Siyasi terbiyede yeri yok!

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

Yalım Bey, umut saçıyordu. Tertemiz mesajlar veriyordu. İyimserdi! Benim içimde bir kuşku vardı. İşin o kadar kolay olacağını sanmıyordum. Keşke yanılsaydım. Dün, Tansu Çiller'in yaptığından ben utandım.

‘‘Sana ne?’’ diyenler olabilir. Ama elimde değil. Sıkıldım, utandım.

Ömrüm siyasetle geçti. Particilik yaptım. 35 yıldır siyaseti izliyorum, siyasetçileri gözlüyorum. Bir kez olsun sevmediğim bir siyaset adamına bile saygısızlık etmedim. Siyasete saygım siyasetçilere saygıdır. Ve bu siyasi terbiyem, aile terbiyem kadar önemlidir.

Hükümet kurmak önerisi getiren bir siyaset adamı kapıda karşılanmıyor. Adeta kovuluyor. Bu meslekte, İsmet Paşa kuşağını da, Demirel ve Ecevit dönemini de bilen biriyim. Böylesini hiç yaşamadım. Ecevit'i aradım.

* * *

‘‘Bu bekleniyordu, belliydi. Siz galiba Öncü okumuyorsunuz! Altyazıları falan pek görmüyorsunuz. Onları okuyunca, olacağı belliydi.’’

- Okumaz mıyım, her gün hakarete uğruyorum. Peki, ne olacak şimdi?

‘‘Valla bilemiyorum. Daha bekleyelim.’’

- Siz, FP olmasın diyorsunuz? DYP beton duvar, CHP şartlı?

‘‘Önemli olan laikliğin üstüne gölge düşürecek bir tablo çıkmasın. Artık o Yalım Erez'in maharetine bağlı.’’

- Kulislere yayılan söylentilere göre Fazilet, Milli Savunma ve İçişleri Bakanlıklarını şart koşacakmış. Bu mümkün mü?

‘‘Yani, şartlı şurtlu olmaması gerekir. Bana, Cindoruk'un önerdiği, ayrı olarak Deniz Baykal'ın, bensiz önerdiği formülde öyle şartlar-şurtlar yok. Hükümet kurmakla görevlendirilen kimse istediği partiden istediği kimseleri alacak. FP ile Erez arasında öyle Savunma konusu gibi konuşmalar olmamış.’’

Aslında, Ecevit'in kuşkuları da bir bir çıkıyor:

‘‘Aslında ben, Baykal'a şunu anlatmaya çalıştım: 'Eğer benim önerdiğim seçeneklerden birini desteklemezsen hükümet arayışı FP'li eksene kayacak.' Nitekim öyle oluyor. Belliydi. İki eksenden birine dayalı varyasyonlar olacaktı. Birinci eksen ortadan çıkınca, radikale kayacağı belliydi. Bunu uyardım, fakat anlatamadım. Ayrıca Çiller'e de şunu anlatmaya çalışmıştım; 'Siz benim önerdiğim seçeneklerden birine destek olmazsanız, sizi çok daha rahatsız edecek seçenekler ortaya çıkar' demiştim. Ama anlatamadım.’’

Deniz Bey'in dünkü koşulları da ilginçti, 'FP olursa bize ihtiyaç kalmaz. Ama bizi istiyorsunız, FP olmazsa biz güçlü bir kanat olmak isteriz' demiş. Kulislere 10 bakanlık isteyeceği yayıldı. Ecevit, bunlara şaşırdı:

‘‘Yani, herkes şartlı-şurtlu. Üç buçuk aylık bir şey için.’’

* * *

Bir gün önce, Yalım Bey'le Meclis koridorunda karşılaştık:

‘‘İyi niyetle, temiz umutlarla yola çıktım. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın senin NTV programında yaptığı çağrıyı unutamam. Bana güç ve şevk verdi.’’

Dün iyi niyeti hakarete uğradı. Dün yaşanan olay, kolay kolay unutulmaz. Sokaktaki vatandaş, bazı siyaset adamlarından daha duyarlı. Vatandaşlarımız, ‘‘Kaybedilecek bir saniye yok’’ diyor. Onlar hâlâ şart koşuyorlar!

Keşan'da, köklü CHP'li olduğu bilinen bir arkadaşım var, R. Baykan. Çok dertliydi telefonda. Ödünsüz CHP'li olmasına rağmen, liderine kızgındı:

‘‘Abi, bizim Deniz Baykal'ın siyasi danışmanları kim? Bizim gördüğümüz şeyleri görmüyorlar mı? Çevremde 80, 100 kişi CHP'ye oy vermeyeceklerini açıkladı. Deve dişi gibi güçlü CHP'liler. Baykal, beni kabul etse Ankara'ya bile gelir, durumu kendisine arz ederim.’’

Bir başka telefon İsviçre'den, Erdinç Kartaloğlu'ndan geldi:

‘‘Bu inat nedir beyefendi? İki lider memleketi başsız, bizi öksüz-yetim bıraktılar. Dediğim dedik, çaldığım düdük.’’

Yarın gece yeni yıla gireceğiz. Esenlik içinde mutlu bir yıl diliyorum.



Yazarın Tüm Yazıları