Sorun eğitim değil, rejim!

Oktay EKŞİ
Haberin Devamı

Sekiz yıllık zorunlu temel eğitim belli ki hepimizi bir süre daha meşgul edecek.

Edecek... Çünkü bunun başka ülkelerdekinden farkı var. Oralarda, örneğin Fransa'da, Yunanistan'da, İngiltere'de anlamı ve amacı, ‘‘daha kaliteli insan yetiştirmek’’le sınırlıdır.

Oysa Türkiye'de olayın ‘‘çağdaş uygarlık düzeyini yakalayacak düzeyde olan ve kendi kimliğinden vazgeçmeden o uygarlığın kültürel değerlerini özümseyen kuşaklar yetiştirmek'' gibi bir anlamı daha var.

Zaten kavganın büyümesinin asıl nedeni de bu!

Biliyorlar ki kafası çağdaş bilgilerle donatılan, akıl ve bilim ışığında yaşayan, "fikri hür, vicdanı hür" kuşaklar yetiştirilirse Türkiye'yi kendilerine benzetemeyecekler.

O yüzden utanmadan yalan da söylüyorlar. Sanki imam hatip liseleri kapatılacakmış gibi yazıyorlar.

Bununla kalmıyorlar. İngiltere'de, Almanya'da, İsveç'te, Fransa'da, İsviçre'de... Kısaca çağdaş uygarlık düzeyini yaşayan öteki ülkelerde hangi esaslar uygulanıyorsa Türkiye'de de zorunlu temel eğitimin aynı esaslar üzerine oturtulacağı gerçeğini inkâr ediyorlar. Saçma ve geri olanı savunmakta o kadar zorlanıyorlar ki, okul tuvaletlerinden medet umuyorlar.

Dahası... Anlamadıkları, benimsemedikleri ‘‘demokrasi'' kavramını da o iflah kabul etmez cehaletleri içinde yanlış şekilde kullanıyorlar.

Özellikle Refah Partisi milletvekillerinin savunduğu tezi savunanlara, yani ‘‘Anneler babalar çocuklarını elbette istedikleri okula gönderme hakkına sahip olmalıdır. Aksi halde demokrasiye aykırı bir uygulama olur'' diyenlere dün ‘‘Atatürk devrimlerinin ürünü (!)'' Tansu Çiller'in başında bulunduğu partinin bazı sözcüleri de katıldılar.

Oysa demokrasi adına istedikleri şey, laik cumhuriyeti yıkacak zihniyette çocukları, bizzat laik cumhuriyet yetiştirsin de sonra onun hakkından gelelim demekten başka bir şey değil.

O nedenle ‘‘8 yıllık zorunlu temel eğitim'' konulu tasarı nedeniyle milletvekillerimiz sadece bir ‘‘eğitim'' sorununu değil, ondan çok daha öncelikli ve önemli olan ‘‘laik cumhuriyetin geleceği'' sorununu tartışacaklar.

Türkiye'yi ve Türk ulusunu çağdaş uygarlık düzeyine layık bir ülke ve ulus olarak görenler, sekiz yıllık zorunlu temel eğitimin kesintisiz şekilde uygulanmasını destekleyecekler.

Türkiye'yi -Atatürk'ün deyişiyle- bir ‘‘Şeyhler, zaitler ülkesi'' haline çevirmek isteyenler ise ilkokul beşinci sınıftan sonra bir kısım yavrularımızın zihnine çağdışı hurafelerin doldurulmasını savunacaklar.

Bu sözlerimizle, getirilen tasarının eleştiri dışı olduğunu söylemiyoruz. Örneğin CHP İstanbul Milletvekili Altan Öymen'e katılıyor ve ‘‘Diyanet İşleri Başkanlığı'nın okul öncesi çağdaki çocukları veya okul çağındaki çocukları özel din eğitimine tabi tutabilme'' yetkisiyle donatılmasından doğacak sakıncaların giderilmesi gerekir diyoruz. Ama, asıl amacı, böyle pürüzlere feda etmemek koşuluyla...

Yazarın Tüm Yazıları