Gözyaşlarımızın Tadı Aynı…

Bu hafta Rizespor karşısında hırsıyla ve oyun disiplini ile giydiği formanın hakkını veren futbolcular ve onları maç boyunca bir an bile durmadan destekleyen Eskişehirspor taraftarı hakkında yazmak isterdim. Her maç kendini biraz daha geliştiren kaleci Kayacan’dan, gol yollarında şanssızlığını yenemese de mücadelesinden vazgeçmeyen Mezenga ve Ofoedu’dan bahsetmek isterdim.

Haberin Devamı

Ancak Eskişehirspor ile ilgili, oynadığı maçtan daha önemli bir noktaya gelmiş bulunuyoruz. Sahipsizlik ve belirsizliğin sonundayız artık. Çarşamba günü yapılacak olan genel kurulda Eskişehirspor’un geleceği hakkında bir karar verilmiş olacak.

Bir ülke futbolunun gelişmesinde şehir takımlarının büyük öneme sahip olduğunu her zaman söylemişimdir. Türk futbolunda şehir takımlarının arasındaki efsane ise tartışmasız Eskişehirspor’dur. Birçok konuda 3 büyüklerin tekelinde olan başarılara ortak olmuş ve Anadolu takımlarının büyük takımlarla rekabet edebilmesi için onlara yol açmıştır. İsimleri değişse de aşkları ortak taraftar grupları, bugün adından sıkça bahsedilen büyük takım taraftar gruplarının öncüsüdür. Türkiye’ye tribün kültürünü getirenlerdir. Besteledikleri marşlar ve tezahüratlarla, bütün tribünün tek bir ses oluşuyla, bandosuyla taraflı tarafsız herkesin hayranlığını kazanmıştır.

Haberin Devamı

Şimdi bu yarım asırlık efsane, bundan önceki kötü yöneticilerin yarattığı büyük borç batağı nedeniyle sahipsiz, öyle mi?

Yapılacak olan genel kurulda bir başkan adayı çıkmıyor. Kimse çıkacak gibi de görünmüyor. Kendilerine göre haklı gerekçeleri de var denebilir. Çünkü bu kadar borcun altına kimse imza atmak istemiyor.

Gelinen noktada Eskişehirspor yine Türk futbolunda bir farkındalığı yarattı diyebiliriz aslında. Ülkedeki futbol ekonomisinin denetimsizliği ve yönetimlerin beceriksizliği.

Son 5 yıldaki transfer alışverişinde 64 Milyon TL gibi ciddi bir kar yapmış olan bir kulüp bugün nasıl böyle bir batağa gelebiliyor?

Tıpkı 2000 yılında UEFA Kupasını ve Süper Kupayı kazanan Galatasaray’ın bir yıl sonra yaşadığı ekonomik kriz gibi bu da anlaşılamaz bir durum. Galatasaray o dönemde büyük takım ve reklam olmanın gücüyle yaşadığı krizden bir şekilde kurtulmayı başardı.

Peki, Anadolu takımlarının marka değeri olan Eskişehirspor da bunu başarabilecek mi?

Bunu önümüzdeki günlerde hep birlikte göreceğiz. Ancak emin olunması gereken şöyle bir gerçek var. O da Eskişehirspor sahipsiz kalıp amatör kümeden yeniden başlasa bile, büyük takım olma özelliğinden hiçbir şey kaybetmeyecektir. En kötü durumda, amatör lig maçlarının en fazla taraftar ve gol rekorları kırılır ve bu kulüp, küllerinden yeniden doğarak bir kez daha efsaneleşir. Rizespor maçındaki futbolcuların protestosu ve maçtan sonra binlerce insanın döktüğü gözyaşı bunu yapabilecek güçte ve inançta olduğunu göstermiştir. Daha önce 1992-93 sezonunda 3. lige düşüp kırdığı rekorlarla Süper Lig’e dönmüş olan bir takım, beceriksiz yöneticiler yüzünden yok olamaz. Bu takıma karşılık beklemeden sevdalanmış milyonlarca insan buna izin vermez.
Koskoca bir şehrin ortak aldığı nefes, öyle kolay bitmez.

 

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları