Altın gibi bir futbolcu ordusu

“Başkan” dendiğinde; takım elbiseli, kravatlı, siyah pabuçlu, siyah makam arabalı, adamlar gelir aklıma…

Haberin Devamı

Ağırdırlar, pek ortalıkta gözükmezler, ödül vermek için sahneye davet edilirler, uzun bir konuşma yaparlar… Korumaları eşliğinde makam otolarına binerler ve giderler…
İzmir’de bir başkan gördüm… Şimdiye kadar gördüklerime hiç benzemiyordu…
Kafasında Altınordu’nun şapkası, üstünde bir tane Altınordu tişörtü... Ayağında lastik bir ayakkabı… Ödül törenin başından sonuna kadar orada… Hergelen çocuğu öpüyor, saçını okşuyor, onlarla birlikte dans ediyordu…

***

32’si yabancı olma üzere, tam 54 takım katılmıştı turnuvaya,
-------Mutluydu…
Yüzlerce 12 yaşın altında çocuk ve onların velileri gelmişlerdi,
-------Ev sahibiydi…
Ülkemizin ve Altınordu’nun tanıtımı yapılmıştı,
-------Çok gururluydu…
Hiç alışkın olmadığımız biçimde gönlünce eğlendi…
Kırgızistan’dan gelen çocuklar adına forma yapmışlar, hediye ettiler…
-------Gözleri doldu…
Belçika’nın Genk takımında 6 tane Türk oyuncu oynuyordu… Sahnede, Türkçe “teşekkür ettiler, yine gelmek istiyoruz” dediler…
--------“Bütün uğraşım, bizim ülkede yaşayan çocuklarımızın da sizin gibi iyi bir eğitim alması, ben bunun için yatırım yapıyorum”, diye düşündü…
Teker teker sarıldı, öptü, kokladı…

Haberin Devamı

***
Hiç alışık olmadığım kravatsız bir başkan gördüm ben Altınordu’da…
Eğitimli hocalar, 6 yaşında antrenman yapmaya başlayan çocuklar, kusursuz sahalar ve muhteşem hedefler gördüm ben Altınordu’da…
Bana ümit ışığı verdi.
Çölün ortasındaki bir pınar gibiydi…
Karanlık futbol Dünyamız’ da mum ışığı gibiydi…
Etrafına ışık saçtı…
Milli takımlarımıza 43 oyuncu gönderdi.
Yapabileceğimizi gösterdi…
Çağlar Söyüncü ve Cengiz Ünder’i, rekor fiyata yurt dışına satarak,
Olabileceğini gösterdi…
Örnek oldu!
Hayalleri var:
Cumhuriyet’in kuruluşunun 100. Yılında öz kaynak sporcularıyla, Süper Lige çıkmak.
Belki de, daha önce yapacaklar!
Bu “deli adamın” asıl amacı;
Sporcu ve sportmen bireyler kazandırarak topluma hizmet etmek…
Şimdilik 8.000 çocuk ile bunu yapıyor…
Belli ki büyüyecek…
“Deli”, diyorum… Bilerek ve düşünerek söylüyorum…
Bütün malını, mülkünü, emeğini, böylesi bir ideale yatırmak, ömrünü bu işe adamak nedir?
“İdealistlik” diyebilirsiniz; Doğrudur!
Bu devirdeki adı; “Deliliktir!”
Ben de, delileri seviyorum arkadaş!

Haberin Devamı

***
Biraz da turnuvayı anlatayım:
İki günde sanırım 20 maç izlemişimdir…
Ancak bir Anderlecht takımı gördüm, gözümü ayıramadım…
Turnuvayı üçüncü bitirdiler… En fazla gol atan takım oldular…
İki afacan bıdık oyuncu gördüm, sürekli onları takip ettim…
İkisi de sanırım Fas kökenli…
10 numaralı Rayan Bounida, Belçika’nın Neymar’ı… Bir çalımlar atıyor anlatamam, izlemeniz lazım…
Diğeri 17 numaralı Muhammed Waki… Bir orta saha virtüözü… Topu alışı, dönüşü, oyun görüşü, inanılmaz!
Ben bu iki afacan bıdığı takip edeceğim, size de tavsiyemdir…
Bir de Danimarka’dan bir çocuğa hayran kaldım.
FC Midtjylland takımının 8 numaralı oyuncusu, Marcus Ryberg… Bir de bunu izleyin…

Haberin Devamı

***
Bu turnuvayı üç yıl önce de izlemiştim… Takımlarımızın durumu içler acısıydı… Bu yıl aradaki farkın kapanmaya başladığını gördüm, sevindim.
Anlattığımdan sakın ‘sonuç’ gibi bir şey çıkarmayın, ‘anlayışın’ değiştiğini gördüm…
Tüm takımlar benzer bir sistemde oynuyor. Bilinçsiz vurulan top yok. Sahaya dağılımları mükemmel… Top kontrolleri çok iyi… Temel futbol eğitimi verilmiş, kaybetseler bile kolay yola kaçmadan pas oyunu oynamaya çalışıyorlar…
Bağırıp çağıran çalıştırıcı yok! Bizim takımlarımız da benzemeye başlamışlar… İlk 8 takım arasına giren takımımız olmadı ama hiç problem değil. Benim anlatmak istediğim de, ‘sonuç’ değil…
Bir de kalede İsveçli bir kız çocuğu gördüm… Figür olsun diye koymamışlar tüm maçlarda oynadı… Takımı Brommapojkarna, turnuvada dördüncü oldu… Kendisi de en iyi kaleci ödülünü aldı…

Haberin Devamı

***
Çok detay işin özünü kaçıracak…
Hava güzeldi… Kuşadası ve Selçuk çok güzeldi…
Turnuva mükemmeldi…
21 farklı ülkeden gelen yüzlerce çocuğun birbirleri ile ilişkisi, destekleri, arkadaşlıkları, inanılmazdı…
Hakemler bile hiç gözüme batmadı, hatta renk kattılar…
Anneler ve babalar, tezahüratları ile turnuvanın süsü oldular…
Hepsi ülkelerine gittiklerinde ülkemizi ve Egenin muhteşem doğasını anlatacaklar…
“Siz orada savaş var sanıyorsunuz, biz barışı gördük”, diyecekler…
Bu kadarı bile yeter başkan!
Elimde bir ödülüm olsa,
Hani bu ülkeyi en iyi tanıtan, falan gibi bir şey…
Hemen senin kravatsız boynuna takacağım…
Teşekkürler, Seyit başkan…
Teşekkürler, bu yola emeğini koyan gönlünü veren tüm arkadaşlar…

Yazarın Tüm Yazıları