Sosyal Güvenlik Kurumu yeni uygulamanın altından kalkabilecek mi?

TORBA Yasa’nın, Genel Sağlık Sigortasında bazı değişiklikler öngören maddeleri Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edildi. Üzerinde en çok tartışmalara neden olan maddelerden biri de Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK), trafik kazası geçiren herkesin tedavi masraflarını üstlenmesiydi.

Haberin Devamı

Daha açık anlatımla. Torba Yasa’nın Meclis’ten geçmesi halinde kusurlu ya da kusursuz, sigortalı veya sigortasız trafik kazası geçiren herkes; özel, kamu ayrımı olmaksızın dilediği hastanede tedavi görecek ve tüm tedavi masraflarını da SGK karşılayacak. Tedavi giderlerinin karşılanabilmesi için de trafik sigortası primlerinden yüzde 15 kesinti yapılarak, SGK’ya aktarılacak.
Dikkat ettim de birkaç gündür bu konu, kamuoyuna önemli bir iyileştirme gibi anlatıldı. Hatta kimi yayın organlarınca, yıllardır sigorta şirketleri tedavi giderlerini ödemiyormuş da bu kanun sayesinde, vatandaş mağdur olmaktan kurtulmuş havası bile yaratıldı.
Oysa biraz derine inilse, biraz kafa yorulsa işleyiş açısından tartışmaya açık bir konu olduğu ortaya çıkacak. Madde madde anlatayım.
ALKOLLÜ ARAÇ KULLANAN YAŞADI
- Bugünkü uygulamada sigorta şirketleri ödemeleri kusur oranına göre yapıyor. Aracı kullanan alkollü veya ehliyetsizse bile olsa, sigorta şirketi kazada zarar gören kişinin sağlık giderlerini karşılıyor. Sonra da dönüp, trafikte olmaması gereken bu kişilerden hukuk yoluyla yapılan masrafları geri alıyor. Peki, şimdi ne olacak? Alkollü de, ehliyetsiz de olsa, SGK, tüm masrafları ödeyecek. Artık bu nasıl bir hakkaniyetse.
Daha bitmedi. Bugün, trafik sigortasını yaptırmayan araçların neden olduğu bedeni zararları Güvence Hesabı ödüyor ve sigortasız sürücüden bu harcamaları hukuk yoluyla alıyor. Yeni düzenleme ile herkesin tedavi giderleri karşılanacağından, dolayısıyla da sigortasızlığın herhangi bir cezai yaptırımı olmayacağından; trafik sigortası yaptırmanın da tedavi teminatı açısından bir anlamı kalmayacak. Maalesef bu da sigortasızlığı teşvik edecek.
- İşin bir de tedavi boyutu var ki, esas vatandaşı da bu tarafı ilgilendiriyor. Yeni düzenlemeye göre trafik kazası geçiren kamu, özel ayrımı olmaksızın istediği hastanede acil tedavi görebilecek. Ancak acil durum ortadan kalktığında tedavisine, SGK’nın anlaşmalı olduğu sağlık kurumunda devam etmek durumunda kalacak. Düşünün. Kusurlu bir kişinin yol açtığı kazadan dolayı vatandaş mağdur olacak ama istediği yerde tedavi göremeyecek. Alın size bir hakkaniyetsizlik daha.
VATANDAŞ VATANDAŞA DAVA AÇACAK
Tabi, bu durum başka bir karmaşaya daha yol açacak. Mali gücü yeterli olmayan SGK’nın anlaşmalı olduğu hastanelerin yolunu tutarken; mali gücü olan, istediği hastanede tedavi görecek. Bu durumda da SGK, ödeme yapmayacağından vatandaş, kazada kendini mağdur eden kusurlu kişiden hukuk yoluyla harcadığını almaya çalışacak.
Kazada yaralanan kişinin eğer bir de sağlık sigortası varsa, işte o zaman yandı gülüm keten helva. Çünkü, sigorta şirketi, özel sağlık sigortası kapsamında, SGK’nın anlaşmasına bakmadan tüm tedavi masraflarını karşılayacak; sonra da dönüp, kazada kusurlu olandan bu paraları alacak.
Bu maddeler bana göre yeni uygulamanın tartışılması gereken en temel konuları. Eminim, işleyiş sırasında daha neler neler çıkacak.
Anlayacağınız SGK’nın Torba Yasa’ya koydurduğu bu değişiklik; hem sigorta sektörü, hem hastaneler hem de vatandaş arasında tam bir keşmekeşlik yaratacak. Ve ileride SGK’nın altından kalkamayacağı sorun yumağına dönüşeceği gibi, vatandaşı da birbiriyle mahkemelik hale getirecek.
Son olarak şuna da değineyim. Aylar öncesinde sigorta şirketleri bu değişikliğe karşı çıktı ve ‘yeni düzenleme yapılacaksa, birlikte hareket edelim, kimse zarar görmesin” dedi ama SGK, bildiğini okudu.

Yazarın Tüm Yazıları