Terim Milli Takımı!

Güncelleme Tarihi:

Terim Milli Takımı
Oluşturulma Tarihi: Ekim 12, 2009 10:47

Kurda sormuşlar: "Boynun niye kalın?" diye. "Kendi işimi kendim görürüm" demiş. Bosna-Hersek Estonya'yı deplasmanda 2-0 yendi, sözün doğruluğu kanıtlandı.

Haberin Devamı

Savaştan dün çıkan Bosna'nın bizim yerimize G. Afrika 'ya gitmesi, başta Fatih Terim olmak üzere futbolumuza yön veren tüm aktörlerin suçudur. İşin kötü tarafı ise eğer Bosna'yı bir şekilde geçebilseydik, belki de Belçika'yı bile geçemeyebileceğimiz gerçeğidir.

Suçlu aramak niyetinde değilim. Ama ortada bir "suç" var. "Bu suçu nasıl bir daha işlemeyiz?" sorusunun cevabını bulabilmek için öncelikle içinde bulunduğumuz durumu objektif olarak irdelememiz gerektiğini düşünüyorum.

Öncelikle her seviyedeki yöneticilerimiz maalesef görevlerini yapmadılar veya yapamadılar. Ne sporu okullara sokabildik, ne de tesisleşmeyi becerebildik. Bunun sonucunda sportmen olamayan bir nesil yetiştirdik. Ortalama bir Avrupalı ile ortalama bir vatandaşımızı yan yana koyduğunuzda vücut kitle endeksine bakmanız yeterli olacak sanırım ...

Erdoğan Aksoy yazıyor

Haberin Devamı

Hasbelkader futbolcu olarak arz-ı endam eden sporcularımız, kişisel gelişimlerini tamamlamadan "cin olmadan adam çarpmaya" başladılar. Belki de Avrupa'nın en az yetenekli olup da en fazla ücret alan futbolcularına sahip olduk bir anda. 3 büyüklere transfer olma şansını ele geçiren büyük güruhun çok az bir kısmı İstanbul'da kendini kaybetmeden futbolunu oynayabildi. Geriye kalanlar rahmetli babamı haklı çıkardı bir kez daha. Futbolcu olmak istediğimi söylediğimde, sağ elinin içiyle suratımın sol tarafına okkalı bir şamar çekerek, "herkes okuyup adam olmak istiyor, sen serseri olmak istiyorsun" demişti. Son bir iki yıla kadar babamdan yediğim bu tek şamarı haksız yere yediğimi düşünüyordum. Şu anda ise babamı Rahmetle anıyorum. Gerçi futbolcu olabilecek kadar yetenekli miydim? Orası muammalı işte ...!

Kendini geliştiremeyen yerli futbolcularımızın yerine yenisini hemen monte edemedik. Yetiştiremedik çünkü, tarlada bitmiyorlar ki mübarekler. Kolayına kaçtık biz de, yabancı futbolcularla, devşirmelerle başarıyı kovaladık. Ciğeri beş para etmez futbolculara milyon dolarları kaptırdık. O milyon dolarlar ki; her centi ülkemizin gençliğinden çalınan paralardı. İz bırakan, örnek olan yabancı futbolcuları tenzih edersek, yazımızın başında belirttiğimiz iş bilmez yöneticilerimiz maalesef sporumuza değil reklamlarına çalıştılar, "enayiliğin kitabını yazdılar" boyuna.

Haberin Devamı

Güya futbolumuzun bir federasyonu var. Futbolumuzu sırtlayıp, liderlik yapacağına 3 büyüklerin dümen suyuna gittiler sürekli. Kim çok kızarsa, kimin çok sesi çıkarsa onun dediklerini yaptılar görevde kalabilmek için. Düşünebiliyor musunuz? 6 tane yabancı futbolcu aynı anda oynayabiliyor takımlarımızda. Daha önce Türkiye'nin haritadaki yerini bile bilmeyen, mukavelesi bitince de hafızasını sıfırlayacak bir yabancı, sırf paranın yüzü suyu hürmetine ülkemize gelerek, formaları parselliyorlar. Belki Avrupa'da bunun bir sakıncası olmayabilir ama bize kaliteli yabancılar gelmiyor ki.  3 katı da para versen gelmiyor işte. Biz de binbir zorlukla eşlerini, sevgililerini ikna ederek, 2 katı ücret verip kiralık jetlere bindirerek ülkemize teşrif etmelerini sağlıyor, bunu da “transfer başarısı” diye yutturmaya çalışıyoruz . Hem de 3. sınıf futbolcular bunlar maalesef. Ondan sonra da bul bulabilirsen milli takımında oynatacak golcüyü, stoperi, liberoyu, 10.5 numarayı.

Haberin Devamı

Düşünün bir kere; 70 milyon küsurluk ülkemizde, Türk Milli Takımı'nda oynayan futbolcuların büyük çoğunluğu gurbetçi: Nuri, Hakan Balta, Önder, Hamit, Kazım. Muhtemelen sakat olmasaydı Aurelio. Benim bilmediğim başkalarının orjini de Avrupa olabilir, seceresini tutmuyorum ya. Bu durum ülkemiz sporunu yönetenlerin yüzkarasıdır. Bir tarafta 3-5 milyonluk gurbetçilerden oluşan bir nüfus, diğer tarafta 70 milyonluk dev bir ülke. Yorum sizlerin ...

Son olarak ipin ucundaki adama gelirsek; Fatih Terim'in de bu başarısızlıktaki payı% 100 dür. Formda veya başarılı futbolcular yerine sevdiklerini kadroya çağırdı sürekli. Kadro istikrarını sağlayamadı bir türlü. Yeterli zamanı vardı, ama başaramadı. Kendisini eleştirenlere maziyi hatırlattı, bıyığına laf söyledi. Mütemadiyen "şapkadan tavşan çıkarmaya" uğraştı. Daha önce Tümer ile bir iki kez sıçradı ama bu sefer Ceyhun ile Yusuf ile tam anlamıyla çuvalladı. Gölgesiyle bile kavga etti, herkesi gerdi. İsviçre ile savaş filan bile çıkardı.

Haberin Devamı

Terim’in bir özelliği de hiçbir şekilde hatalarını tartışmaya açmaması. Kendisi hep "en iyi bilen." Başkalarının bildiği kadar kendisinin unuttuğu var. O hep "İmparator." İstifa etse de 2 sene sonra “Kurtarıcı” olarak tekrar geleceğini biliyor. İşin kötü tarafı kendisine hesap sorabilecek bir federasyonun olmayışı. Nedenini bilmiyorum ama korkuyorlar kendisinden. Eloğlu korkmuyor kendisinden, hemen tribün yolluyor ordan seyrettiriyorlar maçı. İsviçre maçının suçunu garibim Mehmet Özdilek'e yüklemesini yemediklerini gösteriyorlar belki de.

Neyse, maça gelecek olursak 2-0 yenildik Belçikalılara. Volkan'ın iyi oyunu olmasaydı fark bile olabilirdi. Girdiğimiz gol pozisyonu sayısı ise "0" 'dı.

Haberin Devamı

Son olarak Bosna-Hersek'e başarılar dilememiz gerekiyor. İtiraf etmeliyiz ki, Bosna-Hersek Milli Takımı, bizim takımımızdan daha iyi bir takımdı. Kimse bunun aksini söylemesin, biz sadece kendimizi kandırırız. "Körler sağırlar, birbirini ağırlar" hesabı. Bakmayın siz bazı Boşnak futbolcuların ligimizin alt sıralarındaki takımlarımızda oynadılarını. Tek tek ve takım olarak bizimkilerden daha iyiler. Kendimize bakmadan "Hasagic" 'i beğenmeyiz ama O'ndan 10 katı fazla para alan kalecilerimizin yedikleri gollere kılıf buluruz. Şu anda bir eleme oynasak ve Bosna ile eşleşsek bayram ederiz davullu zurnalı, yediğimiz tokada bakmadan.

Artık Dünya Kupası'nda seyirciyiz. Başkalarının maçlarını seyredeceğiz mecburen. Herkes futbol oynarken, top peşinde koştururken, formalarını sırıl sıklam terletirken bizimkiler güney sahillerimizde dinlenir, sezonun yorgunluğunu atarlar artık.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!