Sokakta spor yapacaksanız...

Sağlıklı yaşamı, sporu hayatına düzenli olarak bir türlü sokamamış bizler, bunlara kanar, kim bize hızla aldığımız o beş kiloyu verdirecekse ona meylederiz.

Sorgulamadan, araştırmadan, en kolay neyse, yöntem olarak onu seçeriz sevgili can simitleri pantolonundan taşan Habitus okuru.

“Sporsuz” öneriler daha çok heyecanlandırır, kolay ve hızlı kilo vereceksek, ölüm riski bile almaya hazırızdır neredeyse...�

O tuhaf besin desteklerinin, tok tuttuğu ve yağ yakmayı hızlandırdığı iddia edilen çöpleri üretenlerin bir bildiği var tabii: İnsan doğasının kolay olana doğru engellenemez çekimi...

Tabii doğru beslenme ve spor bu işin tek çözümü, bunu biliyorsunuz... Bir kere de ben tekrarlayayım.

Mart-nisan, kışın tek spor aktivitesi sabahları tuvalete çıkmak olanların hareket etmeye başlaması için en doğru zaman.

“Sokaklar sizin, parklar sahiller sizin, yürüyün, koşun” diyeceğim ama bunun için de “medeniyet kalkanı” gerekiyor.

Eğer spor salonlarından hoşlanmıyor, “İlle de açık hava, ille de açık hava” diyorsanız, sokakta spor yaparken insanları yok sayacak, duymayacaksınız.

Nasıl bir toplum içinde yaşadığımızı unutacak, “Deniz, güneş, ağaçlar ve çiçekler, lay lay lom, ülkemiz de ne güzel değil mi, doğa da müthiş, zaten çok iyi bakmışız, değerini bilmişiz, böylesi dünyada yok vallahi” diye kendinize sahte bir “spor haletiruhiyesi” yaratacaksınız.

Neden mi? Çünkü koşarken veya yürürken, çevreniz ve insanlar, gözünüze daha çok batacak... Hiç olmadığı kadar batacak.

Kadın açlığına göre kıyafet seçimi

Öncelikle gözünüze çevreniz çarpacak. İçinde bokların yüzdüğü bir dere, bankları yarım daire formunda çevreleyen çekirdek çöpleri, pervasızca etrafta bırakılmış pislikler midenizi bulandıracak... Tüm bunları görmezden geleceksiniz.

Sonra erkekler.... Ah o hayatında bir tane kadına “insan” diye bakmamış erkekler...

4’lü 5’li erkek gruplarının türlü maymunlukları mı dersiniz? (Koşan insanın bir anda önüne çıkmak, son adıma kadar önünden ısrarla çekilmemek, dünya üzerinde görebileceğiniz en mide bulandırıcı kelimelerle laf atmak gibi...)

Yanından geçen her kadının vücudunu her milimetrekaresine kadar inceleyenler mi dersiniz...

Artık “koşuya uygun kıyafet” seçerken önceliği vücut ısısı, sağlık gibi konuları düşünerek değil kadın açlığı çeken birtakım adamların davranışlarını hesap ederek veriyoruz.

Nedir bu özellikler? Mesela tişörtse uzun olacak, popoyu kapatacak ki sen gözden kaybolana kadar arka bölgeye kilitlenmesinler. Sen de pis, vıcık vıcık laflara maruz kalmayasın.

Saçları bağlayıp şapka takacaksın ki “kız” olduğunu fazla belli etmeyesin.

Bugün bir atkuyruğu demek, (bakın şorta filan gelmedim daha) “Anam gel bana da koş” gibi bir cümle duymak için yeterli.

Giyeceğimiz kıyafeti havaya değil, kadın deyince bir çift meme, popo ve cinsel organ gören medeniyet yoksunu insan müsveddelerine göre ayarlayacak hale geldik.

Bir konuda eminim artık: Memlekette her şey çözülür ama kadın açlığı çözülmez.