Spike Lee bu gece İstanbul’da sahnede

New York Nicks hastası olması bir özelliği. Bir başka özelliği ise müzikallere olan tutkusuyla paralel olarak filmlerinde müziğe ayrı bir önem veriyor olması. O kadar ki son yıllarda işi sahneye çıkıp, filmlerinden görüntüleri canlı müzik eşliğinde kurgulamaya kadar götürdü.

Londra, New York ve Chicago’da sahnelenen ve büyük ilgi gören bu performans şimdi İstanbul’da.

Spike Lee, birçok filminin müziklerini yapan, günümüzün en yetenekli iki trompetçisinden biri olarak gösterilen Grammy ödüllü Terence Blanchard ile birlikte bu akşam saat 22.00’de İstanbul Caz Festivali’nin en ilginç konserlerinden birine imza atacak. Lee’nin "Bamboozled", "Inside Man", "Clockers", "Malcolm X", "Jungle Fever", "25th Hour", "Mo’ Better Blues" ve "When The Leeves Broke" adlı filmlerinden müzikler dinleyeceğiz. Spike Lee de konser boyunca sahnede müzikle eşzamanlı olarak, 8 filminden çarpıcı görüntüleri kurgulayacak.

Sinema ve müzik arasındaki o güçlü ve vazgeçilmez birlikteliği bire bir yaşamak isteyenlerin bu geceki adresi belli: Sepetçiler Kasrı’ndaki Spike Lee şovu.

Uzak’ı görmeden ölmeyin

Geçen hafta Nuri Bilge Ceylan’ın "Uzak" filminin, The Guardian gazetesinin "Ölmeden Önce Seyredilmesi Gereken 1000 Film" listesine girdiği haberi geldi.

The Guardian eleştirmeni Peter Bradshaw, "Uzak, benim anlatamayacağım kadar hayran olduğum, müthiş bir yönetmenin filmidir" demiş.

Bu yıl Cannes Film Festivali’nde gösterilen Coen Kardeşler imzalı kısa filmde de yine Nuri Bilge Ceylan’ın "İklimler"i konu alınmıştı. Yabancı gazetecilerle dolu salonda "İklimler"i başarılı bir sanat filmi olarak ele alan bu keyifli kısayı izlerken şöyle daha bir dik oturmaya başladığımı çok iyi hatırlıyorum.

Benzer bir mutluluğu konser vermek üzere İstanbul’a gelen Alessandro Safina, "Ferzan Özpetek’in filmlerine bayılıyorum" dediğinde de yaşamıştım.

İki yıl önce Cannes’da Fatih Akın jüriydi.

Önümüzdeki ay Ferzan Özpetek, Venedik’te jüri üyesi olarak görev yapacak.

Türk yönetmenler ve filmleri her geçen yıl yurtdışında daha da çok tanınıyor ve adlarından söz ettiriyorlar.

Ne mutlu bize ki ölmeden önce sadece "Uzak"ı değil, bunları da görmüş olduk.