Talisca, enteresan bir oyuncu. Bir santrafor kadar gol bölgelerine giriyor, çok geniş gol repertuarı var, ama en uçta oynatamıyorsunuz, çünkü cılız. Orta mesafe harika şutları var, geriden gelip kafa golleri atmak da onun işi, zira boyu 1,90... Ama onu klasik on numara gibi de düşünemiyorsunuz, çünkü oyunu öyle maestro gibi organize eden bir adam değil. Onun kullanılabileceği tek rol, ikinci santrafor rolü. O rolde muhteşem bir silah. Ama başka rol olmuyor, hele kenar rolü, hiç olmuyor. Dün Güneş, Talisca’yı 90 dakika sahada tuttu; bunun 75 dakikası kenardaydı. Sadece ilk 13 dakika ve 45-47 arası kendi pozisyonundaydı. Onun dışında çizgi rolündeydi ve takımı genelde eksik oynattı. 46’da pekala tek bir Quaresma-Talisca değişikliğiyle yetinebilirdi bence Şenol Güneş...Maçın bir başka kötüsü de Oğuzhan’dı doğrusu. Maçın daha 13’üncü dakikasında kaptırdığı topta Uğur Çiftçi’yle beraber geriye koşarken hali içler acısıydı. Fiziksel olarak çok gerilemiş Oğuzhan. Kaptanın 13’teki o halini gördükten sonra, Monaco deplasmanında Tolgay 11’de başlarsa şaşırmam doğrusu.