Son günlerde bunlar oldu

Macy Gray şehre geldi. Nokia sponsorluğunda Babylon’da iki gece üst üste konser verdi. Ben ikinci gecesine gittim konserin. Macy Gray o bazen çocuksu bazen de bin kaplan gücündeki dumanlı sesiyle ortamı şahane ateşledi.

Siyah ve beyaz renkteki otrişleri, pullu elbisesiyle hem 70’lerden hem de Günay’daki assolist tayfasından kopup gelmiş gibiydi; ortaya karışıktı.
Şarkı aralarında yaptığı “google says”li konuşmaları da gayet sevimli, eğlenceli...

Indigo’da çarşamba gecesi arka arkaya “iyi müzik” vardı. Önce Erkan Oğur’lu Telvin grubu. Sonra Gürol Ağırbaş’lı Murat Yeter-Cem Tuncer-Baki Duyarlar orkestrası.
Onlara vokalde zaman zaman Birsen Tezer de eşlik etti.
Ama Indigo’nun şu üst kata kadar ara ara yayılan tuvalet kokusu hâlâ geçmemiş. Magma günlerinden yadigar...
Neyse, iyi müzik adına onu da affettik nitekim.

Meşhur Changa’nın iki adım ötesinde, tıpkı Changa gibi kendine has yemekleri ve ambiyansıyla bulunduğu caddeden (Sıraselviler) bilmem kaç ışık yılı ötedeki Mimolett’te içine konyak katılmış yemekler gecesi vardı.
Gurmelerin davetli olduğu bu konsept yemeğe son dakikada sızdım ve sızmamla beraber kendimi sorgulamam kaçınılmaz oldu: “Ben bu yemekteki konyağın tadını niye alamıyorum Tanrım?”
Ne kırmızı ette ne de tuna balıkta alabildiğim konyağın tadı sadece ilk başta ikram edilen çorbada vardı.
Evet karnabahar çorbasında! Ona da Remy Martin konyağından damlatmışlar. Ve ne yalan söylemeli kesinlikle iyi fikir! İçim bin kat daha hızlı ısındı.

Lady Gaga ve Rihanna düşünceleri

Rihanna’nın cool, sert rock kızı havası çok iyiydi. Neden birden sempatik bir şirineye dönüştü anlayamadım.
Bu arada: Birçok ülkede yasaklanan “S&M” klibinin nesi yasaklanmış, onu da anlamadım. Sempatik bir S&M klibi işte. Kaale alınacak bir yanı olabilir mi?

Lady Gaga’nın en yeni (eğlenceli) hiti “Born This Way” aynı anda birçok şarkıyı birden anımsatıyor.
Birçoklarının dediği gibi, nakaratta Madonna hiti “Express Yourself”i belki de daha fazla...
Bence tüm bu anımsatmaları bilerek yapmışlar. Çünkü şarkıyı duyduğunuz anda önce “Biliyorum galiba bu şarkıyı” diyorsunuz. Sonra bu duygu ve bilgiyi unutup şarkıyı dilinize doluyorsunuz.
Artık “yeni ve iyi şarkı” dönemi bitti. En son 70’ler, bilemedin 80’lerde yaşandı o dönem. şimdi her şey birbirinin anımsatması, tekrarı, yamalısı, karmaşası...

Üniversiteli okurun ‘riskli gece hayatı’ anısı

Kadınlar için gece hayatı bazen çok daha risk içerebiliyor demiştim. MiniMüzikhol’deki olaydan yola çıkarak.
Üniversiteli bir okurdan mail geldi. Yaşadığı iki olayı anlatmış. ıkincisi gerçekten korkunç. Okuyunca ne demek istediğimi anlayacaksınız.
İsteği üzerine ismini ve üniversitesini gizliyorum...

SİLAH ZORUYLA ÇIKARTTILAR!

“20 yaşındayım ve üniversitede okuyorum. Haftada yaklaşık üç-dört kez dışarı çıkıyorum. Aynen yazdığınız gibi, birkaç ay önce aynı mekanda potansiyel rakip olarak görüldüğüm aşırı alkollü bir kızın saldırısına uğramıştım.
Sebebi de şuydu: Onun o gece beğendiği çocuk gelip benimle tanışmış ve devamında arkadaşlarına katılmamı istemişti!
Kız o gece tam tabiriyle ‘saçımı başımı’ yoldu diyebilirim.
Bir olayım daha var. Bu yaz o büyük yazlık mekanlardan birine gitmiştik. Arkadaşlarımdan biri 30 yaşlarındaki bir adamdan hoşlandı orada.
Adamın masamıza açtırdığı şampanyalardan ilgisinin karşılıksız olmadığını kısa sürede anladık.
Gecenin ilerleyen saatlerinde adamın mekana silahlı girmiş olduğunu keşfettik. Etrafında adamları vardı.
Çok geçmeden arkadaşımı silah zoruyla dışarı çıkarttılar!
Biz de onu yalnız bırakmayacağımız için peşinden çıktık.
Saatler süren alıkoymanın ardından Ortaköy’de devriye gezen bir polis arabasının önüne atlayarak onlara durumu anlattık. Ben ve diğer arkadaşım hemen bir taksiye binerek ortamdan kaçtık...
Sizinle bunları paylaşmak istedim. Çünkü kadınlar için her gecenin aslında bir risk olduğu konusunda sizinle hemfikirim.”
Yazarın Tüm Yazıları