Tarihe Geçen Bir Sezon

25 Ocak’ta Madrid’e kaybedilen maç sonrası Efes’in EuroLeague’deki galibiyet/mağlubiyet oranı (2001-02’den günümüze uzanan süreç) %50’nin altına inmişti. Valencia maçıyla tekrar %50’yi yakalayan Efes, Malaga deplasmanında çıktığı 365. EuroLeague maçında 183. mağlubiyetini alarak yeniden %50’lik oranın altına indi. 2000’lerin başında ligin en dişli takımlarından olan ve %70 barajını zorlayan Efes’in geldiği ve bir türlü kurtulamadığı durumun özetini bu veriyle çıkarmak mümkün.

Haberin Devamı

Efes’in bu sezon ligin ilk sekiz sırasındaki takımlara karşı toplamda sadece bir galibiyeti var. (McCollum’un alev aldığı Maccabi maçı). Bu nedenle Efes’in bu sezon EuroLeague’de hangi takımlara karşı üstünlük kurabileceği açık olsa gerek: Sıralamada kendisine yakın olan takımlar. Bu açıdan takımın önünde ligin dibinden kurtulmak için iyi bir şans vardı. Ataman’ın bu tip hedef maçları kazanacağını ve sıralamadaki direkt rakiplerini yenerek onları alt edeceğini düşünüyorduk. Ancak öyle olmadı.

Maça 21-7 geride başlayarak havlu atan Efes maçın sonlarına doğru basketbol oynamayı hatırlayınca Malaga’nın da ne kadar defolu bir takım olduğunu bir kez daha görmüş olduk. Ancak bir EuroLeague maçında dar bir aralıkta hücumda topu iyi yönlendirmek ve savunmada dirençli olmak size maçı kazandırmıyor. Dahası hangi seviyede olursa olsun bir basketbol maçının başında yapılan hataların bedelinin maç ortada gitse bile maçın sonunda mutlaka ödeneceği unutulmamalı.

Haberin Devamı

Stratejiye ve maç içi değişkenlere gelmeden önce Efes’in çözmesi gereken daha temel problemler var. Bu takımın oyuncuları genel tablo ne olursa olsun bu maçta box-out yapmaya, topu en azından birkaç kez çevirmeye ve bire birde geçilmemeye erinmemeli. Daha da önemlisi sahada iyi performans sergilemek için maaş aldıklarını unutmamalı. Yoksa Efesli oyuncular başka bir takımda başka rollerde olsalar daha verimli olabilirler. Ancak böyle bir yapıda bir arada olmaları zaten zorken artık imkansız hale geldi. Bunların yanında bu takımın koçu da şartlar ne olursa olsun bu maça takımını en iyi şekilde hazırlamalıydı.

Efes’te Ataman’ın gelişiyle oluşan enerji de yok oldu. Bu aşamada Efes’in yapması gereken, dün gece Cavs’in yaptığı gibi, neşteri vurmaktır. Çünkü bu maçı Dragic, Dunston ve Doğuş dışında önemseyen hiçbir oyuncu yoktu sahada. Oynadıkları her maçta sahaya karakter koyan bu oyuncuların emeklerini ödüllendirmek ve diğer oyuncular ve bu oyuncuları kulübe alanlar ile yolları mümkün olan en erken tarihte ayırmak gerek.

İş ahlakı olmayan veya olsa bile EuroLeague seviyesinde rekabet edemeyecek hiçbir oyuncu/çalışan/yönetici Efes’ten para kazanmayı hak etmiyor. Ancak taraftarlar yaz döneminde sorumluların hesap verdiğini ve Efes’te işlerin gerçek profesyonellerce yönetilmeye başlandığını görmeyi hak ediyor.

Haberin Devamı

Efes’in ülkemizi gururlandırdığı günlerin geri gelmesi dileğiyle...

Yazarın Tüm Yazıları