Ne kadının adı ne futbolun tadı var

Işıklar içinde uyusun Duygu Asena. 1986 sonlarında ‘Kadının Adı Yok’ kitabını yazdığında bu bir feminist manifestoydu.

Haberin Devamı

Bu kitabın o dönemlerde ne anlattığının farkına, ne kadın ne erkek kimse varamadı.Futbol delisi, mesleksiz ve eğitimsiz insanların ülkesi Türkiye’de, kızlarını erkeklerden uzak tutmayı temel mesele olarak gören, hatta okul müdürleri ve eşleriyle işbirliği yapan babalar, bugünkü tablonun hazırlayıcısı; kadına yapılan şiddetin ve katliamın bir yerde kılavuzu oldular. Kadının adının değil, yaşam hakkının bile olmadığı bu dönemi, maçlara çıkarken siyah pankart açmak veya maçları 1 dakika geç başlatmakla ortadan kaldırmak mümkün değildir. Ne yapılması gerektiğini herkesten en iyi bilen, en yetkili kişlerdir.

Yedisi eski, dördü yeni oyuncuyla başlayan G.Saray’da bence, Falcao Monaco’da dursun, Diagne de G.Saray’da kalsın. Takım bütünlüğünü ve konsantrasyonunu bozdu, bu Falcao ve yönetimin transfer politikası. Futbolda hücuma dönük sistem yasasının değişimi 4-2-3-1. Bu sistemde iki önlibero ile savunma güvenliği artırılırken, beklerin hücuma dönük oynama periyodu başladı. Mesela dün akşam bekler (Mariano-Nagatamo), Mor, Babel ve Feghouli’ye inanılmaz destek olurken, Diagne de yer değiştirerek, onlara pozisyon açmaya çalışıyordu. Ama kocaman’ın da savunma tedbirleri vardı.

LİDERİ YOK

Haberin Devamı

4-4-2 formatını zaman zaman 4-6’ya daraltıyor ve G.Saray’a bir iki pozisyon dışında ciddi şans vermiyordu. Ağır Seri’yi, Nzonzi’yi görünce “Falcao da gelmesin” diyenlerin arasına ben de katıldım. Veteran, finalde son vurgununu yapmak için Arabistan-Çin hattında Türkiye’yi istasyon yapmanın Türk futboluna büyük sıkıntılar getirdiğin herkes biliyor. Falcao, 5 milyon Euro’ya gelecek ama nereye geleceğini bilmiyor. Artık, Avrupa’nın 30’unu aşmış veteran oyunculara yol kapamanın formülü bir şekilde bulunmalı. G.Saray’ın oyun lideri yok. Duran top ustası yok. İlk yarı disiplinli savunma anlayışından taviz vermeyen, bloklar arasını daraltıp G.Saray’a golşansı tanımayan Konya’nın bunu 90 dakikaya yayması tabii ki zordu. Anahtar yine Babel’di. Amacı gol olan ataklara hep imza koyuyor, 60’ta attığı golün yanında 83’te de 2. gole çok yaklaşıyordu. Babel’in Beşiktaş motiflerindeki soldan giriş, ceza sahasında sağla bitiriş modeli golü getirdi ama G.Saray’ı da psikolojik olarak oyundan düşürdü. Kontrollü ve sabırlı gol aramaya başlayan Konya 90+6’da şansının da yardımıyla Jonsson ile beraberlik golünü buldu. G.Saray, Babel hariç şu ana kadar transfer ettiği hiçbir oyuncudan istediği verimi alamadı. Takım fizik olarak hazır değil. Yani geçen sezon olmasa da olur dediğimiz Belhanda ve Feghouli, bu sezonun elmasları gibi olacak gibi görünüyor. Bu G.Saray, ne lige ne Şampiyonlar Ligi’ne ve ne de Fatih Terim çizgisine göre hazır değil....

Haberin Devamı

FRAPPART OLSAYDI VAR’SIZ KIRMIZIYI VERİRDİ

VAR’a FIFA gibi başından beri karşıyım. Hatalar oyunu olan futbolda, hakeme hata yaptıracaksınız. 75’te Seri’nin Jevtovic’in bileğine bastığı anı Kalkavan o kadar net gördü ki buna rağmen kırmızıyı veremedi. VAR’a gitti ve bizim hakemlerin yaptığı gibi, doğruya da yanlışa da VAR’ı ortak etti. Ama inanın Fransız kadın hakem Frappart, gözünü kırpmadan o kırmızı kartı çıkartırdı...

Yazarın Tüm Yazıları