Siz aşırılık dışında yol olduğunu gösterdiniz

El Kaide'yi ‘‘iğrenç güçler’’ olarak nitelendiren Özbekistan Cumhurbaşkanı Kerimov, ‘‘İslam diniyle terör arasında bağ kurulmasına’’, Erdoğan gibi karşı olduğunu söyledi.

Kerimov, iki ülke arasında buzları çözen Erdoğan'la ilgili şu ilginç değerlendirmede bulundu: ‘‘Siz, aşırılığın dışında bir yol olduğunu gösterdiniz. Başarınız, bunun sonucudur.’’

ÖZBEKİSTAN Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki ziyafet, atılan nutukların içeriğinden, fonda çalınan müziğe, masaların kompozisyonundan mönüdeki alkol sınırlamasına kadar pek çok sembol ve mesajla doluydu.

Türbanıyla Özbekistan devlet protokolüne giren Emine Erdoğan, şeref masasında eşinin hemen soluna oturmuştu.

Özbekistan'ın ‘‘Birinci Hanımefendisi’’ Tatar asıllı Tatyana Kerimova ise, eşi Cumhurbaşkanı İslam Kerimov'un hemen solundaydı.

Erdoğan'ın ABD'de Berkeley Üniversitesi'nde okuyan kızı Esra Erdoğan da yalnızca hanımlara tahsis edilen masadaki tek türbanlıydı.

Bu masadaki başı açık hanımların çoğunluğu içinde Devlet Bakanları Prof. Mehmet Aydın ve Prof. Beşir Atalay'ın eşleri Prof. Nihal Atalay ve Prof. Yıldız Atalay ile İstanbul Milletvekili Zeynep Karahan Uslu vardı.

Orkestra Özbek folkloruna giriyor, oradan Vivaldi'ye uzanıyor, ‘‘Yaman Ayrılık’’ şarkısıyla Türk davetlileri yoklamayı ihmal etmiyordu.

KERİMOV'DAN İÇKİ JESTİ

Kerimov, Erdoğan'
ın resmi davetlerde içki konusunda esnek bir rejim uyguladığını bilmesine karşılık, Türk konuğunun kişisel tercihini esas alan bir protokol uygulayarak kendisine önemli bir jest yaptı.

İçecek kalemleri kola ve meyve suyu ile sınırlanırken, alkollü içki talep edenlere özel olarak ikram edildi.

Bu tür ziyafetlerde atılan nutukların ‘‘kadehimi şerefinize kaldırıyorum’’ sözleriyle kapanması ádettendi.

Kerimov, bunun formülünü de buldu ve ‘‘başvezir cenapları’’ diye hitap ettiği Erdoğan'a şöyle seslendi:

‘‘Bu akşam kadeh kaldırma ádetine gerek yok. Çünkü bizim kalplerimiz bir...’’

Dini hassasiyetlerden nutukların içeriğine gelirsek, Kerimov'un baş teması köktendincilik anlamında kullandığı ‘‘aşırıcılık tehlikesi’’ idi.

Kendisi 1999 yılında El Kaide bağlantılı Özbek köktendincilerin Taşkent'te 33 kişinin ölümüne yol açan bombalı saldırılarına hedef olan Kerimov, iki ülkenin ‘‘bu iğrenç güçlere karşı mücadelede omuz omuza durduklarını’’ anlattı.

Ancak Kerimov, mukaddes İslam dini ile terör arasında bağ kurulmasına da karşıydı.

Kerimov'un bu yaklaşımı ‘‘ben bu bakışı çok olumlu buldum’’ diyen Erdoğan'ı fazlasıyla memnun etti.

‘‘Dinci aşırılık’’ konusu, Erdoğan ve Kerimov'un önceki gün baş başa görüşmelerinde de en önemli gündem maddelerinden birini oluşturdu.

Bu görüşmede Kerimov'un yaptığı bazı değerlendirmeler, Türk iç politikasına ve Erdoğan'ın siyasi çizgisindeki kırılmaya dönük çağrışımlarla yüklüydü.

Kerimov'un en önemli mesajı şu sözlerinde yer aldı: ‘‘Siz, aşırılığın dışında bir yol olduğunu gösterdiniz. Başarınız, bunu ortaya koymuş olmanızın bir sonucudur.’’

‘KERİMOV İLE ISINDIK’

Erdoğan'
ın bu gezisindeki en önemli hedefi, Taşkent'teki bombalı saldırılara katıldıktan sonra Türkiye'ye kaçan iki

Özbek vatandaşının iade edilmesindeki gecikmeye kızarak Türkiye ile işbirliğini askıya alan Kerimov'un yeniden

Türkiye'ye güven duymasını sağlamaktı.

Başbakan, bu hedefine ulaştı ve ziyaret, iki ülke arasındaki ilişkilerde yeni bir başlangıcın temellerinin atılmasına sahne oldu.

Erdoğan, Kerimov'la şahsi düzeyde kurdukları ilişkinin tonunu anlatırken tek sözcüklük bir cümle kullandı: ‘‘Isındık...’’

Başbakan, ‘‘Bizden önceki yönetimler Özbekistan'ın hassasiyetleri üzerinde yeteri kadar durmamışlar’’ diyerek, Ecevit dönemine dönük açık bir eleştiri getirdi.

Erdoğan, Kerimov'un kendisine Türkiye'nin 1999'daki tavrından dolayı yakındığını da gizlemedi.

Kerimov'a hak verdiğini anlatırken de, son derece pragmatik bir yaklaşım getirdi Başbakan:

‘‘Yani, bir iki kişiyi feda edebilirsiniz, ama karşılığında ilişkilerinizi, karşılıklı çıkarlarınızı çok ileri götürebilirsiniz.’’

KERİMOV’A HASSAS DEMOKRASİ MESAJI

Türkiye'nin Orta Asya'daki ‘‘tek adam’’ rejimleriyle ilişkilerini yürütmesindeki hassasiyetler bu gezi sırasında bir kez daha görüldü. İçte oldukça katı bir rejim uygulayan Kerimov, Batılı kuruluşların artan ölçüde eleştirileriyle karşılaşıyor.

Erdoğan'ın Kerimov'a şu sözleri, galiba rejimin yumuşatılması alanındaki beklentilerin diplomatik ve zarif bir dille aktarımıydı:

‘‘Özbekistan'ın çağdaş dünya ile bütünleşmesi için sürdürülen demokratik reform sürecinin günümüz uygarlığının benimsediği evrensel değerlere sahip çıkan bir anlayış eksenine oturtulması yönündeki iradenin mevcut olduğunu memnuniyetle müşahede etmiş bulunmaktayız.’’

Yakında yapılacak seçimlerde bu iradenin kuvvet derecesini göreceğiz.
Yazarın Tüm Yazıları