Süt banyolu Roman düğünü

Doğan HIZLAN

Hürriyet'in arka sayfasında 'Süt banyolu sünnet düğünü' haberini okurken, eğlence konusundaki kişiliksizliğimizin ve paldır küldür kitsch'e yuvarlanışımızın, içinde hazinliği barındıran gülünçlüğünü düşündüm.

Üç gün üç gece sürecek bir sünnet düğünü, Şenlikname'ler yazdırtacak, şehzade düğünlerine taş çıkartacak bir ihtişam!

Üç çocuk, bin litre sütle doldurulan hamamın içinde serinlemişler.

Gelenekleri bunu gerektiriyormuş.

Ben süt geleneğimiz olmadığını biliyorum. Kleopatra'nın süt banyosundan ve Bülent Ersoy'un sütlü klibinden sonra geleneksellik kazanmış olabilir.

Sünnet çocuğunu hamama götürürler, kına yakarlar ama süt banyosu yaptırmazlar.

Ayrıca çocuklarının ayaklarının altına beş şişe şampanya dökülmüş. Demek ki düğün sahipleri küçük çocuklarla Cahide Sonku'yu karıştırmışlar.

Aristokrasi'miz yok, burjuvazi'miz yok, lumpen zenginler'imiz var. Böylece siyasal tarihe, bilimsel anlamda yeni bir sınıf armağan etmiş oluyoruz.

Ben, özelliği olan, gerçekten geleneksel değerleri yansıtan eğlenme biçimlerine, düğünlere karşı değilim.

Bütün ulusların ayrı, kendine özgü bir eğlenme biçimi vardır. Sözgelimi bir köy düğünü, bu düğünlerdeki yerel âdetler, halk oyunları bizim çokgen kültürümüzün bir başka yönünü yansıtır. Çünkü burada, otantiklik ve orijinallik vardır.

***

Şırnak'ın Cizre ilçesindeki düğünün bilançosu: 7 ölü, 45 yaralı.

Halay çeken korucunun el bombasının pimi arkadaşının yeleğine takıldı, olanlar oldu.

Tam teçhizatlı bir korucu, görev başındayken neden halay çeker? Her şeyi birbirine karşıtırışımızın tipik bir örneği de, eğlence ile işi karıştırmaktır.

Dünyanın neresinde tam donanımlı bir komando pistte düğün dansı yapar?

Mübarek düğün, Federico Garcia Lorca'nın ünlü Kanlı Düğün'ünü fersah fersah geride bırakıyor. Bir köy düğününde Tarantino filminden daha çok zaiyat.

Silahsız bir eğlence kavramını zaten düşünemiyoruz.

Eminim ki korucunun el bombası patlamasaydı, birisi aşka gelip tüfeğini, tabancasını ateşler, gene eğlenceyi bir kaç ölümle kapatırdık.

Bilir misiniz, ben, bizim futbol takımlarının kazandığını duyunca kaygılanıyorum, maç skorundan çok ölü sayısıyla ilgileniyorum.

Yaylalarda eğlenmekle şehirde eğlenmenin farkını öğrenmemiz gerekir artık.

Silah atarak eğlenmek, ilkel kabilelerde kaldı zannederdim.

***

Bakıyorum genç bir çocuk. Altında yerli bir araba, geriye kaykılmış, direksiyonla arasında nerdeyse bir kilometre var, herifin arabası sanki tekerlekli disko.Evinde oturup, bu kötü müzikle kendini eğlendireceğine, sokağa çıkıp benim ses namusumun ırzına geçiyor. Cakasına bakarsanız, kullandığı araba ya Porsche, ya Ferrari. Müziğe kapılıp o tarafa kafanızı çevirince, özel yapım otomobilini farkedeceksiniz. Arabanız bir kırmızı ışıkta yanyana durunca, o cehennemi gürültüden çıldırırsınız.

Eğlence gecemizin hafızamızda canlı kalabilmesi için, kurşunlardan canımızı kurtarmışsak, pavyon fedaisinden-club bodyguard'ından - dayak yememiz gerekir.

***

Bence bir eğlence yönetmeliği çıkarmalı. Gülünçlüğe düşmeden, ölümlere sebep olmadan nasıl eğlenilir, madde madde sayılmalı.