Sur'daki terör operasyonu

DİYARBAKIR (AA) - Diyarbakır'ın Sur ilçesinde terör örgütü PKK mensuplarına yönelik yürütülen operasyonlarda teslim olduktan sonra tutuklanan 3 teröristten biri 18 yaşından küçük 2 terörist ifadelerinde, PKK'nın Sur'daki yapılanmasıyla ilgili bilgi verdi.

Sur'da 28 Kasım 2015'te Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi'nin hayatını kaybettiği, polis memurları Ahmet Çiftaslan ve Adem Erdur'un şehit edildiği saldırının ardından Cevatpaşa, Fatihpaşa, Dabanoğlu, Hasırlı, Cemal Yılmaz ve Savaş mahallelerinde uygulanan sokağa çıkma yasağı sonrasında güvenlik güçleri tarafından yürütülen operasyon sürüyor.

Sur ilçesinde 22 Şubat'ta güvenlik güçlerine teslim olduktan sonra tutuklanan 18 yaşından küçük M.K, savcılıktaki ifadesinde, pişman olduğu için terör örgütünden kaçarak güvenlik güçlerine teslim olduğunu bildirdi.

Ailesinin "çalış" baskısından huzursuz olduğunu, aile bireylerinin "çalışmayacaksan eve gelme" sözleri üzerine evden ayrıldığını belirten M.K, Sur ilçesinde sözde "öz yönetim" ilan edildiği ve örgütsel faaliyetler yürütüldüğünü öğrenince bölgede faaliyet yürütmek için gittiğini ifade etti.

Sur ilçesine gittiği sırada kendisini örgütün dağ kadrosundan "Reber" kod isimli militanın karşıladığını belirten M.K, kendisini güvenli olup olmadığı konusunda sorguya aldığını ardından güvenlik güçleri ile girilecek çatışmalarda kullanılan mevzilerde görevlendirdiğini öne sürdü.

- "İlçeden 'Harun' kod isimli terörist sorumluydu"

Birlikte teslim olduğu "Mervan" ve "Şervan" kod adlı kişilerle sürekli aynı mevzide bulunduğunu anlatan M.K, ifadesinde şöyle dedi:

"İlçeden 'Harun' kod isimli terörist sorumluydu. Ben çatışmalara aktif olarak katıldım. Ancak hedef olarak asker veya polise ateş ettiğim olmamıştır. Ben sadece uzun namlulu silah kullandım. Bunun dışında roket veya el yapımı patlayıcı kullanmadım. Sur ilçesinde tünel olup olmadığını bilmiyorum. Tünel olduğunu bilseydim şu ana kadar kaçmıştım. Gıda ihtiyacımızı bazen vatandaşlar karşılıyordu. Bazen ise evlerde bulunan malzemeler ile kendimiz yemek yapıyorduk."

M.K, ilçedeki keskin nişancılardan sadece "Rodi" kod isimli kişiyi gördüğünü kaydetti.

Sur ilçesinde 18 Şubat'ta yaralı olarak çıkarken kaldırıldığı hastanede yaşamını yitiren 64 yaşındaki F.A'nın terör örgütü üyelerine ekmek yaparak gıda yardımında bulunduğunu anlatan M.K, "F.A'nın kızı S.A ise Sur bölgesini gezerek örgütün ihtiyacının olup olmadığını sorduğunu gördüm. Ben sonradan duymuş olduğum pişmanlık ile 'Şervan' ve 'Mervan' kod isimli kişilerle teslim oldum. Etkin pişmanlık yasasından faydalanmak istiyorum" ifadelerini kullandı.

- "Elçi vurulduğu zaman Dört Ayaklı Minarenin orada kurulan mevzideydim"

M.K, Tahir Elçi'nin vurulduğu esnada örgüt mensuplarının Sur ilçesinde öz yönetim faaliyetleri için Dört Ayaklı Minare'nin çevresinde kurduğu mevzide bulunduğunu iddia etti.

Emniyette verdiği ifadesinde Sur ilçesinde bulunduğu 3 ayda hiçbir güvenlik gücüyle çatışmaya girmediğini aktaran teröristlerden M.S.A ise teslim olduğu gün askerlere duyabilecekleri şekilde "çatışmaya girmek istemediği" yönünde seslendiğini belirtti.

- Cephane sorumlusu dağ kadrosundan

M.S.A da ifadesinde şunlara yer verdi:

"Sur ilçesinde bulunan mühimmat cephanesinin sorumlusu kırsal alandan gelen 'Amed' kod isimli terör örgütü üyesidir. Son günlerde emniyet ve askeri kuvvetler tarafından akşam saatlerine yakın zamanda, örgüt mensuplarının teslim olmaları şeklinde anonslar geçiyordu. Teslim olan örgüt mensuplarına kesinlikle zarar verilmeyeceği aktarılıyordu. Örgüt mensuplarının çoğu emniyet ve askeri yetkililerin kendilerine verecekleri yaşam garantisi konusunda güvenmiyorlardı. Zaten güvendikleri an gelip teslim olacaklardır. Bölgede yaklaşık mahsur kalan 20 kişilik bir ailede bulunuyordu."

Teslim olduktan sonra tutuklanan terörist M.Ş.A ise emniyet, savcılık ve mahkemede ifade vermeyerek susma hakkını kullandığı öğrenildi.

18 Şubat'ta Sur ilçesinde terör örgütü PKK'ya yönelik operasyonun gerçekleştirildiği bölgeden tahliye edilen F.A, M.D, F.A, S.A ve E.K, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan tutuklanmıştı.

Teslim olan teröristler M.K, M.S.A ve M.Ş.A. Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 302/1 maddesi gereğince "devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozmak" suçundan tutuklanmıştı.