Güncelleme Tarihi:
Fenerbahçe takım olamamanın, takım karakterini gösterememenin cezasını Ä°nönü’de BeÅŸiktaş’a karşı çekti. Bu sezonki en kötü maçı deÄŸildi sarı lacivertlilerin ama en zayıf oynadığı maçtı. Özellikle ikinci yarı geri düştükten sonra maçı çevirebilecek isteÄŸi de azmi de gösteremediler. Birim olarak hareket edemediler. Ligin en az gol yiyen iki takımının maçının yakın ve hassas dengelerle geçeceÄŸi belliydi. Fenerbahçe oyununu gol yememek ve geri düşmemek üzerine kurmuÅŸtu, en korktuÄŸu ÅŸey başına geldikten sonra bir daha da arkasına bakmadan soyunma odasına döndü.Â
Edip Uras yazıyor |
Ä°lk yarıda maç beklenen tempoda gitti. BeÅŸiktaÅŸ üstüste ataklarla baÅŸlamıştı, Fenerbahçe gol yemeden atlattığı dakikalardan sonra dengeyi kurdu, direk de dahil olmak üzere kullanamadığı pozisyonlarla birlikte ilk yarıyı tamamladı. Orta alanda önceleri arka arkaya top kayıplarıyla BeÅŸiktaş’a çok rahat oynama fırsatı veren sarı lacivertliler ilk çeyrekten sonra Emre ve Christian’la orta alana hakim oldular, Topuz ve Santos’un vasat oyunlarına raÄŸmen ileri toplar taşıdılar ve gol bölgelerine yakın durdular. Bekledikleri ve üzerine yatabilecekleri bir sayı bulamadılar, devre arasından ikinci yarıya çıktıklarında aynı oyunu devam ettirme niyetindeydiler.Â
Fink’in attığı güzel gol ve rahat vuruşta bir önceki pozisyonda Emre’nin gördüğü sarı kart ve geçirdiği sakatlığının rolü büyüktü. Geri düşülmemesi gereken bir maçta, maçı kontrol altında sanarken yediği gol Fenerbahçe’yi İnönü’de çırılçıplak bırakıverdi.
Konsantrasyon eksikliği, hemen bir dakika sonrasında Lugano’nun Bobo’nun dönmesine fazlasıyla kolay izin vermesine yol açtı. O da ikinci gol ve perdenin inmesi ile aynı anlamdaydı.
Özellikle takım karakteri bu gibi durumlarda ortaya çıkar. Veya tam tersi. Bu gece tam tersi ortaya çıktı: Fenerbahçe maçı geri alabilecek özellikleri gösteremedi. Üstelik takım olarak tel tel dağıldı, Kazım’ın sorumsuzluklar zincirine eklediği son halka Fenerbahçe’nin zaten sönmek üzere olan umitlerine son suyu döktü. Ofsayttan gelen üçüncü gol, gelemeyen dördüncü ve beşinci gollerin o dakikadan sonra puan tablosundaki rakamları değiştirmekten başka fonksiyonu olamazdı.
Farklı skora bakıp kimse kendini kandırmasın. BeÅŸiktaÅŸ normal oyunlarından daha iyi deÄŸildi, Fenerbahçe de diÄŸer maçlarına göre çok kötü deÄŸildi. 55’e kadar çok hassas dengelere baÄŸlı maç, Emre’nin sakatlığı nedeniyle ufak bir dengesizlikte Fener’i geri düşürünce maçın terazisi BeÅŸiktaÅŸ lehine dönmesidir sadece. Dolayısıyla özellikle geri düştükten sonra Fenerbahçe’nin gösteremediÄŸi takım karakterinden BeÅŸiktaş’ın akıllıca faydalanması 3-0’lık net skoru bu sezon fikstürüne taşımış oldu.Â
Fenerbahçe için tehlikeli olan oyun içinde düştükleri zaaflardan çok, takım olamama sorununu iyi değerlendirememek. İşler iyi giderken takım olabilmek çok zor değil, ekip olmanın gerçek sınavı işler sarpa sardığında ortaya çıkıyor. Bu konuda Fenerbahçe fena halde sınıfta kalmış durumda. Takımdan bahsederken şahıslara ‘suçlu, ayağa kalk’ muamelesi yapmamak, Fenerbahçe futbol takımının geçen sezonun başından beri en tepeden aşağıya bürünemediği ‘takım’ kimliğini gerçek sorun olarak masaya yatırabilmek gerekli. İnönü’den çıkan hezimetin belki de en faydalı yönü bu olabilir.