Son nefesinde bile onu aradı

Güncelleme Tarihi:

Son nefesinde bile onu aradı
OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 28, 2004 00:00

Neslihan Gencer, bir aile büyüğünün başından geçen aÅŸk öyküsünü anlatmış bizlere. Genç bir subayla, ona deli gibi aşık olan karısının son nefese kadar süren aÅŸkı, kendi içinde bir fedakar aÅŸk daha barındırıyor... Okurken eski Türk filmi tadı alacağınız bu aÅŸklar, gözlerinizi yaÅŸartacak.Cumhuriyetin ilk yılları... Genç Türkiye’nin en umut dolu günleri yaÅŸanıyor. Herkes geleceÄŸinden ümitli. Kimsenin bir daha kötü, savaÅŸ dolu yıllara dönüleceÄŸi endiÅŸesi yok. Herkes mutlu, herkes neÅŸeli, herkes pırıl pırıl. Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin çok güzel ve küçük bir kasabası. Ä°ÅŸte bu kasabada gencecik fidan gibi bir kızdım. Sarı saçlarım, kocaman iri mavi gözlerim, uzun boyum, ince vücudum Yugoslav köklerimin mirası. Ä°ki kız kardeÅŸiz. Ä°kimiz de sevdalıyız. Ä°kimiz de ÅŸanlı Türk ordusunun iki genç subayına vurgunuz. Babam kasabanın önde gelenlerinden. Herkesin saygı duyduÄŸu, gelip elini öptüğü, fikrini aldığı bir bürokrat. Ben 17, kız kardeÅŸim 15 yaşında. Babam bir duyarsa gizli gizli bu subaylarla görüştüğümüzü bizi keser. Yine de vazgeçmiyoruz sevdamızdan. Birbirimizin aÄŸzının içine bakıyordukBen bir gece yakışıklı subayımla camdan kaçıyorum. Aynı gece kız kardeÅŸim yakışıklı sevdalısını odasına alıp ondan hamile kalıyor. Gerisini tahmin edersiniz. Ä°kimiz de sevdiklerimizle evlendik. Nusret Bey’le çok seviÅŸiyoruz. O benim aÄŸzımın içine bakıyor, ben onun aÄŸzının içine. Uzun boyuyla sokağın başından göründü mü, dizlerim baÅŸlıyor titremeye. Hele o üniformasının parlak çizmeleriyle evin tahta merdivenlerini bir maÄŸrur çıkışı var ki, içim eriyor. Sert, kuvvetli parmaklarının beni ÅŸefkatle sevmesi dünyayı cennete çeviriyor. Koyu kahverengi gözleri kalbimi deliyor, sevgiden ne yapacağımı ÅŸaşırıyorum, aÄŸlıyorum. Onu öyle seviyorum ki, kimselerde böyle sevda olmaz sanıyorum. O da beni çok seviyor biliyorum. Ä°lk çocuÄŸumuzu kucağına aldığında nasıl aÄŸladığını, beni alnımdan nasıl öptüğünü bir görseydiniz siz de baÅŸka türlü düşünemezdiniz. Üçüncü çocuÄŸuma hamileydim ve nöbetlerden gelmeyiÅŸinin sebebinin devlet iÅŸlerinden farklı olduÄŸunu anladığımda. Önce konduramadım, içkiye dadandırdılar, eÄŸlenceye alıştırdılar sandım. Nusret Bey beni üzecek ha! Mümkün deÄŸil. Yalan söylüyorlar sandım. MeÄŸer doÄŸruymuÅŸ. Bir gece sabaha karşı geldi, beni uyandırdı ellerime sırılıp aÄŸladı. ‘Ne olur affet. Ben senin sandığın gibi bir insan deÄŸilim. Senin sevginin kıymetini bilemedim. Kendimi Kaf dağında gördüm. Her çiçek benim için yaratılmış diye düşündüm. Başım belada. Beni seviyorsan bana yardım et. Yemin ederim senden baÅŸkasını hiç sevmedim. Sadece gönül eÄŸlendirdim. Kulun köpeÄŸin olayım. Bastığın topraÄŸa kurban olayım. Ben ettim sen etme. Beni bu dertte yalnız bırakma.’Kendimi pazarlayıp gururunu kıracağımMeÄŸer gönül eÄŸlendirdiÄŸi kızlardan biri Nusret Bey’le olan iliÅŸkisini ailesine bildirmiÅŸ. Ä°liÅŸkileri duyulunca kız bir de hamile kalınca aile Nusret Bey’in peÅŸine düşmüş. Nusret Bey’i kızlarıyla evlenmezse ordudan attırmakla tehdit etmiÅŸler. Ãœniformasını ve çapkınlığını bana tercih ettiÄŸini düşündüğüm için boÅŸanmayı sabah olunca kabul ettim. O kadar çok yıkılmıştım ki ona ‘Benim sevgimi de, gururumu da yerle bir ettin. Beni sevmediÄŸin belli, ama bilirim ki gururuna düşkünsündür. Ben de seni boÅŸayıp gururunu kırmak için elimden geleni yapacağım. Sana yemin olsun ibreti alem için kendimi pazarlayacağım’ dedim. O akÅŸam Nusret Bey daha eve dönmeden çocuklarımı ve sadece küçük bir valizi alıp evden ayrıldım. Otobüsten indiÄŸimde o kadar kararlıydım ki namussuz hayata atılmaya. Zaten param pulum, tanışım edenim de yoktu. Üç çocukla sokakta kalakalmıştım. OturduÄŸum yerde aÄŸlarken orta yaÅŸlarda bir bey geldi, derdimin ne olduÄŸunu sordu. Nereden bilebilirdim ki bu beyin beni yeminimden çevirip evinin kadını yapacağını ve beni ölene kadar seveceÄŸini. Doktor uzaklarda bir yakını var mı diye sorduÄ°ÅŸte annemin hikáyesi bu. Babam annemi bir daha hiç göremedi. Annem, babam gelince büyük bir titizlikle saklanır, ancak onun evlatlarını sevip okÅŸamasına karşı çıkmazdı. Babamın anneme olan sevgisi hiç bitmemiÅŸti. Bize her zaman ne büyük bir hata yaptığını, kendisini hiçbir zaman affedemeyeceÄŸini, annemi de ölene kadar seveceÄŸini söylerdi. Bize tanışmalarını, kaçmalarını, sevdalarını anlatırdı. Anlatırken gözleri dolar, boÄŸazı düğümlenir ve çocuklar gibi hıçkırmaya baÅŸlardı. Annemiz babamızı nefretle anar, bize hiçbir zaman üvey babalık yapmayan, gerçek evlattan farklı davranmayan Sebih Bey’in sevgisinin üstüne sevginin olmadığını yeminle söylerdi. Kısa bir süre önce annemi kaybettik. Günlerce komada kaldı. Doktor annemin hayata tutunmaya çalıştığını, ölmemek için direndiÄŸini, ancak çok acı çektiÄŸini söyledi. Bize ‘Uzaklarda bir yakını ya da ölmeden görmeyi istediÄŸi biri var mı?’ diye sordu. Semih Bey ve üç kardeÅŸ ne yapacağımızı bilemedik. Annemin acı çekiyor olması bizi kahrediyordu ki, ablamın aklına babamın resmini anneme göstermek geldi. TelaÅŸ içinde babamın bir resmini bulduk. Ablam annemin yanına yaklaÅŸtı, ‘Anne bak babam da burada. Seni merak etmiÅŸ, dayanamamış gelmiş’ dedi. 9 gündür komada olan annem yavaşça gözlerini açtı, resme şöyle bir baktı, dudaklarında son bir gülüşle gözünden akan yaÅŸlarla ruhunu teslim etti. Ä°ÅŸte bu annemin bitmeyen sevdasının hikáyesiydi. Åžimdikilere ve bizimkilere hiç benzemiyor deÄŸil mi? İçten, gizli ve sadık.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!