Aması maması yok

Fenerbahçe otobüsünün kurşunlandığı o berbat günlerde “Şu hayatta en çok futbolu sevdiğim; üzerime çöken “deli kederleri”ni bir tek futbolun dağıttığı, bu berbat hayatın kirini pasını kendimce futbolla temizlediğim doğrudur. Fakat böylesine lanet olsun. Böylesi olmaz olsun. Lig, mig, kupa, yok efendim şampiyonluk, yıldız, taraftarlık falan filan yerin dibine batsın,” diye yazmıştım.

Haberin Devamı

“Bıktık usandık futbolcuları boğaz boğaza getiren, taraftarlara bıçak çektiren nefreti pompalayanlara ‘Yeter yapmayın bunu’ demekten. Yöneticilere, spor insanlarına, yorumculara, futbolculara, onaaa bunaaa, herkese ‘Sağduyulu açıklamalar yapın; şiddeti, düşmanlığı, nefreti pompalamayın’ diye yalvarmaktan,” diye eklemiştim.

Ama en çok “ama” diyenlere takılmıştım: “Bıktık, ‘ama’ demeyin demekten! Böyle bir şeyden sonra ‘ama’ ne demek Allah aşkına? ‘Ama’ ne demek! Bir otobüs dolusu futbolcunun canına kast edilmiş, hâlâ nasıl ‘ama’ diyebiliyorsunuz? Ama Fenerbahçe, ama Aziz Yıldırım, ama Volkan, ama Emre! ‘Fenerbahçe otobüsüne ateş açılmış, şoför vurulmuş, kontrol kaybedilse şarampole yuvarlanacakmış otobüs’ diyorsun ‘ama’ diyorlar. Bu işin ‘ama’sı mı olur, bu işin rengi, takımı, başkanı, kalecisi, golcüsü mü olur, delirdiniz mi?’ diyorsun, bu seferde ‘Fenerbahçe de çok şey ama’ diyorlar. ‘Ama’yı sona alınca bi şey değişiyor çünkü!” diye delirmiştim.

Haberin Devamı

Şimdi yine “Aması maması yok” diye isyan ettiğim bir gündemle karşınızdayım. Gözümüzle gördük işte U21 Ligi’nde Atiker Konyaspor ve Beşiktaş arasında oynanan maçta olan rezaleti. Ayrıntısına girmek istemiyorum, gerçekten içim kaldırmıyor. Benim daha çok takıldığım Atiker Konyaspor’un “Karşılaşmanın sonunda istenmeyen ve kesinlikle tasvip etmediğimiz olaylar yaşanmıştır. Çeşitli kaynaklardan yaptığımız araştırma ve değerlendirmeler sonucunda, olayların başlangıcının müsabakanın 76. dakikasında oyundan atılan Beşiktaş U21 Teknik Sorumlusu Yasin Sülün’ün hakeme, güvenlik görevlilerine ve seyircilere yaptığı tahrik dolu hareketler olduğu anlaşılmıştır” biçimindeki açıklaması.

“Saldırı olmuştur AMA sorun bakalım niye olmuştur” diyorlar yani. Bu cümlenin “Görev başındaki hekimi bi güzel dövdüm AMA o da şunu yaptı” cümlesinden zerre farkı yoktur. İki satır sonra “Olayların nereden, nasıl çıktığına, kimin tahrik ettiğine bakmaksızın, sonuçlarının kabul edilemez olduğu gerçeğiyle karşı karşıyayız” diyorlar. E o zaman bu “ama” niye? Neden bu berbat olayları Yasin Sülün başlattı vurgusu? “Ama” demeden olmuyor mu? “Ama” demeden kabul edilemez bir şeyle karşı karşıya olamıyor muyuz?

Haberin Devamı

Bu arada hatırlarsınız, olayların tek sorumlusu olarak gösterilen Yasin Hoca, bir Beşiktaş-Kayseri Erciyesspor U19 maçında Beşiktaş lehine verilen penaltı kararının haksız olduğunu düşündüğü için öğrencisi Eslem Öztürk’ten atışı gole çevirmemesini istemiş, Eslem de topu rakip kalecinin kucağına yuvarlamıştı. Aynı Yasin Hoca, Fenerbahçe U21 takımıyla oynadıkları bir maçta, oyuncu değiştirme hakkı dolan rakip takımın futbolcusu sakatlanıp oyun dışı kalınca kendi takımını da bir kişi eksiltmiş, maç onar oyuncuyla tamamlanmıştı. Bence bu iki örnekten hiç kimse bi şey öğrenmediyse bile altyapıdaki o pırıl pırıl gençler, futbolun böyle de oynandığını, kazanmanın her şey demek olmadığını ve Yasin Hoca’nın dediği gibi hiçbir galibiyetin bir gencin geleceğinden daha önemli olmadığını öğrenmişlerdi.

Haberin Devamı

Ben Yasin Sülün’ün avukatı değilim, onun emeklerinin kıymetini biçmek filan da haddime değil. Bilemem Yasin Hoca’nın hangi tavırlarını tahrik olarak gördüklerini ya da orada tam olarak ne olduğunu. Gençlerin geleceğini, spor ahlâkını, centilmenliği bu kadar önemseyen birinin böyle olmasını asla istemeyeceğini tahmin edebilirim sadece. Zaten demem de o değil, velev ki tahrik var, kalkıp gençlere ağız burun dalma hakkı mı veriyor bu size? 

Hâsılı bütün bu “ama”lar, bu olaylar, bu açıklamalar unutulur gider. AMA genç futbolcular “Vur kır parçala” bağırtıları eşliğinde yaşadıklarını unutmaz. Bu kadar kolay kıydığınız, taraftarı, hocası, bilmem nesi tekme tokat saldırabildiğiniz bu gençler; kısa bir süre sonra ulusal takımlarda oynayacak olan, ülkenin gelecek kuşağının futbolcu adayları. Elinizde büyüyorlar. Ve elinizdekiler transfer nesnesi değil insan insan. Elinizdekiler emanet. Elinizdekiler öğrenci.

Haberin Devamı

Bu şiddete kim izin verirse, gençleri böyle bir durumun ortasında kim bırakırsa, kim engel olmaz, ses çıkarmaz, gereğini yapmazsa vebali çok büyük olur.

Aması maması yok.

Yazarın Tüm Yazıları