Nani inmiş alana(!)

Ben korkarım; siz havanızı bozmayın!

Haberin Devamı

Sabiha Gökçen’i yakmışlar…
Nani inmiş alana…
Aradan 12 saat geçmeden;
Dünya üçüncüsü gençlerimiz de indi aynı alana…
Ne bir pankart var, ne de bir meşale…
Anneleri gelmiş çocuklarımızın, birkaç da arkadaşı…
Kimisi de inemedi bile alana…
Ay yıldızı, 20 yaş altı Avrupa Şampiyonasında temsil etmek için direk İtalya’ya uçtular…
Terleri bile soğumadan, sahadalar…

***
Nani şaşkın, Nani tedirgin…
“Ben ne yaptım?” diyor…
“Şampiyon takımın golünü mü attım” diyor…
Bizim çocuklar ise alışkın(!)
Üç kez Avrupa Şampiyonu inmişler bu alana…
İki tane alkış ve sonra haydi herkes evine…
Gençlerimiz ise yeni bir zafer için yine salona…

***
Nasıl bir iflah olmaz Fenerli olduğumu bilirsiniz…
Hevesinizi kırmak istemiyorum…
Arzulu başlangıca, saygı duyuyorum…
Ancak bunları da başka zaman anlatamam…
Galatasaray, Drogba’yı veya Beşiktaş, Quaresma’yı getirdiğinde; Yazamam bunları…
-------“Kıskandı”
derler,
Anlatamam derdimi…
Çuvaldızı kendime ve sevdiklerime batırmaya alışmışım ben…
Derdim o zaman daha önyargısız anlaşılıyor…

****

Haberin Devamı

Daha açık yazayım;
Bu dünyada para ile alınan hiçbir şey; benim için “değerli” değildir!
Övünç kaynağı olamaz!
Gurur duyulamaz!
Nani ile Avrupa’da kupayı kaldırırsak;
Sizden fazla sevineceğim, o zaman!
Ancak; “O zaman”, sevineceğim…
Parayı basıp aldığımız zaman değil…

****
Hele borç ile alınıyorsa, o zaman daha da korkarım!
Yanlış anlamayın;
Nani, gördüğüm en hızlı oyunculardan biri, hem de adam eksiltmenin kralı da var… Tam Fenerbahçe’ye göre…
Tam rahmetli Ersin abimin ve dostum Selçuk’un istediği cinsten…
Bu isimleri siz tanımazsınız ancak bunlar Fenerbahçe’nin genel taraftar profilidir…
Futboldan gerçekten anlarlar…
Oyuncunun, hızlısını, çalım atanını, biraz siyah olanını, severler…
Nani, tam bizliktir işte…
Bonservis bedeli de, 6 milyon Euro…
Mehmet Topuz’a, Krasic'e, Telles'e, Bruma’ya, Amrabat’a, İsmail Köybaşı’na verilen bedeller gelince aklıma(?)
Sudan da ucuz…

***
Arda gitmiş Barcelona’ya, hem de 41 milyon Euro’ya…
Hem en iyi oynayabileceği takıma, hem de benim hayalimin takımına…
Ancak 41 milyon Euro’ya…
Demek ki, benim de bilemediğim, anlayamadığım şeyler var bu dünyada…
Futbolun “bussinessini”, pek kavrayamadım hala…

Haberin Devamı

***
Ama yine de korkarım ben; “Sil baştan” yapmaktan…
Bir defa kabul etmeliyiz ki; “Siliyor” isek; bir şeyleri yanlış yaptık demektir…
Önce kabullenmeli…
Sonra; Baştan yapılanların hepsinin “muhteşem” olduğu sanılmamalı…
Daha önce yapıldığı ise yanlışlar, burada da olacaktır…
Mesele minimum da yapmak bu işleri…

***
Korkuyorum.
Korkumu azaltan şey ise; Bu işi bu kez profesyonel bir adam yapıyor…
Çok cana kulübümü borca sokmuyor…
Ancak yine de tedirgin bakıyorum…
-----“Bize ne? Kulüp zarar etmiş” diyemeyiz…
Hiç merak etmeyin; kimse cebinden fazla bir şey vermez!
Şu dünya da cebinden veriyor ise en çok Fenerli iş adamları verir;
Ancak, yetmez!
O borcun bedelini ödemek; yıllar sonra yine o renge sevdalı olanlara düşer…
Para ile ödeyemezler ise hüsran ile öderler!

Haberin Devamı

***
“Siliyor isek hata yapmışızdır” dedim…
Bakın göreceksiniz;
Fenerbahçe’den ayrılan her oyuncu; -Selçuk, Bekir. Egemen, Webo, Mert Günok, Emre-hepsi, ligin önemli oyuncuları olacak…
Hepsi de benim için gerçekten çok değerliydi…
Ancak hiç biri, Fenerbahçe’de aldığı parayı alamayacak...

İşte burada bir yanlışlık vardı…
Açık yazalım kimse gücenmesin…
Normal şartlarda;
İstanbul’da oturan, her an vitrinde olan bir oyuncu, Fenerbahçe’de,1,5 milyon Euro oynuyorsa; Konya’da, 2 milyon Euro’ya oynamalı…
Bizde tam tersi…
Oyuncular üç büyük kulübün formasını çıkardığı an değeri, yarı fiyatına düşüyor…
Yurt dışındaki değeri de, üçte biri oluyor…
Bir mühendisin bedeli vardır…
A firmasında, 10 alıyorsa; B firmasında 11 veya 9 alır…
Bir anda 5 almaz…
Alıyor ise bir yanlış vardır…
İşte şimdi yabancı sınırının kalkması en çok bu işe yarayacak…
Sözleşmesi biten tüm yerli oyuncular; Ya forma değiştirecek; Ya da, bedelini düşürecek…

****

Haberin Devamı

Diyeceksiniz ki;
“Değişim gerekiyormuş, olmuş… Niye tedirginsin?”
Ben olurum, siz bana takılmayın…
Yıllarca “yap-boz” yapmaktan çok çekmiş bir nesiliz biz!
Korkarız!
Siz keyfinize bakın!
Coşku ile hava alanını doldurun!
Arada bir kaçınız da, şampiyon genç basketbolcuları alkışlayın(!)
Formanızı, kombinenizi alın!
Bazen de, başarılı voleybolcularımızı, basketçilerimizi de takip edin!
Sporda; yaratılan havada, başarının yollarındandır…
Havanızı bozmayın!
Ben de bozmayayım!
Ancak iki puan kaybında da, kimseye saydırmayın!

***

Nani, bir gün gidecek aynı alandan…
Yanında üç beş valiz, bir de olursa bir iki dost…
O da çekecek, yalnızlığın vazgeçilmez güzelliğini…
Eğer o gün; gönderebiliyorsak onu, binlerce kişi ile…
Nani de değerlidir, yaptıkları da…
Ben, kupa ile indiğinde yakacağım meşalemi…
Ya da giderken gözyaşlarımla yolcu etmek istiyorum onu…
Bu sizlerin karşıladığı alandan…

Yazarın Tüm Yazıları