Suç işleniyor buna dur diyecek yok mu?

SON günlerde ciddi bir akıl tutulması yaşıyoruz.

Haberin Devamı

Herkes, sırf tarafı belli olsun diye, bilir bilmez konuşuyor; söylediklerinin nereye gideceğinden haberdar olmadığı gibi sonuçlarını da bilmiyor.
Geçen akşam televizyon kanalları arasında dolaşıyorum. Televizyonların birinde, üç kişi tartışıyor; konu, faiz lobisi. Konuşanlar ekonomist mi, değil. Finansçı mı, hiç değil. Konuşmacılardan biri, aynen şunları söylüyor:“Bu sigorta şirketleri var ya, benden primleri alıyor, üçte ikisini yurtdışındaki büyük şirketlere yatırıyor. Primin neredeyse tamamı yurtdışına gönderiliyor. İşte size faiz lobisi.”
Konuşmacılardan bir diğerinin söylediği daha da vahim: “Ben Müslümanım, sigorta ile işim olmaz.”
Konuşmanın ilerleyen saatlerinde sigorta şirketlerinden sonra sıra bankalara geliyor. Benzeri suçlamalardan finans kesimi de nasibini alıyor. Söylenenleri, komplo teorilerini şaşkınlıkla izledim. Diyebilirsiniz ki, ‘Kafana silah dayayıp, zorla mı izlettiriyorlar, kanalı değiştirseydin’.
Değiştirdim zaten de konu o değil.
Aleni suç işleniyor. Finans kesimine yönelik bu tür aslı astarı olmayan söylemlerde bulunmak, finans kurumları üzerinden spekülasyon yaratmak kanuna göre çok ağır suç.

FİNANS ŞİRKETLERİNİ YIPRATIYORUZ

Ama adam, suç işlediğini bilmiyor. Bir şeyi daha bilmiyor. Evet, sigorta şirketleri topladıkları primin bir kısmını yurtdışına gönderiyor. Öyle iddia edildiği gibi üçte ikisini falan da değil, az bir miktarını gönderiyor. Neden? Çünkü vatandaş koskoca sanayi tesisini taş çatlasın 5-10 bin liraya sigortalatıyor; hasar olduğunda da sigorta şirketinden yeri geliyor milyon dolarlık tazminat alıyor. İşte bu parayı, yurtdışındaki o şirketler ödüyor. Yani, yurtdışına para gitmiyor, aksine yurtdışından para geliyor. Neden? Çünkü sigortacılık dünyada böyle çalışıyor, kanunlar da böyle diyor. Daha açık anlatımla; bu işin faizle, lobiyle uzaktan yakından alakası yok. Bu bir sistem ve işleyişi de bu.
Bitmedi. Yine geçenlerde gazetenin birinde haber okuyorum. Neymiş, bankanın varlığı azalıyormuş. Bankanın sahibi olduğu emeklilik şirketinin fonları yüksekmiş; o fonlardaki paralar bankaya aktarılarak, varlık güçlendirmesi yapılacakmış. Banka isimleri, şirket isimleri ortalarda dolaşıyor. Akıllara ziyan. Suç. Hem de ağır suç.
O da bilmiyor, bilmediği gibi araştırıp, soruşturma zahmetine bile katlanmıyor. Arkadaş. Emeklilik şirketindeki; bırakın 10 liraya, 1 kuruşa bile dokunamazsın. O para da emeklilik şirketinde değil, zaten.

NEDEN SESSİZ KALIYORSUNUZ?

Anlıyorum. İlginç bir dönemden geçiyoruz. Birileri, birilerine bindirmeye, giydirmeye çalışıyor. Asıl amaç farklı; onu da anlıyorum. Tamam arkadaş. Bindir, giydir. Ama bunu yaparken araç olarak finansı kullanma. Çünkü hem suç işliyorsun hem de güven üzerine kurulu bir sisteme zarar veriyorsun. Sonra da borsa düşüyor, dolar rekor kırıyor diye şikayet ediyorsun. Sen kalkıp, halka açık şirketler, üstelik finans şirketleri üzerinden komplo teorileri üretirsen, bunu da gerçek gibi anlatırsan; tabi, borsa da düşer, dolar da artar.
Hadi, bunları söyleyenler, yazanlar suç işlediklerini bilmiyor, amaçları da farklı. Peki, bu kanunu çıkartanlar, denetleyenler niye sessiz kalıp, bu olup bitene, işlenen suça seyirci kalıyor; o tarafını anlamıyor.
Şunu da söyleyeyim: Dünya ekonomik krizle boğuşurken biz, finans kesimimizin sağlamlığı ile böbürlenip, tüm dünyaya; ‘bu kriz bizi etkilemez, teğet geçer’ diye hava attık. Gerçekten de öyle oldu. Finans kurumları dimdik ayakta durdu. Şimdi ise bırakın kendi ayağımıza kurşun sıkmayı, neredeyse bombalıyoruz. Açıkça söyleyeyim, finans kesimine yönelik bu boş ve suçlayıcı söylemlerle ilgili bir önlem alınmaz. Mevcut süren tartışmadan finans sektörü uzak tutulmazsa, telafisi imkansız sorunlarla karşılaşırız.

Yazarın Tüm Yazıları