BİR ŞEY KAZANAMADAN ÇIKMAK

Rusya, beklenenden
fazlaca istekli ve sonuç odaklı
oynayınca gayet zevkli geçti ilk bölüm.
Lucescu, orta sahada kendini
emniyete almak için Okay’ın yanına
Mahmut ile başladı ama bu tercih
ne baskı yememizi engelledi ne de
topa hakim olmamızı
sağladı. Oğuzhan
da ilk bölümde
önde kalınca, savunmadan
top
çıkarmakta
çok zorlandık
ve bocaladık.
Lucescu,
yediğimiz
baskı ve adeta
geliyorum diye
bağıran gole kadar
seyretmeyip, Oğuzhan ile Mahmut’u
yer değiştirse, topa daha fazla hakim
olup nispeten daha az baskı yerdik.
Yediğimiz gol sonrası Rusya’nın hızlı
çıkışlarını engelleyemedik ama savunma,
çabukluğu ile açık kapattı.
DEĞiŞiR’ DiYE BEKLEDİK AMA...
İlk yarım saatlik bölümde Cenk,
Hakan ve Oğuzhan etkisizdi. Önde iş
yapmaya çalışan tek isim Cengiz Ünder’di.
İşin garibi, bir önceki maç rakip
kaleyi şutlarla döven oyuncularımız,
Cengiz’in haricinde şut denemedi.
İkinci devreye, ‘ya sahaya çıkacak
oyuncularda ya da çıkan
oyuncularda değişiklik olur’
beklentisi içine girdik ama ne Lucescu
oyuncu değiştirdi ne de oyuncular
kendini değiştirdi.

TEKNİK ADAM FARKI
· ‘MAÇI neden kaybettik?’ sorusunun
cevabı iki teknik adamda yatıyor.
Rusya’nın hocası Stanislav Cherchesov,
öndeyken golü düşünecek
oyuncuları alırken, Lucescu sanki her
şey yolundaymış gibi değişiklikler yaptı.
Hatta devre arası oyuncu değişikliği
yapmayarak bu sonuca çanak tuttu.

HÜCUMCULARIMIZ istisnasız kötü
oynayınca, savunma atılan uzun toplara
ya da yapılan koşulara cevap veremeyince
ilk pozisyonumuza 60. dakikada girebildik.
Karşımızda hızlı hücum yapmayı bilen bir
takım olsa çok zor anlar yaşardık.
Oyunun hiçbir bölümünde veya bölgesinde
etkili ve hakim olamadık. Bu durumu
değiştirecek adam da kenardan seyredince
mağlubiyet kaçınılmaz oldu. Her maçtan birşeyler
kazanırsınız. Yenilseniz bile bir şeyleri
iyi yapar ve umut verirsiniz ama ilk defa bir
maçtan hiçbir şey kazanmadan çıktık.