Tarih hep tekerrür eder...

60. dakikadan sonra tekrar dengelenen oyun ve Eren Derdiyok’un varlığını nefis golle ağır şekilde hissettirmesi maça noktayı koydu.

Haberin Devamı

UZUN aradan sonra statta Şampiyonlar Ligi maçı izlemeye gittim. Önce şunu söyleleyim, gerçekten özlemişim. Hatıralar canlandı ve tarihin tekkerürüne şahitlik etme fırsatı doğdu. Şampiyonlar Ligi müziğini duyunca içi kıpırdamayan, yerinde küçük küçük zıplamayan, ayaklarını sallamayan, kafasını hafifçe yukarı kaldırıp müziğin etkisine girmeyen yoktur.

Taraftar havaya girmiş stadı doldurmuş, futbolcular full konsantre ve galibiyete aç sahaya çıkmış. Maç zaten daha başlamadan kazanılmış. Oyuna başlangıç tam bir iç saha ve Şampiyonlar Ligi startı.

RODRiGOL...

Rodrigues’i attığı golde topu aldığı pozisyonda durdurabilecek oyuncu nerdeyse yok. Kısa alandaki çabukluğu, topla ne yapacağının bilinmemesi ve her iki köşeye de vurma becerisi var. Bu golleri çok atar ve bu goller onun Rodrigol adıyla markası olur. Dar alanda geniş alanda, kısa mesfede uzun mesafede, yakından uzaktan her şekilde adam geçen ve gol atabilen Rodrigues, bu sezon her kulvarda yıldız olur.

Haberin Devamı

Rodrigues’in golü ile tavan yapan tempo ve istek, sonraki dakikalarda düşmeye başladı. Düşen tempo aynı zamanda oyunun hakimiyetini de rakibe geçirdi. Bunun sebebi yorgunluk ya da panik değildi. Eren’in beşli Lokomotiv defansı içinde pulverize olması sonucu forvetsiz ve 1 eksik oynanması yetmemiş gibi, hocanın yanlış seçimi sonucu sahaya çıkan ve hep 1 eksik oynatan Belhanda ile ilk yarının son yarım saatini 2 eksikle tamamladı Galatasaray.

İkinci yarıya da baskı yenilerek başlanması ve oyunu kendi sahamızda kabul etmemiz, rakip kadar Donk ve Serdar’ın kendi güvenli alanlarında kalmak istemesi ve takımı geriye çekmeleri sebebiyleydi. Ceza alanı dışında ve çevresinde kısa ve kolay pas yapılmasına izin verilen Lokomotivli oyuncular, Fernandes ile oyunu yönetti.

EREN DERTSAVAR...

Dahası, rakip rahat pas yaparken, orta saha oyuncularının agresif olmayan, ısırmayan hali vardı ve sorunu daha da büyüttü. 60’dan sonra tekrar dengelenen oyun ve Eren’in varlığını nefis golle ağır şekilde hissettirmesi maça noktayı koydu. Eren son maçlarda oyunda etkinliği olmayan, takımı eksik oynatan ama bir şekilde gol atmayı beceren bir görüntüde. Golcüler için sonuç önemlidir ve Eren oyunda olmasa da gol attığı sürece bekleneni vermiş olacak.

Haberin Devamı

Ndiaye ve Fernando’nun özellikle ikinci yarı orta sahaya ağırlığını koyması, Yuto’nun alışıldık temposuna ve kenar desteğine dönmesi, Linnes’in oyundan düşmeden hep savaşan görüntüsü takımı ayakta tutan etkenlerdi. Galatasaray’ın Avrupa maçlarını oynama becerisi ve geçmişten gelen tecrübesi sahada ve tribünde hep varlığını hissettiren bir koz.

Galatasaray kendi sahasında kolay kolay kaybetmez ve iç sahada kazanacağı maçlar ile gruptan çıkar. Bu net galibiyet gruptaki diğer takımlara da önemli bir mesaj ve “Guptan çıkış hesaplarında beni ayrı tutun” demek.

MAÇIN ADAMI: NDIAYE

 

Yazarın Tüm Yazıları