Roma'da turun rakamı % 51

GALATASARAY NASIL OYNAMALI?

Haberin Devamı

1-LAZIO karşısında ‘Galatasaray ne yapmalı’ sorusunu 3 adımda değerlendirmek lazım. 

 

Lazio’ya karşı ilk maçta rakibin hava toplarındaki hakimiyetini düşünerek savunmacı bir takım çıkardığını söylüyordu Mustafa Hoca. Lazio gerçekten de hava toplarına hakim bir takım. Lâkin Galatasaray’ın duran top zafiyeti kısalıkla değil alan paylaşımıyla ilgili bir problem... Denizli döneminde yenen duran top gollerine şöyle bir bakalım:
a) Sivas maçında sağdan İbrahim Akın ortalayıp Texeira kafayı vurduğunda bomboştu. Chedjou-Denayer oradaydı ama yerleşim hatası nedeniyle David bomboş vurdu.


b) Akhisar önünde Abdülkadir aynı şekilde Denayer’la Semih arasından bomboş vurdu.
c) Mersin, kornerde ön direkte Güven’le bomboş buldu kafa golünü.
d) Lazio önünde Biglia ortaladığında Savic, Chedjou’yla Donk’un arasındaydı ve yine boştu.

Haberin Devamı


Sivas’ta 1.83’lük Texeira kafayı vururken yanında olan Chedjou ve Denayer 1.84 boyundalar. Akhisarlı Abdülkadir ve Mersinli Güven, 1.79 boyundalar. Yenen kafa golleri içinde tek uzun skorer Laziolu Savic. Yani 4 golün üçüne bakarsak mevzu boy değil, yerleşim...

 

2-BÖYLE, UYUM NASIL OLSUN

 

Peki, Galatasaray savunması neden yerleşim hatası yapıyor? Bir takımın duran top savunmasında parselleri iyi paylaşmasının yolu, birbirini iyi tanımaktan geçer. Galatasaray’ın son 5 kritik resmi maçındaki savunma dörtlülerine bakalım beraber:◊ Osmanlı: Sabri-Semih-Denayer-Hakan ◊ Konya: Linnes-Koray-Chedjou-Olcan ◊ Mersin: Denayer-Chedjou-Semih-Carole◊ Lazio: Denayer-Koray-Hakan-Carole◊ Trabzon: Sabri-Koray-Hakan-CaroleHer maç savunma dörtlüsü değişirse, uyumlu olmalarını bekleyemezsiniz ki!

 

3-SAVUNMACI KiMLiK

 

Galatasaray’ın ilk maçtaki tek sorunu duran top değildi zaten. Galatasaray’ın ilk maçtaki esas sorunu top oynamaktan çok, önlem almaya odaklanmaktı. Eğer sahaya 8 savunmacıyla çıkar ve üst üste 4 pas yapamazsanız, bu pasları Lazio yapacaktır doğal olarak. Lazio oynarsa, Lazio pozisyon bulacaktır. O zaman da mecburen önlem alan bir takıma dönüşürsünüz zaten.Üstelik Denizli’nin de değindiği üzere Lazio’nun çok koşan bir takım olması, savunmacı kimliğiyle ilgili. Serie A uzmanı meslektaşım Emre Özcan’dan aldığım bilgilere göre ligin ilk yarısında koşu mesafe liginde yedinci olan Lazio’nun ikinci devrede üçüncülüğe tırmanmasının nedeni de daha savunmacı bir kimliğe bürünmesi. (Şu anda Serie A’da Bologna 108.4, Napoli 107.4, Lazio 107.2 ve Chievo 106.6 km ortalamayla koşmuşlar) Oysa Galatasaray geçtiğimiz perşembe cesur bir 11’le çıksa, topu yapan taraf olsa, önlem düşünmesi gereken ve doğal olarak yine koşan Pioli’nin ekibi olacak. Duran top atmak için duran top bulmalı Lazio... Topu onlara verirseniz tabii ki duran top bulacaklar. Ama topu siz oynamak isterseniz, siz bulursunuz o duran top fırsatlarını.

 

Haberin Devamı

‘Birinci Denizli’yi daha çok sevdim

 

GELELİM genel meseleye. 80’lerdeki genç Denizli’nin ne kadar cesur bir teknik adam olduğu, 13 Ekim 1987’de milli takımın Wembley’e yapacağı İngiltere seyahati öncesi Atatürk Havalimanı’ndaki açıklamalarında gizli: “İngiltere’de İngiltere’yi yenmekten başka bir düşüncemiz yok” diyordu o gün 38 yaşındaki çiçeği burnunda teknik adam.
O İngiltere ki son iki yıl içinde bize İnönü’de 8, Wembley’de 5 atmış; kısa süre içinde uluslararası kabusumuz haline dönüşmüştü.


O İngiltere ki 86 Dünya Kupası’nda çeyrek final oynamış, kadrosunda da tüm zamanların en iyi Britanyalılarından Lineker, Bryan Robson ve Barnes var. Sonuçta bir 8 daha yiyorduk İngiltere’den Wembley’de. Ama Denizli’nin Türk futboluna enjekte ettiği o inanç, sadece bir yıl sonra Galatasaray arması altında meyvelerini veriyordu.

 

Haberin Devamı

ASLOLAN SONUÇTUR!

 

DENİZLİ 2015’in sonunda Galatasaray’da göreve geldikten kısa bir süre sonra, o günkü gazetemin hafta sonu eki için ikiye ayırmıştım Denizli hikayesini... Bu satırlar da o günden: Kariyerinin birinci bölümü, ilk 30 yıllık dönemidir Denizli’nin... Yirminci yüzyıldaki 15 yıllık futbolculuk ve 15 yıllık antrenörlük kariyerine muazzam bir hikâye sığdıracaktı Büyük Mustafa: Mütevazı Altay’la Türkiye Kupası zaferi, gol krallığı. Galatasaray’la 14 yıllık şampiyonluk özleminin bitirilmesi ve Şampiyon Kulüpler Kupası’nda son dörde kalınması. Milli takımla Euro 2000’de çeyrek final... 21’inci yüzyılla birlikteyse başka bir öykü başlayacaktı Denizli için. Belki de şartlar, onu daha faydacı davranmaya itecekti bu yüzyılda.

 

Haberin Devamı

ÖNLEM ALMA CESUR OL

 

BENCE 20’nci yüzyıl samimiyet çağıdır zaten. Belki internet neredeyse yoktur hayatımızda, cep telefonu ekranında ikinci bir hayat kurmamışızdır. Ama her şey daha içtendi, daha kalıcıydı: Sevgiler sevgi, aşklar aşk, başarılar başarıdır. Kupaları vikipedi, açıklamaları twitter ölçümlemiyordur henüz. O çağda gerçek ölçü sokaktır. 21’inci yüzyıl sonuç odaklıdır daha çok. Uzun vadeli planlar banaldir yeni nesle göre, aslolan sonuçtur. Mustafa Denizli de daha sonuca odaklıdır bu döneminde. Kupa kazanmaktır esas hedef artık, uzun vadeli planlar çok daha zordur artık.2001’de F.Bahçe’yi şampiyon yaptığında faydalandığı birçok oyuncu, sadece 1 yıl üst düzey hizmet vermiştir Kadıköy’e: Andersson, Rapajic, Revivo, Lazetic, Mirkovic gibi yıldızlara ödenen büyük paralar, sadece bir kupalıktır maalesef. Beşiktaş şampiyonluğunda da durum çok farklı değildir. Artık çok genç oyuncular şans bulamaz Denizli takımlarında. Yusuf’tan, Nobre’den, Üzülmez’den, Ernst’ten çok iyi faydalanacaktır şampiyonluk yolunda. Ama 2. sezona hemen hiçbir şey kalmayacaktır Beşiktaş’ın elinde. 2. yılda 23 resmi maçta sadece 20 golde kalınacak, beşli savunmalarla sahaya çıkılacak, Bobo sol açıkta kullanılacaktır mesela. 21’inci yüzyıl Denizli’si yönetiminde F.Bahçe’yle de Beşiktaş’la da ikinci sezonlar hüsran olacaktır zaten.G.Saray’da da kısa sürede “ikinci Denizli” döneminin devam ettiği sinyallerini verdi Mustafa Hoca. İtiraf edeyim, birinci Denizli’ye ne kadar hayransam, ikinci Denizli’ye de o kadar soğuğum futbolsever olarak.

 

Haberin Devamı

Bugün Lazio karşısında Galatasaray’ın yapması gereken önce cesur olmak. Birinci Denizli dönemindeki gibi sahaya “yüzde 51” kazanma umuduyla çıkmak. Çünkü ikinci Denizli dönemi gibi sadece önlem almaya kalkarsanız, sonuç büyük ihtimalle hüsran olacaktır.

 

Yazarın Tüm Yazıları