SURATIMA BAK ANLARSIN!

Güncelleme Tarihi:

SURATIMA BAK ANLARSIN
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 11, 2004 00:00

SAYIN Başbakan Tayyip Erdoğan’a soruyorlar... F.Bahçe şampiyon oldu. Duygularınızı söyler misiniz? Başbakan’dan kısa ve net bir yanıt geliyor... Gözlerime bakın, anlarsınız. Damarıma basmak için aynı soruyu Denizli maçı sonrası bana da yönelttiler... F.Bahçe şampiyon oldu. Neler hissediyorsun? Benim yanıtım da kısa ve netti... Suratıma bakın anlarsınız. Bir yanda gurur ve sevinç, diğer tarafta keder... Her sezon sonu bu iki kavram kol kola girip, karşıma dikilir. Ben de her ikisi için yazılar yazarım. Yine öyle yapacağım... ‘Keder’i daha sonraki satırlara bırakıyorum. Ve ‘Neşe’ cephesine bir pragraf açarak lafı F.Bahçe’ye getiriyorum... Christoph Daum, Türkiye liglerinde ikinci şampiyonluğunu yaşıyor. İlkini 1994-95 sezonunda Beşiktaş ile yakaladı. Ve şimdi 2003-2004 sezonunda F.Bahçe ile yeni bir şampiyonluğun tadını çıkartıyor. Dün gibi hatırlıyorum. 1994-95’te Beşiktaş ile geçirdiği bir sezon boyunca hep eleştirildi. Beşiktaş, şampiyon oldu. O, bir kenara itildi. Kimine göre bir dahi idi Daum. Kimine göre sıradan bir adam. F.Bahçe’ye geldi. Bir sezon yaylım ateşine tutuldu. Övgü aldığı haftalara bakıyorum, bir elin beş parmağını geçmez. Ve F.Bahçe şampiyon... * * * Şimdi sorsam... Daum bir dahi mi, yoksa sıradan bir teknik adam mı? Alacağım yanıtı biliyorum. ‘Dahi’ diyenler bile kem-küm edecek. Net bir yanıttan kaçınacaklar. Oysa, Daum, Türkiye’de hiçbir Alman hocanın sağlayamadığı başarıyı yakaladı. F.Bahçe’de görev yapan Almanları bir hatırlayalım... Friedel Rausch, Holger Osieck, Joachim Löw, Werner Lorant. Saydığım isimlerin hangisi F.Bahçe’de başarı sağladı? Hiçbiri. Ve tek tek gittiler. Arkalarına bile bakmadan... Tekrar gerilere dönüyorum. Christoph Daum’un, Beşiktaş’a ilk geldiği günlerde sezonu yarılamıştık. Ve Beşiktaş yarıştan kopmuştu. Daum, hemen Türkiye Kupası’nı hedefledi. Ve kazandı. Bir sezon sonra da lig şampiyonu yaptı Beşiktaş’ı. Beşiktaş’a ikinci gelişinde, 2001-2002 sezonunda, G.Saray’ın 11 puan gerisinde kaldı. Yine de ilk yarı sonunda gelip yakaladı rakibini. Sonra o bilinen konu, Daum’un tüm değerlerini sıfırladı. Ayakları Fulya’daydı, aklı Almanya’da... Beşiktaş’ı boşladı, mahkeme kapılarında can derdine düştü. Ve olası bir şampiyonluk uçup gitti. Şimdi F.Bahçe ile yeni bir şampiyonluğun sevincini yaşıyor ve yaşatıyor. Ve yine soruyorum. Daum nedir? Sıradan bir teknik adam mı, yoksa... Bu soruyu, Christoph Daum’dan hala şüphe duyanlar yanıtlasın. Ben sadece Daum’un en belirgin özelliğini dile getirip, konuyu kapatacağım. Daum, yaşamında plansız-programsız ve de akılsız tek adım atmaz. Ve herkesten akıllı olduğuna inanır. İşte F.Bahçe’nin şampiyonluğa nasıl ulaştığını hala merak edenlere benim kısa yanıtım... Christoph Daum’un aklı ile... Gözlerine bakın, anlarsınız... * * * Ve bir başka soru... Beşiktaş şampiyonluğu neden kaybetti? Bir yığın neden sayabilirim... Aşırı güven. 8 puan farkın rehaveti. Konsantrasyon kaybı. Daha daha... Gereksiz demeçler. MHK ile tartışmalar. Belki yanlış düdükler, hatalı kararlar... Teknik saçmalıklar. Vurdumduymaz bir kadro. Yine söylüyor ve yazıyorum. Bu kadro Beşiktaş’ı maddi-manevi zarara sürükledi. Ve büyük bir suç işledi. Hesabı kim soracak, merakla bekliyorum.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!