Kocaman yalnızlık

Dakika 27: Gençlerbirliği oyuncusu Issiah’ın sarı kartı var. Valbuena’yı arkadan girerek düşürüyor. Televizyondan değil, cep telefonundan bile izleyen herkes sarı kart olması gerektiğini görüyor.

Haberin Devamı

Hakem Mete Kalkavan’ın önü tabak gibi açık.
En güzel o görüyor…
Ağır ağır pozisyonun olduğu noktaya doğru düşünerek gidiyor… Sarı kartını çıkartıp göstermiyor.
Şimdi bu pozisyonu lütfen geçiştirmeyelim!
Neden? Diye soralım…
Maçı izleyenlere soruyorum, görmeme olasılığı var mı?
Onlar adına cevaplıyorum: YOK
Pozisyonun sarı olmama olasılığı yüzde bir dahi olsa var mı?
Onlar adına cevaplıyorum: YOK.
Peki, neden Issiah’yı atmıyor?
Bu soru önemlidir!
Bu insani bir hata değildir. Bu düşünce hatasıdır.
Bu amaçlıdır. Bilinçlidir!
“Değil”, diyen var ise, açıklayabilen bir kişi var ise anlatsın lütfen…
Nitekim bir dakika sonra hakemin yapamadığını Ümit hoca yapıyor ve oyuncusunu 28. Dakikada dışarı alıyor.
Sorun Ümit hocaya…
28. dakikada oyuncu değişikliği görülen bir şey değildir. Neden değiştirmiş?
Açık yüreklidir söyler…

Haberin Devamı

***
Mete Kalkavan sanmayın ki sadece bu hatayı yaptı. Maç boyunca tüm ortadaki pozisyonları Gençlerbirliği lehine çaldı.
Aslında Aykut Kocaman’a meydan okudu…
“Sen ne konuşursan konuş. Ben hem de Kadıköy’de, düdüğümü bildiğim gibi çalarım” dedi…
Çaldı…
Yönetim suskun…
Taraftar suskun…
Aykut Kocaman yalnızdı…
Aslında yalnız olan Fenerbahçe’ydi…
Mete Kalkavan düdüğünü bildiği gibi öttürürken, Fenerbahçe taraftarı şarkılar söylüyordu…
Kalkavan’da bildiği gibi, istendiği gibi korkmadan, ürkmeden öttürdü…
Biliyordu ki, puanı yine yüksek olacak ve yine en gözde maçları yönetecek!
Maalesef durum budur!

***
Dakika:69
Fenerbahçe yine kendi kendine gol atmayı başardı. Kalesine gelen iki topun ikisi de gol oldu ve maç berabere oldu…
Peki ya sonrası?
Daha en az 25 dakika var…
Ben sahadaydım…
Fenerbahçe’nin gol atması imkânsız gibiydi… Ya da büyük bir tesadüf…
Rakibini ısırmadı. Ezmedi. Baskı bile kuramadı…
“Şimdi gol olacak”, diye hayal bile kurdurmadı…
Bu noktada es geçilmemeli!
Çuvaldız, hepimize batırılmalı!
Sonuca isyan eden bir tane futbolcu olmadı…
Skoru değiştirmek isteyen bir umut ışığı bile yanmadı…
Taraftar bile hiç inanmadı.
Nitekim maçın bittiği anda taraftar bunu beklermişçesine;
“Ali Koç”, diye haykırdı…

Haberin Devamı

***
Görüldü ki,
Bu işin Aykut hoca ile Valbunea ile ilgisi yok!
Düdüğünü istediği gibi öttüren hakemler ve bu öten düdükten mutlu olan bir federasyon var…
Buna isyan edecek kalite ve yürekte futbolcu yok!
“Bu gidişe dur diyecek” taraftar yok!
Yönetim ise hiç ortada yok!
Kocaman adam yine yapayalnız ve tek başına…
Hem de kurtlar sofrasının tam ortasında…

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları