Soğuk ve Heinz

AYLAR önce Eric Gerets’le birlikte bir akşam yemeğinde G.Saray’ı konuşuyorduk. "Heinz"i sordum;

- Taraftar onu bekliyor. Heinz ne zaman iyi oynayacak?

Gerets
bu soruma ilginç bir yanıt verdi. "Bir futbolcunun uyumu kolay değildir. Heinz için biraz daha sabredin, o soğuk havaları bekliyor."

Dün Diyarbakır’da hava soğuktu ama G.Saray’ın en sıcak adamı Heinz’dı. İlk defa kendini gösterdi, bir sağa, bir sola koştu, orta sahaya gelip oyun kurgusuna da yardımda bulundu. Heinz’i ilk defa sahanın yıldızı olarak izledim.

Yıllarca maçları yerinde izlemeyi, oradaki havayı teneffüs etmeyi, görev saydım. Maçın heyecanını hep yerinde yaşadım. Ama dün Diyarbakır’a gidemedim. Maçı televizyondan izledim. Ama statta maç izleme keyfini alamadım. Sahanın bütününü değil, yalnız topun olduğu bölümleri ekrandan izleyebildim.

Gördüklerim şunlardı;

İki koca bölüm geçti. G.Saray oyun kurgusunu bir türlü sahaya yansıtamadı. Ne bir kanat akını, ne rakip alanda ver-kaçlarla çabukluk, ne de hızlı atağa kalkma.. G.Saray çağdaş futbolun gerektirdiği bu unsurların hiçbirini sahaya yansıtamadı.

Hakan kayboldu

Hakan Şükür bir oraya, bir buraya kaçtı, rakip defans arasında kendini unutturmaya çalıştı. Ve 90 dakika boyunca bir elin parmağı kadar az topla buluştu. Kanat akınlardan, ver-kaçlardan vazgeçtim, G.Saray’ın rakip kalaye atacağı bir şutu bekledim. Ama hayır, koca G.Saray bunu da yapamadı.

Sadece Hasan Kabze ile bir kez geldi, pir geldi ve Heinz’le golü buldu. Dünkü maçta göze batan bir başka isim de Orhan Ak’dı. Savunmada çok başarılı oynayan Orhan Ak tüm rakip ataklara neredeyse tek başına göğüs gerdi.

Oyunun genelinde topa daha çok sahip olan, topla daha çok oynayan takım Diyarbakırspor’du. G.Saray’a oranla daha fazla hücum teşebbüsünde bulundu. Ama son noktayı koyma becerisini gösteremediler.

G.Saray’ın oynadığı oyunun ise ismi yoktu. Bu futbola bir isim arayacak olsanız, -son günlerdeki argo rüzgarını da arkanıza alıp- rahatlıkla, "Ha babam, de babam futbolu" diyebilirsiniz.
Yazarın Tüm Yazıları