UĞUE MELEKE: SÜPER LİG GOMIS SEZONU
Bu harika sezona yakışan harika bir sezon finali izledik. İtalya Serie A 2002 sezon finali hâlâ aklımızda. Juventus, Roma ve Inter son haftaya iki puanlık marjda girmişler, kendi maçını kazanan Juventuslular, diğer müsabakalardan gelecek sonuçları sahada beklemişler ve sonuçta gözyaşı dökmüşlerdi. Biz de 3 puanlı sisteme geçtiğimizden beri ilk kez son haftaya 3 şampiyonluk adayıyla girdik. Kalitemiz tartışılır, bence Avrupa’nın top 10 liginin kıyısında dolaşıyoruz. Ama rekabetçiliğimiz harikaydı bu sezon. 4 şampiyonluk adayının performanslarının birbirine bu denli yakın olduğu bu süper sezonda, bence dengeyi bozan tek bir adamdı aslında... Kral olması ya da rekor kırması değil mesele. İlk maçın ilk dakikasından son müsabakanın son anına kadar ortaya koyduğu istek, profesyonellik ve karakterdi Gomis’i farklı kılan. En uçta oynadı ama Galatasaray’ın hücum organizasyonunu kuran da, bitiren de oydu hep. Onun öndeki pres isteği takımı ateşledi, ilerlemiş yaşına rağmen ortaya koyduğu arzu, Belhanda, Feghouli, Sinan gibi arzusu eksik olanları da teşvik etti. Fatih Terim takımı harika yönetti, Muslera kritik anlarda devleşti. Rodrigues kariyer sezonunu oynadı. Ama Galatasaray’ı bu sezon iki kelimeyle özetle deseniz, “Gomis’in takımı” derim sarı-kırmızılara. Hatta bu sezonu da yıllar sonra “Süper Lig Gomis Sezonu” olarak hatırlayacağız sanki.