Şu üç kişi

Birincisi... Beşar Esad.
Aslında demek istiyor ki:
“Her gün bana fırça atma, yeter.”
İkincisi... Şimon Perez.
Aslında demek istiyor ki:
“Gel barışalım.”
Üçüncüsü... Bedrettin Dalan.
Yolladığı çelenkle aslında demek istiyor ki:?“Vatanımı çok özledim.”
***
Üçünü de çok iyi anlıyorum.
Esad, Türkiye’yi karşısına almak istemiyor. Şimon Perez, Türkiye’nin dostluğunu kaybetmek istemiyor.? Dalan ise gururludur. Kendini aşarak masumiyetini hatırlatmak istiyor... Beni en çok etkileyen de o olmuştur.
Çünkü Türkiye ile ilişkileri onarmak, Esad’ın ve Perez’in kendi elindedir. Ama Dalan gurbette ve çaresizdir.
Etkilenmemek mümkün mü?
***
Kılıçdaroğlu’nun ziyareti de geçici değil kalıcı bir nezaket havası estirir inşallah.
Yeri gelmişken şu noktaya da değinmek isterim.
Kılıçdaroğlu, Başbakan hakkında dilediği gibi konuşabilir, hakkıdır. Ana Muhalefet Lideri o...?Bol bol eleştirebilir. Zaman zaman ölçüyü de kaçırabilir. Nitekim kaçırıyor...?Olsun. Siyaset gereği, Başbakanın her icraatını yerin dibine batırma hakkını bile tanıyabiliriz ona...
Fakaat...
Erdoğan’a asla söyleyemeyeceği tek laf şu:
-Başbakanlık yan gelip yatma yeri değildir.
İşte bunu söyleyemez.
Belki ağzından kaçtı. Ama söylemeye devam ederse diğer söylediklerinin ve söyleyeceklerinin ciddiyeti kalmaz.