Bu kaybı kim karşılayacak

Güncelleme Tarihi:

Bu kaybı kim karşılayacak
Oluşturulma Tarihi: Şubat 17, 2011 10:21

Bildiğiniz gibi, Ocak ayı içinde Türkiye’deki tek WADA tarafından akredite edilmiş bulunan Hacettepe Üniversitesi Doping İnceleme Merkezi’nde üç farklı sporcunun numunelerinde “modafinil” isimli bir uyarıcıya rastlanılmıştır.

Haberin Devamı

Anılan yasaklı madde Türkiye’de sadece MODIODAL denilen bir uyku düzenleyicide bulunmaktadır. Bu madde her ne kadar yasaklı maddeler listesinde yer alsa da sportif performansa, özellikle takım sporlarında, katkısı olduğunu söylemek güçtür.

Üç sporcunun da çok yakın tarihlerde aynı laboratuarda aynı maddeyi almış olduğunun tespiti son derece düşündürücüydü. Asıl düşündürücü olan, birbirinden bağımsız iki sporun biri Türk diğeri Amerikalı sporcunun bu maddeyi aldıklarını açıkça inkar ederken spor hayatlarına bu denli sekte vurulmasıdır. Söz konusu maddenin ilk alınılışında verilecek ceza 2 (iki) yıl sportif müsabakalardan yasaklanmaktır. Bir sporcunun spor hayatını bu denli etkileyen bir tespit alelade bir şekilde ve izlenmesi gereken süreçlere aykırı olamazdı.

Haberin Devamı

Bu süreçte spor hukuku uzmanı avukatlar devreye girdi. İsviçre’deki WADA merkezinin eski direktörü olan doping uzmanından Hacettepe’deki laboratuarın analiz sonuçlarının incelenmesini talep etti. Alınan raporlar çok ilginç sonuçları ortaya çıkardı. Evet, sporcuların spor hayatlarını bitirecek düzeyde doping ihlallerinin var olduğunu gösteren analiz sonuçları hatalı olarak değerlendirilmişti. Sporcuların hiçbirisi “modafinil” denilen yasaklı maddeye içeren herhangi bir ilaç kullanmamışlardı.

 Olayın en ilginç tarafı ise, uzmandan alınan raporlar ve hukuki savunmalar WADA akrediteli Hacettepe laboratuarına acilen ulaştırıldı. Laboratuar ise olayı tekrar inceledi ve kendi analizlerinin hatalı olduğu sonucuna vararak ilgili federasyonlara bildirmeye başladı. Ve ülke olarak dünyada bir ilki daha başarmış olduk. WADA akrediteli tek laboratuarımızın analizlerinin hatalı olduğu ortaya çıktı ve bunu da laboratuar bizzat açıklayarak kabul etti.

Olayın bir tarafı Taurasi, bir tarafı Orhan Şam… Peki ya bugüne kadar yapılan analizler… Ya avukatlar bu amansız süreç içine girerek laboratuarın analizlerinin yanlış olduğunu ortaya çıkarmasaydı? O zaman dünyanın en iyi bayan basketbolcusu olarak tanınan Taurasi doping kullanan bir sporcu olacaktı ve ABD takımını Olimpiyatlarda yalnız bırakacaktı. Orhan Şam iki yıl men cezası alarak spor hayatını bir anlamda bitirecekti. Bu süreçte Fenerbahçe Taurasi’nin sözleşmesini feshederek sporcuyu ülkesine yolladı ve yerine yeni oyuncular aldı. Fenerbahçe’nin bu kaybını kim karşılayacak? Milyon dolarlarca yatırım yapılan laboratuarımızın akreditasyonu iptal edilince bu prestij kaybını ve maliyetleri dünyaya kim açıklayacak…

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!