Metris’e müze mi yapsak

Yine amatör sporlardan…
Bu kez erkek voleyboldan gelen altın madalya…
Türkiye kupası ve süper kupadan sonra üçüncü kupa…
Hem de Avrupa dördüncüsü Arkas karşısında alınan bir madalya…
Tıpkı basketbol ve voleybolcu kızlardan gelen kupalar gibi…
Yine Metris’ e gidiyor.
En iyisi Metris’ e müze yapmak.
Ya da daha iyisi, 12 Eylülde yapılan Metris’i, müze yapmak.

                       *
Ülkemizde voleybol, basketboldan sonra gelir.
Erkek voleybol da, kızlardan sonra.
Hani “dış kapının mandalıdır”.
Seyircisi yoktur. Haberi de çıkmaz. Kimse ilgilenmez.
Hava yapılmaz.  Para hiç kazanılmaz.
Bütçesi de hafifi sayılmaz.
Özetle verdiğini alamazsın.
Devlet bankaları ve Arkas gibi gönüllü firmaların elinde gelişmiştir..
Özetle, problem yaşandığı takdirde ilk terkedilecek kalemdir.

                        *
03 Temmuzdan bu yana:
Bütçeler yerle bir oldu.
Vazgeçmedi.
Vazgeçmediler…
Şampiyon oldular.
İtiraf edelim, gerçeği söyleyelim,
Arkas ile Halk bankası final oynasa seyretmezdik, yazmazdık..
Voleybolu da gündeme taşıdı..
Hep birlikte izledik..
Sevmeye başladık..
                      �
                        *

Sarı Lacivert yine kürsünün zirvesinde..
Bu renklere gönül verenler çok sevinmişlerdir.
Bende sevindim.
Ancak benim için asıl önemli olan şu;
Bir erkek voleybol maçı Çanakkale’de izleniyorsa…
Kazananı da kaybedeni de, alkışlanıyorsa…
Gencecik çocuklar  Dünya’nın en iyi smaçörlerinin;  Agomez – İvan’ın düellosunu izleyebiliyorsa…
Aslan Ekşi’yi, Burutay Subaşı’nı örnek alıp spor yapıyorsa…
Boşuna yapılmamış demektir..

                       *
Ben önce ülkemize ilk kez final four oynatan Arkas’ı tebrik edeyim.
Müthiş bir final izlettiler.
Pes etmediler seriyi üçüncü maça taşıdılar.
İzmir’in ve ülkemizin gururu oldular.
Milli takımımıza oyuncular yetiştirdiler ve gümüş madalya aldılar.
 
                      *
Sonra bu en anlamlı senede üçüncü kupayı getiren Fenerbahçe Grundig voleybol takımını,
“Fenerbahçe futbol değil spor kulübüdür” iddiasından bir adım bile geri atmayan yönetim kurulunu kutlayayım.

                      *
En sonunda da, Metris’e yine bir selam göndereyim.
Türk sporunda devrim yapan “sevimsiz adamın”(!)  elini sıkayım.
Elinden öpeyim..
O’ndan önce Fenerbahçe neredeydi
O’ndan sonra Türk sporu nerede ona bakayım..
“O’ndan sonrayı” düzeltelim,�
O’ nunla birlikte Türk sporu diyelim…

          �
Sanıyorum ülke sporuna yapacağı son hizmeti de:
“Temiz spor” olacaktır.
Benim diyeceğim de;
“Kirlenme seninle başlamadı ama senin çektiklerinle temizlenecek” olacaktır.

Özetle:
“Boşuna çekilmeyecek bunca acılar.”
Diyelim…