Sadece Kuntz değil, onu getirenler de bedel ödemeli

İsyanım sadece Faroe maçıyla ilgili değil.

Haberin Devamı

Türkiye A Milli Futbol Takımı, 1990’da Sepp Piontek’i 50 yaşında göreve getirdi. O Piontek, Danimarka Milli Takımı’nı Avrupa Şampiyonası’nda yarı final oynatmıştı.

Galatasaray, 1984’te Jupp Derwall’i 57 yaşında göreve getirdi. Derwall, Galatasaray öncesi çalıştırdığı Alman Milli Takımı’nı Avrupa Şampiyonu yapmış, Dünya Kupası’nda da final oynatmıştı.

Beşiktaş, 1987’de İngiliz Gordon Milne’i 50 yaşında göreve getirdi. Milne, Beşiktaş öncesi Premier Lig’de Leicester City’yi çalıştırmıştı. Gary Lineker’i İngiliz futboluna hediye eden isimdi.

BU NASIL BiR ViZYON?

Türk futbolu, 1980 ve 90’lı yıllarda, uluslararası arenada son derece başarısızken, hiçbir büyük turnuvaya bilet alamıyor, Avrupa kupalarında tur geçemiyorken getirdi bu hocaları ülkeye. Üstelik öyle milyon Euro’lar da saçmıyorduk maaş olarak. Türk futbolu o yıllarda bile cazipti, heyecan vericiydi kaliteli teknik adamlar için. Zaten benim isyan ettiğim konu da bu:

Haberin Devamı

ARTIK CiDDi BiR OYUNCUYUZ AMA

2020’li yıllardayız. Son 13 büyük turnuvanın 6’sına katılmışız, üçünde son sekize kalmışız. Kıta futbolunda artık ciddi bir oyuncu olan Türk Milli Takımı’nın başına, 60 yaşına kadar üstyapıda neredeyse hiçbir teknik adamlık deneyimi olmayan Stefan Kuntz’u getirmek nasıl bir vizyonun ürünüdür sahi? Ben bir Türk sporsever olarak, 80’lerde A milli takımın başına Sepp Piontek’i, ümitlerin başına da Fatih Terim’i getiren vizyonu özlüyorum.

90 BiN KEZ RÜZGAR VE SUNi ÇiM!

İsyanım dünkü maçla ilgili değil. Kuntz döneminde hiçbir kritik eşiği geçemedik zaten. Norveç’i yenemedik. En kritik günümüzde Portekiz’e karşı üçlü savunma ve sol kanat bek Berkan denemesi yaptık. Lüksemburg’u yenemedik. Şimdi de Lüksemburg’un deplasmanda yendiği Faroe’yi yenemedik. Bu gerçeğin üstünü de 90 dakikada 90 bin kez rüzgar ve suni çim dersek örteriz belki!

KUNTZ GELMEDEN YAZMIŞTIM

Bu basit gerçekleri Stefan Kuntz daha göreve getirilmeden, söylentisi yayıldığı gün yazmış ve dile getirmiş olmanın vicdani huzuru içindeyim. Bir Türk vatandaşı olarak, ülke futboluna göz göre göre bu yılları kaybettirenlerin bedel ödemesi gerektiğini düşünüyorum.

Yazarın Tüm Yazıları