Başarının sırrı 'ağa primi'

Ülkemizde futbolcu milletini en çok motive eden prim, başkanın soyunma odasına inip “Bu maçı alın size helalinden 10’ar bin lira” dediği prim, yani ağa primi...

Haberin Devamı

Futbolda başarı için altyapıdan kurumsallaşma ve düzgün bir ekonomiye kadar, bir çok kriter sayıyoruz. Ama futbol öyle bir oyun ki, aslında normal şirketler için geçerli olan bir çok doğru hareket, bu oyunda hiçbir işe yaramayabiliyor.

Bakın Ali Koç, uzun vadeli bir planlama için Phillip Cocu ile yola çıktı ancak yolu yarılamadan ayrılmak zorunda kaldılar. Hiç hesapta olmayan Erwin Koeman ile ise işler şimdilik yoluna girmiş görünüyor. Belki Koeman da, Stefan Zweig’in tayin ettiği ‘yıldızının parladığı an’a Fenerbahçe’de denk gelecek.

İthaki Yayınları’ndan çıkan ‘Rakamların Oyunu’ kitabının tezine göre futbolda başarılı olmanın yüzde 50’si iyi bir takım, teknik direktör, doğru oyun, yönetim vs. ise yüzde 50’si de şansa bağlı! Kitap bunu atılan goller üzerinden iddia ediyor ama saha dışında da tesadüflerin önemli bir yeri olduğunu görüyoruz.

Haberin Devamı

Futbolda aslında ‘sürekli doğru’ yoktur. Başarı için belli bir dönem için geçerli olan doğrular vardır. Bu nedenle kendinizi sürekli yenilemek zorundasınız. İki sene üst üste şampiyon olan Beşiktaş’ı yere göğe sığdıramazken, bugün aynı ekibin yanlışlarını tartışıyoruz. Şurası muhakkak ki, futbolda en önemli eşik, zirvedeyken attığınız veya atmadığınız kararlarla yapıyorsunuz. Başarıyı elde ederken, kendinizi sert bir eleştiriden geçirmek zorundasınız. “Biz şampiyon olduk ama aslında çok doğru işler yaptığımız söylenemez” diyorsanız, kupaya rağmen değişim düğmesine basmalısınız. Bunun tersi de geçerli. Bazen ikincilik veya üçüncülükler, uzun süreli şampiyonlukların müjdecisidir.

YABANCILAR DA ‘EN BÜYÜK BAŞKAN BİZİM BAŞKAN’ DİYOR!

Özellikle Türkiye’de futbolda başarıya dair öne sürülen tüm önermeler, gerçeklerle kıyaslandığında anlamsız kalabiliyor. Türkiye’de başarının en önemli anahtarlarından biri ‘prim’dir! Bunu fiilen işin içinde olan insanlardan bizatihi duyduğum için söylüyorum.

Son yıllarda kulüpler prim sistemini değiştirdi. Artık ‘puan başı’na prim veriliyor. Ve bu primler de sezon sonunda hesaplara yatırılıyor. Ancak bunun oyuncuların haftalık performanslarına çok fazla olumlu etkisi yok. Futbolcu milletini en çok motive eden prim, başkanın soyunma odasına inip “Bu maçı alın, size helalinden 10’ar bin lira” dediği primler. Bu para onlar için ‘çerez’ olsa da büyük bir haz veriyor ve maça daha iyi motive oluyorlar.

Haberin Devamı

O primi maçtan sonra gidip bir günde alışveriş merkezinde harcamaktan çocuksu bir keyif alıyorlar. Buna ‘paracı’ olmaktan ziyade ‘iddialaşma’yı sevmek diyebiliriz. Ben bu tür primlere ‘ağa primi’ diyorum. Ülkemize gelen yabancı futbolcular da başlangıçta şaştıkları bu primin tadına vardıktan sonra “En büyük başkan bizim başkan” tezahüratına katılıyor... Medyadaki haberlere göre Beşiktaş yönetimi önümüzdeki 3 maç için özel prim verecekmiş. Bakalım, sonuçlar nasıl olacak?

‘KOCAMAN’ SAHiPLENME

Aykut Kocaman, kendisinden sonra Fenerbahçe’de kalan ve başkan Ali Koç tarafından kulüp verilerini dışarı sızdırmakla suçlanan üç yardımcısını da, üçüncü kez gittiği Atiker Konyaspor’a götürdü. Tecrübeli teknik adam yardımcı antrenör Turgay Altan, kaleci antrenörü Murat Öztürk ve kondisyoner Alper Aşçı’ya hayatlarının en zor döneminde sahip çıkarak vefa gösterdi.

Haberin Devamı

KALECİ YILMAZ VURAL

Şair-yazar Sunay Akın, şahane bir futbol kitabıyla karşımızda bu kez: ‘Kalede 1 Başına’... Aslında bu bir futbol kitabından çok daha fazlası. İçinden bolca edebiyatçıların, sanatçıların ve bazen de sıradan insanların geçtiği; kalecinin kilit oyuncu olduğu bir kitap. Nazım Hikmet’ten Yaşar Kemal’e, Turgay Şeren’den Şenol Güneş’e, Fatma Girik’ten Terzi Fikri’ye kadar bir ismin bir şekilde futbolla ilişkilendiği bir kitap.

Başta Sabri Dino’yla ilgili olanlar olmak üzere, insanın içini hüzünle dolduran satırlar var. Ama gülümseden satırlar da çok. Misal Yılmaz Vural... Şu günlerde de Fenerbahçe hayali kuran Vural’ın mizahı seven ve -belki de üç büyüklere kapıyı kapatan neden de- bu- mizacı evlilik davetiyesine de yansımış. Vural, davetiyesinde kaleye geçmiş, müstakbel eşi de ona şut çekmiş. Üstte görüyorsunuz, benim anlatmama gerek yok!

 

Yazarın Tüm Yazıları