Selçuk Şahin...
Güncelleme Tarihi:
Ben Selçuk Şahin’i yazıyorum... Ama Beşiktaşlılar, İbrahim Üzülmez, Galatasaraylılar, Sabri Sarıoğlu olarak okusunlar…
On yıldır izlerim.
On yıldır da Fenerbahçe taraftarlarının büyük bölümü ile tartışırım.
Yakın çevremde Selçuk Şahin’in adı; “Senin Selçuk’ dur”
Bu nedenle Selçuk ne zaman bir pas hatası yapsa:
“Seyirciden bir uğultu çıkar, ben yerin dibine girerim…”
Ne zaman rakibin bir hücumunu kesse;
Ben kendim yapmış gibi gururlanırım “ama seyirciden tek bir alkış sesi” gelmez…
Benim ki de duyulmaz.
Sadece etrafımdan garip, garip bakanlar olur…
***
Ben Selçuk Şahin’i yazıyorum…
Ama Beşiktaşlılar, İbrahim Üzülmez,
Galatasaraylılar, Sabri Sarıoğlu olarak okusunlar…
***
O günah keçisidir.
Fenerbahçe’nin başına gelen her türlü yenilgilerin baş sebebidir.
Oysaki Daum oynatır.
Zico, Aragones ve Aykut’ta onu oynatır…
Her yıl yerine daha pahalısı alınır ama forma hep Selçuk da kalır…
***
Yaptığı gözükmeyen gerçek hamaldır O.
Futbolun işçisidir...
En fazla koşar.
En fazla top çalar…
Rakibi her atağında mutlak karşılarındadır...
Yeteneği sınırlı sanılsa bile, takımı baskı yediğinde saklanmaz...
Topu ister ve sorumluluktan hiç kaçmaz…
Kaptırırsa alışıktır, uğultuya…
Aldırmaz…
Bu kez biraz fazla gelmiş…
Aldırmış…
“Küçücük bir hata yaptığınızda tepki göreceğinizi bilmek, bunu bilerek oynamak çok kolay değil. 10 sezon içinde zaman zaman böyle tepkilerle karşılaştım ama ilk defa bu kadar çok üzüldüğümü hissettim...” Demiş.
***
Çünkü bu kez okların hedefi Selçuk değil.
Amaç başka…
Selçuk’tan Aykut’u,Aykut’ tan Aziz Yıldırım’a vurmak…
Saldırı büyük olunca ilk kez yaralanmış Selçuk…
***
Selçuk’u eleştirmek;
Alex’i veya Stoch’u eleştirmeye benzemez…
Kimse; “futboldan anlamıyor bu adam” demez.
Çok kolaydır.
Karizması da yoktur zaten…
Ne gece hayatı...
Ne de her gün değişen bir saç stili…
***
Aslında bizim ülkede eleştirmek:
“Ben daha iyisini yaparım (bilirim-gördüm-yedim)”
anlamına gelir.
Restorandaki yemeği, site yönetimini, arkadaşının çocuğunun huyunu beğenmeyenlerin, aslında ne demek istediklerini düşününün(?)
Ne demek istediğimi anlarsınızzaten…
***
Özetle eleştirmesi kolaydır Selçukları…
Oysaki o sevmediğimiz rakamlar bize hiç katılmaz…
Selçuk, her hocadan formayı alır…
Selçuk 34 lig maçının 20 sinde oynar…
Zorluk derecesi yüksek maçlarda kesin oynar…
İnanmayanlar;
Şampiyonlar liginde Fenerbahçe’nin çeyrek final oynadığı maçların kadrolarına baksınlar…
Ben baktım.
10 maçın 6'sında oynamış…
Tarihi Sevilla maçları dahil…
Derbilerde forma giyme oranı yüzde 80…
İnanmayanlar geçen yılın “süper finaline” baksınlar...
Ben baktım…
Fenerbahçe altı maç oynanmış, Selçuk altı maçta da sahada…
***
Çok önemsediğim bir şeye daha baktım…
Selçuk’lu Fenerbahçe’nin maç kazanma oranı ile Selçuk ‘suz Fenerbahçe'nin maç kazanma oranına baktım…
Hem de yanılmamak için tam dokuz yılı inceledim…
Hazır bir istatistik yoktu, tek tek saydım;
Zor oldu ama açıkça söylüyorum; “sonuç beklediğim gibi” çıktı...
İtiraf edeyim tersi çıksaydı sanırım yazmazdım…
***
Sonuç:
Aynı sezonda, aynı kadro ile aynı rakiplere karşı:
Selçuk’lu Fenerbahçe, Selçuk’suz Fenerbahçe’den daha fazla maç kazanıyor…
Selçuk ile Fenerbahçe, ortalama 4,5 maçta bir kez puan kaybederken, Selçuk’un oynamadığı maçlarda 2,5 maçta bir kez puan kaybediyor…
Hem de 10 yıldır…
Daha açık yazalım:
Fenerbahçe Selçuk ile kazanıyor…
***
İnanmayan aşağıdaki rakamlara bakar…
Bazı oyuncuların yaptıkları işler gözükmez.
Onlar bacak arası yapmaz, golü de asisti de azdır;
Ama onlar maç kazandırırlar…
İşte Selçuk öyle bir oyuncu…
Biz yalan söyleriz, rakamalar söylemez…
Hele 10 yıllık rakamalar hiç söylemez…
Yapacağımız tek şey, “on yıllık emeğe saygı”…
Sadece bir “alkış”…
