Atletico Madrid-Dortmund maçı gibiydi

Dünya futbolu dönüşüyor, Süper Lig de dönüşüyor. Dün özellikle maç 11’e 11’ken, topa sahip takımın değil sahip olmayanın daha fazla tehlike yarattığını gördük peş peşe.

Haberin Devamı

Bu son derece pragmatik görüntüyü izlerken sanki bir Atletico Madrid-Borussia Dortmund maçı seyrettiğimiz hissine kapıldım doğrusu. Galatasaray zaten üç orijinal santrforu birden sakat olunca, en uca Emre Akbaba’yı devşirerek biraz mecbur kaldı bu oyuna. Maç 11’e 11’ken orta üçlünün sağında oynayan Taylan ve sağa sürekli sağa deplase olan Emre, hızlı çıkışlarla pozisyon yarattılar. Emre 15 dakikada 3 gol pozisyonu yarattı, ikisini Feghouli ve Belhanda harcadı. Birinde de şanssızdı genç adam.

BU TARZ FUTBOL ÇİMŞİR'İN TERCİHİ

Trabzon’un faydacı oyunuysa bir mecburiyet değil, bir tercih. Hüseyin Çimşir göreve geldiğinden beri bu tarz bir futbol tercih ediyor, zaten topla oynama oranları da yüzde 50’ye kadar geriledi Trabzonspor’un. Bu istatistikte Malatyaspor ve Konyaspor gibi iki ekibin gerisindeler enteresan bir şekilde. Ancak Trabzonspor’un gol atmak için, maç kazanmak için sürekli topa sahip olmak gibi bir mecburiyeti yok. Süper bir geçiş oyunu oynuyorlar ve rakiplerinin tamamlayamadığı her hücumu fırsata çeviriyorlar. Dün sağ açık Abdülkadir Ömür, sol açık Ekuban süratli koşarak, santrfor Sörloth da süratli düşünerek defalarca hızlı geçirdiler takımlarını hücuma. Trabzonspor bu sezonu şampiyon bitirebilir mi bilemiyorum, ancak şunu biliyorum: Eğer bu genç kadroyu hunharca dağıtmazlarsa, önümüzdeki 5 yıl içinde bir sürü kupa koyacaklar müzelerine. Son bir parantezi de Galatasaray’ın yeni sezon planlaması için açmak lazım. Terim, antrenörlük kariyeri boyunca yetenekli ve problemli oyuncudan çekinmemiştir. Onları alıp ehlileştirme konusunda ustadır. Ancak artık yaşı belli bir seviyeye geldi ve ehlileştirme işi sabır ve mesai istiyor. Şu anda takımda Feghouli, Belhanda, Seri, Lemina gibi yetenek/ problem ipinde çok oynadıkları için 5 büyük ligden düşmüş oyuncular var. Ve bunların hepsini birden kontrol etmek, dizginlemek ve ilk 11’de bir arada oynatmak kolay iş değil. Fatih Terim bence yeni sezon planlamasında bu tip futbolcu sayısını azaltmalı.

Haberin Devamı

ZAYIF HALKA SARACCHI

Geçen hafta asist yaptığı için, Başakşehir’in golünün onun bölgesinden geldiği gözden kaçtı. Bu hafta da Ekuban sağa bir geçti, onun bölgesini tarlaya çevirdi. Eğer kiralık kontratında (bir buçuk yılı tamamlamadan) geri dönüş opsiyonu varsa bence Leipzig’e dönebilir. Zaten Leipzig’in onu neden 6 ay değil de bir buçuk yıl kiraladığını anlıyoruz performansından.

Haberin Devamı

TAM BİR OMURGA EKSİK

Mourinho, 2007 kışında Chelsea’den ayrılıp bir süre işsiz kaldığında, Daily Telegraph’a köşe yazıları kaleme almıştı. O sezonun sonlarına doğru yazdığı bir makale hâlâ hafızamda: “Bir takımın omurgası sağlamsa, diğer parçaları onların etrafına eklemleyebilirsiniz. İyi bir kaleciniz, birer savunma ve orta saha lideriniz, bir de iyi santrforunuz varsa omurganız tamamdır. Ben gelecek sezonun (2008-2009’un) bir numaralı şampiyonluk adayı olarak Liverpool’u görüyorum. Zira iyi bir kaleci Reina, savunma lideri Carragher, takım lideri Gerrard ve harika bir santrfor Torres var orada.”

HER YERDE EKSİK VAR

Liverpool o sezonu şampiyon tamamlayamadı ama çok yaklaştı zafere. Mourinho da kısmen haklı çıktı aslında. Dünkü maçı izlerken, Galatasaray’ın Mourinho’nun bahsettiği hemen her bölgesinin eksik olduğunu fark ettim. Kalecileri Muslera sakat. Savunmanın ‘Boss’ lakaplı lideri Luyindama sakat. Orta saha lideri Lemina ve santrforu Falcao da eksik. Yani Galatasaray’ın tam bir omurgası eksik ve yerlerini de Okan, Taylan, Emre Akbaba gibi alternatiflerle doldurmaya çalışıyorlar. Bu kadar eksikle bir büyük maç kazanmaları da pek mümkün değil bence.

Haberin Devamı

ABDÜLKADİR PARMAK VE EKUBAN

Dün Trabzonspor’da sol iç pozisyonunda Abdülkadir Parmak’ı, sol açıkta da Ekuban’ı izledik. İkisi de enteresan oyuncular. Parmak, uzun mesafede çok süratli değil ama aklıyla hız kazanıyor. Bazen Yusuf Şimşek gibi yürüyerek yapıyor driplingi. Ekuban da klasik süratli forvet gibi görünüyor ama enteresan bir şekilde top ayağına da çok yakışıyor. Bazen klas bir pas görüyorsunuz sahada. Bunu Sosa atmıştır diyorsunuz pasa bakarak. Ama Ekuban atmış oluyor. Şu sıralar yabancı kulüplerin Abdülkadir Ömür’ü izlediğini okuyoruz gazetelerden. Ancak bu takımda bence iki gizli süper star var: Biri Parmak, diğeri de Ekuban. Özellikle Ekuban’ın sadece 1 milyon Euro’ya alındığını düşününce, son yıllarda fiyat/ performans açısından lige girmiş en değerli adam diyebilirim onun için

 

Yazarın Tüm Yazıları