapılırken de her zaman olduğu gibi insan güvenliği göz ardı edilmiş, yeterli önlemler alınmamıştır.

Ulaşım ve işletme bilgisinden ve İstanbul kentini analiz etmekten yoksun İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü yetkilileri, bu kazalardan sorumlu tutulmalıdırlar. Bu yapılmazsa, plansız ve gelişigüzel projelerin “ben yaptım oldu” mantığı ile icrası, bunların sebep olacağı can ve mal kayıpları artarak sürecektir.

İşte yeni rektör!

KONYA’dan K.M.’nin küçük bir uyarısı var:
“Konya Selçuk Üniversitesi’ne Cumhurbaşkanı Gül’ün atadığı Prof. Dr. Hakkı Gökbel, ‘Üniversiteyi Hz. Mevlana’nın felsefesiyle yönetileceğini’ söylemiş.
Mevlana’yı herkes biliyor, seviyor.
Peki Rektör’ün, ilk mesajında ‘Mevlana’dan başka söyleyeceği bir şey yok mudur? Nerede bilim, sanat, demokrasi, sosyalleşme vs...
Hocam aman dikkat, çağdaşlığı sakın unutma! Hemşeriniz Mustafa Balbay’ı da...”

Biz ipoğlu kınnap mıyız?

CARREFOUR’un Tekirdağ mağazasında rafları incelerken, bir paket bisküvi aldım; üzerini incelerken, Carrefour’un Fransız üretimi olduğunu anladım. Ama Türkçe açıklamasına ilişkin bir sticker yoktu. Kim ithal etmiş, bisküvitin içindeki terkibi belli değil. Asıl kızdığım İngilizce, Fransızca, Rusça, belki de -okuyamadığımız- Polonyaca ve Ukraynaca izahatları da vardır. Carrefour bu kadar mağaza açtı, Türk tüketicisine bu kadar saygısızlık etmemeli. Bir söz vardır; “Biz ipoğlu kınnap mıyız?”

Biliyor musunuz

İSTANBUL Milletvekili Erdoğan Toprak’ın, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’a, Marmaray projesinin tünel kısmının ne kadarının tamamlandığı, bütçenin yeterli olup olmadığı sorularına ek olarak “Yenikapı-Sirkeci istasyonlarındaki ray döşeme işinde çalışan yaklaşık 150 işçi uzun bir süre maaşlarını alamadıkları gerekçesiyle işlerini bırakmışlardır. Marmaray’da işçilerin maaşı ödenemiyor mu? Bu projeyi İstanbulluların hizmetine ne zaman sunacaksınız? Projenin İstanbul’un tarih ve kültürü ile ekolojik yapısına ne gibi etkileri olacaktır” diye sorduğunu...
Yazarın Tüm Yazıları