Sürprize gel sürprize

BİR süredir kaynakçı gibi çalışmaktayım. Haklı olarak ‘‘Ne alaka birader?’’ diyenlere açıklayayım. Yazı yazmak için oturduğum masa, geniş bir pencereye bakıyor.

Ve öğleden sonraları güneş direkt gözüme veriyor ışını, veriyor ışını... Perde, jaluzi, ne bileyim gazete kağıdıyla kaplama gibi bir model yaratmak gerekiyor. Fakat şu ana kadar böyle bir teknoloji yaratamadığımdan, ne yapıyorum ben de, takıyorum gözlüğü çalışıyorum.

Gözlükten daha önce bahsetmiş olmalıyım. Optik malzeme üreticilerinin tasarladıkları en çirkin gözlüklerden birini kullanıyorum. Hal böyle olunca, dışarıdan bakan, yazı yazdığımı değil, kaynak yaptığımı sanıyor.. Varsın düşünsün, böyle daha güzel.

*

İşte ben böyle, derin derin fikirler üretirken telefon çaldı. Arayan kişi Topesto. Benim de bütün aksiliğim üzerimde. ‘‘Ne var?’’ diye girmemden o da çaktı köfteyi.

‘‘Ne celalleniyorsun be?’’ dedi. ‘‘İşim var arama beni’’ vurgusuyla, ‘‘Öksür bakalım’’ dedim. Benim ‘‘öksür’’ dememin ‘‘konuş’’ manasına geldiğini bile bile yine o iğrenç espriyi yaptı ve ‘‘Öhö ühü’’ dedi.

‘‘Ya hakikaten işim var. Neyse derdin söyle’’ dedim. Hiçbir şey yokmuş. Ama hakikaten hiçbir şey yokmuş. Öylesine aramış. Haliyle köpürdüm: ‘‘Ben senin öylesine zamanlarını geçirmek için mi burada oturuyorum. Git o öylesi zamanlarını, öylesine geçir kendi kendine. Kız arkadaş mıyız biz be, gün içinde birbirimizi arayıp lak lak lak konuşacağız...’’

‘‘Aman sinirlerini aldır sen bence’’ deyip kapadı telefonu. Niye durup dururken böyle sinir yaptığımı ben de çözemediğimden, iki dakika sonra ben bunu aradım.

Ofislerinin santralındaki hanımefendiye ‘‘Topesto'yu aramıştım’’ dedim ve cümlemi tamamlar tamamlamaz kafamı yumruklamaya başladım. Kadıncağız, ‘‘Kim dediniz?.. Aloo’’ derken çok ayıp bir şey yapıp yüzüne kapattım telefonu. 5 dakika sonra arayıp, sesimi değiştirmek gibi maymunluklar yaparak, esas ismini söyledim, bağladılar.

‘‘Kusura bakma, başka bir şeye ayar olmuştum, sana patladı birader’’ faslından sonra, niye aramış olduğunu tekrar sordum. Çünkü Topesto biraderimiz, serinkanlı bir insandır. Öylesine aramaz.

*

‘‘Akşam buluşalım, sürprizim var’’ dedi. Topesto sürpriz dediyse, hakikaten bomba bir hikaye vardır. Pelikan getirebilir, bir filmde oynayacağını açıklayabilir, tipinde köklü bir değişiklik yapmış olabilir...

‘‘Nedir bu sürpriz?’’ diye sormadım bile. ‘‘Nerede buluşalım?’’ dedi. Ben de teknolojiye sığınıp, ‘‘Cihazlar açık. İlerleyen saatlerde, hayat biraz daha az flu iken, cep to cep hallederiz meseleyi’’ dedim.

Akşam karar vakti gelip çattığında, Sirkeci dedik, Sirkeci oldu. Hep erken giden ben olurum. Gittim oturdum bekliyorum.

Neyse uzatmayalım bunlar çıkıp geldiler. Vallahi, demin pelikan getirebilir demiştim ya, pelikan getirse bu kadar şaşırmazdım. Topesto, yanında Seks Kudret'le geldi.

Seks Kudret, bu alemlerde gördüğüm en en en orijinal insanlardan biridir. Konuşma tarzı filan bitiricidir. Onun gibi konuşmaya kalkıp, ağzımıza yüzümüze bulaştırdığımız günler dün gibi. Seks Kudret ağbimizin izini yıllar önce kaybetmiştik. O yıllar takıldığımız dükkanda tatsız bir mevzu olmuştu, mekan kapanmıştı. Seks Kudret'le sosyalleştiğimiz yer olan bu dükkan kapanınca da, ağbimizi görme imkanımız da kalmamıştı.

Hani klasik ve çok uyuz, ‘‘Bilmemne anlatılmaz yaşanır’’ lafı var ya. Tam öyle bir modeldir Seks Kudret. Lakabının nereden geldiğini merak edenler muhakkak vardır.

O zaten süper hikaye. Bir gün o dükkanda laflıyoruz. Kudret geldi, ‘‘Marabayın’’ çekti. Biz de ‘‘Eyvallah! dedik. Her zaman olduğu gibi kafadan kadın mevzusuna girdi.

Bizim o günkü temamız futboldu. ‘‘Usta futbol konuşuyoruz’’ dedik.

Ama Kudret'in şöyle bir özelliği var. Sen futbol konuşmaya devam edebilirsin. O illa kadın, daha doğrusu seks mevzusunu açacak. Biz de o zamanlar yeni yetmeyiz. Bol hikayemiz yok ve hikaye yazma konusunda Kudret'in kudretine erişemiyoruz.

‘‘Manital durumlar nedir?’’ dedi. Biz de ‘‘Yok’’ dedik. Önce bir ‘‘Tuuuuu’’ çekti. Sonra başladı ‘‘Bana bak dedim...’’li hikayelerinden birini anlatmaya.

*

Biz öyle dinliyoruz Kudret'i. Yalnız Kudret, bu hikayeyi öyle bir bağladı ki, koptuk, yarıldık.

‘‘İşte böyledir bu destan da. Bizim işimiz, güzelliğimiz nedir, sekstir. Seks olacak. Maksat seks olsun. Afedersiniz benim başıma bir fenalık gelse bile, sekstir, olsun derim’’ dedi.

Ve o andan itibaren lakabı Seks Kudret olarak kaldı bu değerli insanın. O gece Topesto'yla beraber, Seks Kudret'in aradan geçen yıllar içinde modernleştirilmiş hikayelerini dinledik. Seks Kudret yaşlanmış biraz. Kimi hikaye biraz daha abartılmış, kimi hikayelere ek yapılmış. Ama öz aynı, tema aynı: Seks...

Gecenin sonunda ayrılırken, ‘‘Nedir manital durumlarınız’’ dedi. Güldük!
Yazarın Tüm Yazıları