Fenerbahçe’ye Tribün Etkisi

Fenerbahçe başarılı olduğu her sezonda taraftar etkisiyle en az 4-5 maç alır. Şimdiye kadar taraftarsız başarılı olduğu tarih boyunca görülmemiştir.

Haberin Devamı

Tribünlerin boş olduğu sezonlardan sonra Aykut Kocaman’a bir türlü duyulamayan güven sezon başından beri yine koltukların boş kalmasına sebep olmuştu. Sahada izledikleri oyundan da memnun olmayan Fenerbahçe taraftarı rakipler ile puan farkının azalmasının ardından bir umut ışığını da cebine koyup ligin 14. haftasında ilk kez gerçekten inanarak stadın yolunu tuttu. Tribünün takıma olan etkisi ise beklenenden hayli fazlaydı.

Maçın başlangıç düdüğü ile birlikte sahanın her noktasında adeta Gegenpressing’e başlayan Fenerbahçeli oyuncular taraftarın da takdirini hızlıca kazanmış oldu. Ardı ardına gelen kaliteli ikiye birler, kanatlardan bindirmeler ve ön alanda kurulan baskı tribündeki özlenen bestelerle birleşince her şey daha kolay oldu.

Fenerbahçe’de ilk yarıda 7 pas hatası ile oynayan Mehmet Topal, takımdaki 8 numara eksikliğini bir kez daha gözler önüne sererken Aatıf’ın oyun içindeki yanlış tercihleri de her şeye rağmen takımda kalite eksikliğinin olduğunu ortaya koydu.

Haberin Devamı

Fenerbahçe Garip Goller Yemeye Devam Ediyor

Fenerbahçe tam da tribünü arkasına almış zafere yürürken serbest vuruşta barajdan seken topu kalesinde gördü. Açıkçası devre arasında Fenerbahçe tribünlerinde de şanssız yenen gollere isyan vardı. 15 dakikalık arada, yaşanan dejavunun şokunu atlatmaya çalışan Fenerbahçelilerin imdadına Giuliano yetişti ve sonuç farklı oldu ancak yenilen 2. golde de Mensah’ın 3-4 kişiyi çalımlayıp ceza sahasına girmesi ve topun yine ayaklara dolaşıp Murillo’nun önüne düşmesi sezon başından beri yenilen garip gollere bir yenisini ekliyordu.

Dirar’daki Değişim

Geçtiğimiz haftalarda Dirar’ın Fenerbahçe taraftarının sevebileceği tipte bir oyuncu olmadığını yazmıştım. Açıkçası hala çok farklı düşünmüyorum ancak Kasımpaşa’ya karşı oynadığı futbol bana geçen sezon Monaco formasıyla Juventus’a karşı Şampiyonlar Ligi yarı finalinde gösterdiği üst düzey performansı hatırlattı. O maçta sağ bekte oynayan Dirar, Juventus’un sol tarafından yaptığı bindirmelerle herkesin takdirini kazanmıştı. Kasımpaşa’ya karşı da en az o maçta olduğu kadar yüksek konsantrasyon ve minimum hatayla oynadı. Bundan sonrası için aynı performansı devam ettirecek mi göreceğiz fakat Fenerbahçe taraftarı ile yıldızının barışması açısından son derece önemli bir performans ortaya koydu.

Haberin Devamı

İsmail ve Şener’in Giuliano’ya Etkisi

Bekleri iyi işleyen bir takımda orta sahaların da pas alternatifleri her zaman daha fazla olur. Şener ve İsmail’in maç boyunca çift taraflı yaptığı bindirmeler orta saha ikilisinin önünde pas bağlantısı bekleyen Giuliano’yu da oyunun içine soktu. Arka tarafını önceki maçlara oranla çok daha etkili kullanan ve taç çizgisine yakın bölgelerde kurduğu kaliteli üçgenlerle Giuliano’ya daha fazla geniş alanda oynama imkanı sağlayan Fenerbahçe’de uzun zaman sonra beklerin hücuma katkısı yeterli seviyedeydi.

Valbuena 11’e Döner mi?

Şu aşamada açıkça gözüküyor ki Valbuena’nın yedek kalmasının sebebi Aatıf’ın daha iyi oynaması veya daha kaliteli olması değil. Bunun tek sebebi Aatıf’ın takım taktiğine daha sadık oynaması. Valbuena su götürmez biçimde Aatıf’tan daha yetenekli ancak Aykut Kocaman’ın istediklerini harfiyen yapmadığı sürece maç başı aldığı sürelerde ortalaması 30 dakikayı geçemeyebilir. Tüm bunlar bir yana takımın 4. golünün altına usta bir vuruşla imzasını atan Fransız yıldızın Dirar’dan pas beklerken kendini boşa çıkarmak için geriye doğru attığı son 2-3 adım inanılmazdı. Futbol zekasının ne kadar üst düzey olduğunu o adımlarına bakarak net bir şekilde anlayabilirsiniz.

Haberin Devamı

Fenerbahçe sonuç olarak Aykut Kocaman’ın haftalar önce suni olarak nitelendirdiği puan farkını kapattı. Her şeyden önemlisi taraftarıyla birllik oldu ve artık tribün takıma inanıyor. Fenerbahçe sadece puan olarak değil oyun olarak da ilk kez ışık verdi. Futbolcuların saha içindeki iletişimi ve yardımlaşması Kasımpaşa karşılaşmasını çıplak gözle izleyenler için oldukça netti. Sarı lacivertliler bu kadro yapısıyla şampiyonluğa uzanabilir mi bilemeyiz ancak Aykut Kocaman yavaş yavaş ortaya bir takım çıkarmaya başladı. Takım halinde belli bir sisteme bağlı oynayan, 90 dakika sahada basmadık yer bırakmayan, 14 hafta sonunda ligde en çok golü atan ve en iyi averaja sahip 2. takım olan bir ekip için de “şampiyon olamaz” demek fazlasıyla iddialı olur.

Yazarın Tüm Yazıları