Almanlar kazanınca biz de kazandık

Galatasaray’ın, futbol tarihimizdeki en kıymetli ve derin izi niteliğindeki ‘UEFA Şampiyonluğu’na ait yürüyüşün ilk kararlı adımı, kuşkusuz Ali Sami Yen’deki Milan maçında atılmıştı.

Haberin Devamı

 Sarı kırmızılılar söz konusu mücadelede 2-0’dan geri dönmüşler ve karşılaşmayı 3-2 kazanmışlardı.

Günümüzün G.Saray’ı ise ruh, beden, güç ve kapasite olarak ‘2000’lerin takımı’nın çok çok gerisinde elbet. Bırakın Avrupa’yı, Süper Lig’de bile ayakta durmakta zorluk çekiyor ve 2-0 öne geçtiği maçları berabere tamamlıyor. Dünkü Porto randevusu ise işlev açısından ‘Avrupa Ligi’ için devam kararının alınacağı, ruh açısından da genleriyle buluşmak anlamına gelen bir 90 dakikaydı. Maça atak başlasa ve Eren’le mutlak bir gol fırsatı bulsa da ağlarla buluşan toplar konuk ekipten geldi. Önce varlığı, yokluğuna tercih edilecek Eren’in hatasıyla gelen ilk gol, ardından penaltı ve skor 0-2’ye taşındı. Feghouli’nin penaltı vuruşuyla kazanılan gol ise umutları ikinci yarıya taşıdı. Lakin ikinci yarı Onyekuru’nun kaçırdığı fırsattan sonra gelen üçüncü Porto golünü izledik.

Haberin Devamı

Sonrasında maç bambaşka bir hikâyenin parçası oldu; onca fırsatı heba eden Eren’in golü, G.Saray’ın en iyisi Feghouli’nin kazanılan ikinci penaltıda üst direği nişanlaması derken Gelsenkirchen’den gelecek sonuç önem kazandı. Nihayetinde Schalke’nin 90’da attığı gol, “Almanlar kazanınca biz de kazanmış sayıldık” klişesiyle bir kez daha buluşmamızı sağladı. Sonuç olarak dün gece ‘Avrupa’da devam kararı’ alınırken Porto randevusu, sarı kırmızılılar için skor açısından olmasa da oyun olarak son dönemdeki en dikkat çekici maçıydı ve takım, hayat belirtisi gösterdi. Bakalım bu belirti Başakşehir karşısında nasıl bir sonuca evrilecek, bekleyelim görelim...

Yazarın Tüm Yazıları