Standart dışı bir müzik hocası

Güncelleme Tarihi:

Standart dışı bir müzik hocası
Oluşturulma Tarihi: Eylül 23, 2012 02:00

Harun Kolçak yıllar sonra oyunculuğa döndü, “Pis 7’li” ekibine katıldı. Ağır işiten müzik öğretmeni Hurşit Van Beethoven rolünü üstlenen Kolçak, bu matrak karakteri çok sevdi: “Hurşit işine geleni duyuyor, işine gelmeyeni duymuyor. Kendi dünyasında çok mutlu, her şeye pozitif bakıyor. Bu yönüyle de biraz bana benziyor.”

Haberin Devamı

Harun Bey, bir ara tiyatro ve dizi deneyiminiz olmuş, fakat herkes sizi müzisyen kimliğimizle tanıyor. Ne oldu da yıllar sonra oyunculuğa dönmeye karar verdiniz?

- Evet, yıllar önce oyunculuk yapmıştım. “Pis 7’li” dizisinden teklif geldi, menajerimle birlikte görüşmeye gittik. Farklı bir müzik hocasını canlandırmamı istediler. Rol bana çok uygundu, kabul ettim.

Nedir bu müzik hocasının farkı?

- Bir kere sağır bu hoca. Adı Hurşit Van Beethoven. Standart dışı. Sağırlığı da komedi unsuru tabii.

Peki neden sağır olmuş Hurşit Van Beethoven?

- Askerdeyken bandodaymış. Yanında çok yüksek sesle davul çalan subay yüzünden sağır olmuş. Ama çocuklara bunu “Yanımda bomba patladı” diye anlatıyor. Çok matrak bir hoca.

Hiçbir şey duymuyor mu, yoksa işine gelenleri mi duyuyor sadece?

- (Gülüyor) İşine geleni duyuyor, işine gelmeyeni duymuyor. Kulaklık takıyor, aslında tam sağır değil yani. Kendi dünyasında çok mutlu, her şeye pozitif bakan bir insan. Bu yönüyle biraz bana benziyor. Kimseyle sürtüşmeyen, kendi hayatında mutlu yaşayan bir adam.

Öğrencileri de onunla çok dalga geçiyor tabii...

- Geçmezler mi! (Gülüyor) Düşünsene sağır bir müzik hocan var. Ben olsam, ben de dalga geçerdim!

EN BÜYÜK AVANTAJIM EŞREF KOLÇAK’IN OĞLU OLMAK

Seyirciyi güldürmek, ağlatmaktan daha zordur derler. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

- Yıllardır yakın çevremden aldığım yorumlara göre şunu rahatlıkla söyleyebilirim; ben çok matrak bir tipimdir. Yani gerçekte, sizlerin gördüğünüzün ötesinde bir Harun Kolçak vardır. Çok matraktır. Ama evdeyken ortaya çıkar o Harun Kolçak. Onu bilenler de hep “Sen bir sit-com’da oynasan çok başarılı olursun” demiştir. Çok farklı ve ince bir espri anlayışım vardır. İyi bir gözlemciyim. Tabii ki çok film seyretmemin de bunda çok etkisi var. Ve tabii ki en büyük avantajım, Eşref Kolçak’ın oğlu olmak...

Oyunculuk konusunda babanızdan da yardım alıyorsunuz yani...

- Tabii... Babam daha önceki oyunculuk deneyimlerimde de bana çok destek olmuştu. Jest nasıl yapılır, ses nasıl kullanılır gibi birçok şeyi ondan öğrendim ben.

Bu projede de yardım istediniz mi ondan?

- Arıyorum bazen, telefonda konuşuyoruz. Gerçekten çok şanslıyım; Eşref Kolçak gibi bir hocam var.

Babanızla aynı projede yer almak ister miydiniz?

- İstemez miyim? Hep “Keşke babamla birlikte oynasak” dedim, bir türlü olmadı. Ama öyle bir proje olsa, bana babalık değil hocalık yapar. Hem de çok sert bir hoca olur.

YENİ ALBÜMDE AKILLANMIŞ, ADAM OLMUŞ BİR HARUN VAR

Gelelim müziğe... “Vurgun” adlı bir albüm çıkardınız ama pek duyulmadı. Neden böyle oldu?

- Promosyon çalışmaları istediğim gibi olmadı. Şimdi yeniden bir tanıtım dönemine giriyoruz. Bir klip daha çekeceğiz.

Her albümün konseptinde bir duygu vardır ya, “Vurgun”daki duygu neydi?

- Bir süre önce annemi kaybettim, ardından kansere yakalandığımı öğrendim. O yüzden bu albümde daha farklı, daha ayaklarının üzerinde duran, daha akıllanmış, daha adam olmuş bir Harun Kolçak var. Duyguları da bir o kadar yoğun. Dünyaya bakışı değişmiş bir Harun bu... Bir de “Vurgun”da ilk albümümde Onno Tunç’la yaptığımız sound’u yakalamaya çalıştım.

Başka projeler var mı gündeminizde?

- Bir “Best Of” projem var ama ayrıntılarını şimdiden paylaşmak istemiyorum.

Düet olacak mı “Best Of” albümünde?

- Evet ama yeni isimlerle düet yapacağım. Hatta bir kişiyle anlaştık bile. Ama dediğim gibi, nazara inanan bir insan olduğum için açıklamak istemiyorum.

GECE HAYATI BENİ YIPRATTI

Sağlık durumunuz nasıl bu arada?

- Kanseri atlattım. Ama bu, belirli periyodlarla gidip kontrol ettirilmesi gereken bir hastalık... Şu anda ise gayet iyiyim. Mutlu ve huzurluyum. Moralimi bozacak hiçbir şeyi, hiç kimseyi hayatıma sokmuyorum. Kim olursa olsun, umurumda değil. Ben ayakta olmazsam, kimseye bir faydam olmaz. Onun için “Ben daha önemliyim” fikriyle yola çıkıyorum. Biraz bencilce görünse de önemli bir şey bu.

Kanseri yenmeyi nasıl başardınız?

- Manevi yönüm ve doğaya dönük yaşamam, hastalık sürecini atlatmamda çok yardımcı oldu. O maneviyat olmasaydı, bu kadar kolay düzelmezdim. Ayrıca doğal ilaçlar da kullandım.

Gece hayatından da uzaklaştınız sanırım...

- Evet, artık geceleri çıkmıyorum. Bir ara çok yoğun yaşadım o hayatı. Bu da bana fiziksel yorgunluk ve duygusal yıpranma getirdi. Başka da bir şey katmadı. Artık evimde dostlarımla olmak, daha izole bir hayat yaşamak hoşuma gidiyor. Minimalist bir düşünceyle hareket ediyorum şu an. Etrafımdaki insanlar bana yeter. Ama sosyal sorumluluğum da var, onu da yerine getirmeye çalışıyorum.

2-3 GÜN ARAMASAM BABAMDAN FIRÇA YİYORUM

Nedir o?

- TOÇEV’in öncülüğünde, Yeliz Şar’la birlikte dezavantajlı çocuklar yararına çalışmalar yapacağız.

Haberin Devamı

“Dezavantajlı çocuklar”dan kastınız ne?

- Yoksul, engelli, çeşitli olumsuzluklar yaşamış olan çocuklar... O çocuklara 81 ilde içinde okul malzemeleri bulunan 81 bin çanta dağıtacağız.

Hayli yoğunsunuz o zaman şu sıralar...

- Sormayın, bu yoğunluk içinde babamı bile iki-üç gün aramadığım oluyor. Eşref Kolçak’tan fırça yemek de epey ağır oluyor yani! (Gülüyor) Anacığımın vefatından sonra bir o, bir ben kaldık...

Haberin Devamı

ÇOK MATRAK BİR DİZİ

Ekibe dahil olmadan önce “Pis 7’li”yi izliyor muydunuz?

- Diziden haberim vardı. Ayşegül Aldinç, Asuman Dabak gibi arkadaşlarım rol aldığı için birkaç kez izlemiştim. Çok matrak bir dizi.

DÖVME YAPTIRMAK BİR TUTKU

Dövmelerinizi dizide gizlemiyorsunuz değil mi?

- Yok, bu halimle oynuyorum. Bir toplantı yaptık, dövmelerin kalmasına karar verdik. Zaten uzun kollu giysiler giydiğimden ellerim dışındakiler görünmüyor. Bir kere dövme yaptırdığınız zaman bir tutku haline geliyor bu. Şimdi boynuma da bir tane yaptırmayı planlıyorum...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!