Su içsem yarıyor

Yaşasın Hayat Kliniği’nin “kilo yönetimi bölümü”nde izlediğimiz fazla kiloluların dosyalarını geriye doğru tarayınca, kilo sorununun her zaman fazla kalori tüketmekten kaynaklanma-dığını gördük.

Haberin Devamı

Bu insanların bazıları ihtiyaçlarından fazla kalori aldıkları için değil, yanlış beslendikleri (yani bilmeden kötü kalorilerle yüklü yiyecekleri tükettiği) için kilo alıyor veya bu sorunu çözemiyor.
Bu açıdan bakıldığında “su içsem yarıyor” diyenlerin bazıları belki de haklılar. Çünkü bunların sorunu öncelikle kötü kalorilerden kaynaklanıyor.
Kötü kalorilerin yarattığı başka sorunlar da var ama en önemlisi kilo ayarını bozmaları. Kötü kalori kazanımı arttıkça, kilo ayarının bozulduğu kesindir, eğer zamanlama da kötüyse sorun iyice vahimleşir!
Mesela menopoz çağı, hamilelik sonrası, emzirme dönemi ya da hipotiroidi sorununun yaşandığı bir dönemdeyseniz işiniz güçleşir, sağlıklı kilonuzu korumanız başarılması güç bir iş haline gelir. Eğer hem bir taraftan kötü kalorileri fazla miktarda yiyip içerken, diğer taraftan toplam kalori alımınızı da artırırsanız işte o zaman yandınız, obezlik kapınızdadır.
ALKOL KıLO ALDIRIR
Bize göre kötü kalorilerin en önemli kaynağı kötü karbonhidratlar ve alkoldür. Alkolü tartışmaya bile gerek yok. Çünkü o zaten bir besin, doğal bir enerji kaynağı değil.
Ama çoğu insan arada bir “keyif olsun” diye tükettiği alkolü farkına varmadan çoğaltabiliyor. Bu özellikle öğle yemeklerini dışarıda yiyenler ve akşamüzeri sosyalleşmesini abartanlar için önemli bir problem.
“Keyif olsun” diye tüketilen birkaç bardak alkol bazıları için ciddi bir kötü kalori kaynağı olabiliyor. Çünkü alkol bedene girdiğinde kalori bakımından neredeyse “uçak yakıtı” muamelesi görüyor ve inanılmaz bir hızla yakılıyor.
KÖTÜ KARBONHıDRATLAR NELER?
Kötü kalorilerin en önemli kaynağı “kötü karbonhidratlar”dır. Kötü karbonhidratlar deyince -ben yazmaktan bıkmayacağım, lütfen siz de okumaktan bıkmayın- şeker ilk sırayı alıyor.
Biz şeker deyince hemen “beyaz şeker” deyip geçiyoruz ama şekerin beyazı siyahı esmeri sarışını (!) hiç fark etmiyor. Çünkü doğal şeker diye tükettiğiniz (çoğu şeker kamışı kaynaklı) esmer-kahverengi şekere de vücudunuz bakkal şekerinden farklı bir muamele yapmıyor.
Özellikle meşrubatlar ya da paketlenmiş yiyeceklerle bedenimize giren yüksek fruktozlu mısır şurubu ise son yılların en tehlikeli kötü karbon-hidratı ve “kötü şeker şampiyonu” olarak gösteriliyor. Özellikle de çocuk ve gençlerdeki kilo sorununun baş sorumlusu sayılıyor. Çünkü onların pek sevdikleri meşrubatlar, kolalı içecekler ve enerji içecekleri fruktoz şurubu kaynıyor!
NE YAPMALI?
Kilo sorununuz olsa da olmasa da şu bilgiyi aklınızdan çıkarmayın: Bir yiyecek “alkol, şeker, fruktoz şurubu, rafine karbonhidratlar, un ve nişasta” içerdiği oranda kötü kalorileri barındıran bir besindir. Yalnız sağlıklı bir kiloda kalmak için değil, genel olarak sağlığınızı korumak, hipoglisemi ve sonraki dönemde diyabetten uzak kalmak bu tür yiyeceklerden uzaklaşmanızla yakından ilgilidir.
Kötü kalorilerin yalnız kilo aldırarak değil, vücudunuzu paslandırarak da yaşam kalitenizi bozabileceğini ve sizi vaktinden evvel yaşlandırabileceğini lütfen unutmayın.
Son bir uyarı daha: Eğer kötü kalorilere bağlı kilo sorunu ve paslanmanın önüne geçmek istiyorsanız bunu başarmanın yolunun yiyecek-içecek listenizi dikkatli yapmaktan ve aktif bir hayattan geçtiğini aklınızdan hiç çıkarmayın.

Liste uzun

Haberin Devamı

Kötü karbonhidratlar listesini yaparken listeye beyaz un ya da kepeği azaltılmış tahıl ürünleri (mesela undan yapılmış makarna, pizza, pide, lahmacun) ve bu ürünlerden yapılan pastane-fırın ürünü yiyecekleri eklemeyi de unutmayalım.
Özellikle atıştırmalık olarak tükettiğimiz cipsler, kızarmış patatesler, browni, poğaça, bisküvi ve gofretler, “eğlencelik niyetine” çocuklar ve gençlere pazarlanan şekerlemeler ve daha pek çok paketlenmiş atıştırmalık “kötü kalorilerin yuvalandığı besinler”in başında geliyor.
Bu listeyi daha da uzatmak, tabii ki “beyaz ekmeği” de listeye eklemek lazım. Kötü karbonhidratlar listesine nişastadan zengin yiyecekleri eklemelisiniz.

Haberin Devamı

Amniotik sıvının azalması önemli mi?

Gebelikte amniotik sıvının azalması (oligohidramnios) endişe verici bir durumdur. Amniotik sıvı, bebeği zedelenmekten koruyan, ayrıca gelişimi için bir alan ve hareketlerini rahatça yapabilmesi için ortam yaratan bir su yastığıdır.
Aynı zamanda bebeğin anne karnındayken idrarını rahatça yapabildiğini, yani böbrek ve diğer boşaltım sistemlerinin iyi çalıştığını da gösterir. Gebeliğin son haftalarında amniotik sıvının biraz azalması normaldir. Daha önceden azalmasının bazı sebepleri vardır:
Su kesesinin erken yırtılması
Annenin şeker, yüksek tansiyon veya bunun gibi kronik bir hastalığının olması
Bazı ilaçlar, örneğin ACE inhibitörleri
Bebeğin böbrek veya idrar yollarında bir sorun olması, kalp veya akciğer problemi veya genetik bir hastalığı olması
Tedavi çok sınırlıdır. Bol su içmek, yatak istirahatı önerilebilir. Doğumda bebeğin kalp atışları düşerse veya kordon sıkışması olursa sezaryen
gerekebilir.

Haberin Devamı

B12 vitamini kilo kaybını hızlandırıyor mu?

B12 vitamini kapsül ve enjeksiyonlarının kilo kaybını hızlandırdığına dair bir kanıt şu anda bulunmuyor. 2005 yılında yayınlanan bir çalışma B12 vitaminini de içeren bir besin desteği karışımını alan kişilerin 10 yıl boyunca bu destekleri almayanlara göre daha yavaş kilo aldığını ortaya koydu.
Ancak burada söz konusu olan B12 vitamininin etkisinden besin desteği alan kişilerin genel beslenmelerine daha çok dikkat etmesi olabilir. B12 çok önemli bir vitamin olsa da genel kilo kaybına bir katkısı yoktur.

Yazarın Tüm Yazıları