Sokakta tanısınlar istiyorum

Güncelleme Tarihi:

Sokakta tanısınlar istiyorum
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 07, 2012 00:00

Üç yıldır Kanal D’nin ilgiyle izlenen sağlık programı “Doktorum”u sunan Zahide Yetiş, seyirciye kendini sevdirdi. “Onlar için ‘evin kızı’ gibi olmuşum” diyen ünlü sunucu, sokakta tanınmaktan da büyük mutluluk duyuyor: “Bazen özellikle tanınmak istiyorum. Sevilme ihtiyacı hissediyorum çünkü.”

Haberin Devamı

Zahide Hanım, uzun süredir “Doktorum”u sunuyorsunuz. Sizce bu program, ekrana ne kattı?

- Normalde insanlar doktora gidip beş dakikada derdini anlatma telaşındaydı. Şimdi istedikleri gün canlı yayınımıza ulaşarak sağlıkla ilgili her türlü bilgiyi alabiliyor, merak ettikleri her şeyi öğrenme ve detaylı şekilde uygulama şansına sahip oluyorlar. Pek çok şeyi biz de onlarla beraber öğreniyoruz. Sağlıklı bir nesil yetiştirmek istiyoruz, bunun için sağlıklı anneler yetişsin istiyoruz. “Doktorum”, iyilikle beslenen bir program ve galiba seviliyor.

Dışarıda nasıl tepkiler alıyorsunuz?

- Sarılıyorlar, sohbet ediyorlar, halimi hatırımı soruyorlar... “Evin kızı” gibi olmuşum onlar için, sokakta bunu fark ediyorum.

“Evin kızı” gibi olmak, size ekstra bir sorumluluk hissettirmiyor mu?

- Ben zaten evin kızı modunda yaşıyorum. Burçlara inanır mısınız bilmiyorum ama ben Yengeç’im. Yengeç gibi evcimen, sıcakkanlı, evinde mutlu olabilen biriyim. İş hayatında da ne istediğini bilen, tuttuğunu koparan, bilgiyi almak için mücadele eden çok özel bir kadın olduğumu düşünüyorum.

Çektirdiğiniz son fotoğraflarda ‘evin kızı’ imajından biraz çıkmışsınız gibi...

- O da evin sevimli, hoş, uçmaya hazır kızı!

OKAN’LA BEYAZ’IN YANINDA NEDEN ZAHİDE OLMASIN?

Yeni, farklı bir proje var mı gündeminizde?

- Benim içimde yeni işler için müthiş bir enerji var. “Doktorum” devam ettiği kadar etsin istiyorum ama sonrasında yapmak istediğim çok proje var.

Ne gibi projeler?

- Şimdi Okan var, Beyaz var, neden yanlarında ağzı laf yapan, her şeyi sorabilecek, hoş sohbet bir kadın; Zahide olmasın? Rekabetten değil ama, yanlarında durmaktan bahsediyorum. Neden olmasın? Bir gece şovu muhteşem olurdu bence. Benim programıma başbakan da gelsin Ayşe Teyze de.

ARABA TAMİR ETMEYİ ÇOK SEVERİM

Birçok farklı türde program sundunuz, sizin için en heyecan verici olanı, en sevdiğiniz hangisiydi?

- Ben canlı yayın insanıyım. 12-13 sene TRT’de canlı yayın yaptım. Bant çektiğimiz zaman sıkılırım, çünkü o sırada kimse sizi izlemiyordur. Sunduğum canlı yayınlar arasında da “Doktorum”un ayrı bir yeri var. Bizim programda gerçekten farklı bir şey var, insanlar “Annemi babamı size getirdim” diyor. Bu, başka bir şey. O yüzden bu program, bambaşka bir dünyada yaşatıyor. Bir de ben İzmirliyim, eskiden orada program yaparken daha fazla gülerdim. Ama şimdi o kadar gülemiyorum, çünkü hayatın gerçekleri bir bir yüzüme çarptı bu programda...

Memnun musunuz yaptığınız işten?

- Çok. Başka ne yapardım, bilmiyorum.

Ne yapmak isterdiniz?

- Bir ara araba dizaynı yapmayı çok istedim. Arabamı tamir etmeyi de çok severim.

SEVİLME İHTİYACI HİSSEDİYORUM

Uzun süre aynı programı sunmaktan sıkılmadınız mı?

- Sıkılmaya vaktim yok. Ben orada yaşamı anlatıyorum.

Siz programda sürekli dert dinliyorsunuz, peki bu olumsuz enerjiyi nasıl atıyorsunuz?

- Motivasyon kaynaklarım çoktur benim; yeğenlerimle oynarım, bisiklete binerim... Kuş sesleriyle uyanıyorum zaten, güne keyifli başlıyorum.

Sokakta ilgi nasıl?

- Ekrandaki görüntüyle normal görüntü arasında biraz fark var galiba. Bazen yolda görenler bakıp “Yok canım, o değildir” deyip geçiyor. Eğer konuşursam, sesimden tanıyorlar.

Tanınmak hoşunuza gidiyor mu?

- Bazen özellikle tanınmak istiyorum. Sevilme ihtiyacı hissediyorum çünkü. Arada bir stüdyodaki seyircinin yanına gidiyorum, “Hadi beni sevin” diye. Ben dokunmayı seven bir insanım, bana da dokunulsun, sevileyim istiyorum. O da babaannemden gelen bir şey sanırım, beni hep kucaklayıp severdi.

Haberin Devamı

İLK CANLI YAYINI İLKOKULDA YAPTIM

İlkokula başladığım ilk gün eve döndüğümde babam beni kamerayla bekliyordu. “Hadi anlat bakalım ilk gününü” dedi, bıdır bıdır konuşmaya başladım. Benim ilk canlı yayınım işte oydu. Bir de küçükken babaannem beni hamamlara götürürdü. Saç kurutulan bir yer var, orada oturup teyzelere masallar anlatırmışım. Bu mesleğin belirtileri daha o zamanlar kendini göstermiş yani...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!