Son cambazlık!

Emin ÇÖLAŞAN

Fazilet Partisi geçmişten ders almamış. Seçim sonrasında Meclis'in açıldığı ilk gün olay çıkaracak. Bunun hazırlığını şimdiden yapıyor. İki yerde listelere, seçilecek yerden türbanlı kadın aday koydular.

Partinin yetkilileri bu işin Bay Erbakan'ın ısrarıyla yapıldığını söylüyorlar. Sonuç değişmez. Olay çıkaracaklar.

Türkiye karışacak, birbirine girecek. Din tüccarları ve din sömürücüleri yine feryada başlayacak.

Bu oyun tutmaz. Kamuoyunun bunu şimdiden bilmesinde yarar var. Herhangi bir kadın milletvekili, Meclis'e türbanla giremez.

Meclis İçtüzüğü'nün kıyafetle ilgili 56. maddesi aynen şöyle:

‘‘Başkanlık kürsüsünde başkan, beyaz kelebek kravat ve siyah yelek üstüne siyah frak giyer. Görevli kátip üyeler de, koyu renk elbise giyerler.

Genel Kurul Salonu'nda yer alan milletvekilleri, bakanlar, TBMM teşkilatı memurları ve diğer kamu personeli ceket giymek ve kravat takmak zorundadırlar. Bayanlar tayyör giyerler.

Görevlilerin kıyafeti Başkanlık Divanı'nca tespit edilir.’’

***

İçtüzük, bayan milletvekillerinin tayyör giymesini öngörüyor. Fazilet'in kadın milletvekilleri tayyör üzerine türban bağlayacaklar!

Bu partinin yetkili kişileri şimdiden açıklama yapmaya başladılar:

‘‘Efendim, İçtüzük ve yasalarda türbanı engelleyen bir husus yok.’’

Yine herkesi kandırmaya, kafalarındaki ucuz yalanları topluma yutturmaya yelteniyorlar.

Şimdi bir an için gözlerimizi kapayalım ve aşağıdaki olasılıkları Fazilet mantığı açısından irdeleyelim:

Oturumu yöneten başkan beyaz papyon kravatını taktı, siyah yelek ve üzerine frak giydi, kürsüde yerini aldı.

Fakat adamın başında bir de kasket var!

Olur mu?.. Fazilet mantığına göre olur!.. Çünkü içtüzükte ‘‘Başkan kürsüye kafasında kasketle çıkamaz’’ diye bir hüküm yok. Papyon takmış, frak giymiş, daha ne?..

***

Bir milletvekili ceketli ve kravatlı. Yani içtüzük hükümlerine bu açıdan uygun. Fakat kafasında sarık var!

Fazilet mantığına göre olabilir!.. Çünkü içtüzükte ‘‘Milletvekili sarıksız olur’’ diye bir hüküm yok!

Bir başkası yine ceketli kravatlı. Fakat ayağında pantolon yerine şort var. O da olabilir!.. Çünkü içtüzükte sadece ceket ve kravattan söz ediliyor. Pantolon sözcüğü geçmiyor!

Bir diğeri ceket kravatlı ve pantolonlu. Fakat içeriye yalınayak giriyor. Pabucu ayağını vurmuş! O da olabilir!.. Çünkü içtüzükte ayakkabıdan söz edilmiyor. ‘‘Milletvekili Genel Kurul Salonu'na yalınayak giremez’’ denilmiyor!

Fazilet Partisi'nin sahnelemek istediği bu oyuna göre, bütün bunlar olabilir!

***

Şimdi gelelim kadın milletvekillerine... Onlarla ilgili bir tek cümlelik emredici hüküm neydi?

‘‘Bayanlar tayyör giyerler.’’

Bir bayan milletvekili Genel Kurul Salonu'na tayyörle geldi fakat o da ne!.. Göğüsleri ortada. Tayyörün altına öyle şeffaf bir gömlek giymiş ki, yandım Allah!..

Ya da tayyör, tamamen mini bir şey. Belden aşağı bir karış. Oturdu mu, verdiği frikik bizim Hafta Sonu Gazetesi'ne manşet!

Bir diğer varsayım: Kadın milletvekilinin tayyörü düzgün. Fakat kafasına şapka giymiş.

‘‘Olabilir efendim, içtüzük sadece tayyör giyilmesini emrediyor. Ötesine kimse karışamaz’’ diyebilir misiniz?

***

Sevgili okuyucularım, bir parti düşününüz ki, ülke sorunları hakkında en ufak bir söylemi yoktur. Tek bildiği din sömürüsü ve bunun tamamlayıcı unsuru olarak türban sömürüsüdür.

Fazilet Partisi, Meclis'e türbanlı milletvekili sokamaz. Sokamayacaktır. Bunu iyice bilsinler.

Böyle ipe sapa gelmez açıklamalarla, ‘‘Vay efendim, türban yasak değil. Tayyörün üzerine türban takar’’ numaralarıyla kimseyi kandıramazlar.

Bırakın yasaları ve içtüzüğü de bir yana, parlamentonun yıllar boyunca oluşmuş gelenekleri vardır. İçeriye ceketsiz kravatsız girilemediği gibi, şapkayla, kasketle, pantolonsuz, pabuçsuz, mini etekle, şortla, şeffaf gömlekle, türbanla giremezsiniz. Bayanlar pantolonlu giremez.

İçeride çay, kahve, nargile, sigara içmek, radyo dinlemek, yemek yemek de yasaktır ama bu hükümler yasalarda ve içtüzükte yer almaz.

Meclis'i izleyen erkek gazeteciler ceket kravatlı, bayan gazeteciler tayyörlü olmak zorundadır. Bayan gazeteci Meclis'te pantolon giyemez, türbanlı olamaz. Aksi takdirde sadece kendi yayın kuruluşunun Meclis'teki bürosunda oturabilir.

Kulise inemez, Genel Kurul Salonu'na giremez, basın toplantılarını izleyemez.

***

Bütün bu gerçeklerin ışığında, Fazilet Partisi türbanlı kadın milletvekillerini Meclis'e sokamaz. Bunu kendileri de biliyor. Ancak onların amacı daha ilk günden olay yaratıp türbanı ülke gündemine oturtmak ve din tüccarlığını böylece sürdürmek. Hadise bu kadar basit.

Sütununda her gün türbana övgüler düzen ‘‘fazilet abidesi’’ nazlı hanım, seçimde Fazilet milletvekili olacak. Haydi buyursun, eğer yüreği yetiyorsa, Meclis'e kendisi türbanla gelsin! Oyunu başka kadınların sırtından oynamasın. Fazilet yetkilileri bu kadından türbana bürünmesini, hiç değilse ilk gün Meclis'e türbanlı gelmesini istesinler ve alacakları tepkiyi bir görsünler!

Meclis'te türban oyunu ters tepecek. Derslerini bir kez daha alacaklar.