Fransa Cumhurbaşkanını Seçti: Nicolas Sarkozy

Güncelleme Tarihi:

Fransa Cumhurbaşkanını Seçti: Nicolas Sarkozy
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 08, 2007 19:26

6 Mayıs'ta ikinci turu tamamlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Fransız halkı Nicolas Sarkozy'yi seçti. Yüzde 53 oy oranı ile Fransa'nın yeni cumhurbaşkanı olan Sarkozy'nin ikinci turdaki rakibi Sosyalist aday Ségolène Royal ise yüzde 47'de kaldı. Başta dış politika olmak üzere bir çok konuda geniş yetkileri ve gücü bulunan cumhurbaşkanlığı görevi önümüzdeki beş yıl boyunca aşırı sağa yakınlığıyla dikkat çeken ancak partisi merkez sağda yer alan Sarkozy'de olacaktır.

Haberin Devamı

Fransa'nın başlıca sorunlarının ekonomi ve göçmenlerin entegrasyonu olduğu göz önünde bulundurulduğunda, halkın yarısının Sarkozy'nin bu sorunların üstesinden gelebilecek güçlü bir lider olduğunu düşündüğü görülmektedir. Her ne kadar diğer adaylar da ekonomiyle ilgili sorunlara vurgu yapmışlarsa da, Sarkozy kadar temeli sağlam ve neyi nasıl yapacağını açıklayan bir tavır izleyememişlerdir. Göçmenler konusunda ise, Sarkozy'nin sert ve katı görünümü güvenlik ve asayiş konusunda endişeleri olan seçmenleri olumlu etkilemiştir. Seçim kampanyaları boyunca uluslararası sorunlar çok az konu edilmiş, vaatler ve tartışmalar genellikle iç siyasetle sınırlı kalmıştır.

Sarkozy'nin vaatlerini göz önüne alarak önümüzdeki beş yıl için bir değerlendirme yapacak olursak; serbest piyasa ekonomisinin, grev ve protestolarla engellenmezse, daha Anglo-Sakson tarzında uygulanması yönünde adımlar atılmasını; Avrupa Anayasası'nın gözden geçirilerek kabul edilmesini; Avrupa Birliği (AB) içinde bir Akdeniz birliği kurulmasını; Fransa'nın ABD'yle yakınlaşmasını; İsrail'e daha ılımlı bir tavır içine girilmesini; Müslüman göçmenlerin entegrasyonu konusunda en azından kısa vadede gerginliklerin artmasını; göçün ciddi şekilde sınırlandırılmasını bekleyebiliriz.

Haberin Devamı

Fransa'nın yeni cumhurbaşkanının Türkiye'ye olası etkisine baktığımızda konuyu AB çerçevesinin dışında değerlendirmek zor görünmektedir. Çünkü Sarkozy Türkiye konusunu bugüne kadar AB dışında tartışmamıştır. Bilindiği gibi yeni cumhurbaşkanına göre Türkiye AB'ye üye olmamalı, Birlik ile ilişkilerini imtiyazlı ortaklık statüsü düzeyinde sürdürmelidir. Aslında AB'nin sınırlarının genişlemesine karşı çıkan Sarkozy'ye göre, Türkiye'nin üyeliği önündeki başlıca engel Türkiye'nin Avrupalı değil Asyalı olması ve nüfusunun büyük çoğunluğunun Müslüman olmasıdır. Her ne kadar "artık Türklere gerçeği söylemenin vakti geldi" dese de, iktidar olunca önceki dönemlerde yapılan anlaşmaları ve verilen kararları yok sayarak hareket etmesi kolay olmayacağından, hemen önümüzdeki aylarda Türkiye'nin üyelik sürecini sona erdirmek yönünde radikal girişimlerde bulunmasını  beklemek doğru olmayacaktır. Ancak AB'nin diğer lider ülkesi Almanya'nın başbakanı Merkel ile muhafazakârlık ve ABD'ye yakınlık gibi ortak yönleri bulunan Sarkozy'nin, o'nunla birlikte imtiyazlı ortaklık konusunu eskisinden daha vurgulu olarak gündeme getireceğini söylemek mümkündür. Sarkozy, her fırsatta Türkiye'nin üye olmaması gerektiğini kendi formüle ettiği nedenleriyle birlikte açıklayarak sadece Fransa'daki değil belki de tüm Avrupa'daki kamuoyunu yönlendirme konusunda etkili olabilecektir. Türkiye'nin müzakere süreci ne zaman sona erer, AB ne zaman Türkiye'nin üyeliğine hazır olduğunu açıklar ve Türkiye'nin üyeliği konusu ne zaman ve hangi ülkelerde halk oylamasına sunulur ve o dönemin şartları ne olur, bilinmez. Ancak, Sarkozy ve Merkel gibi liderlerin halkı etkileyerek referandumda arzuladıkları sonuçları almalarının hiç de zor olmayacağı tahmin edilmektedir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!