Siyasi partiler turizmciye kulak versin

SEÇİM öncesi biri Foça, diğeri Ayvalık Cunda’da iki kısa tatil yaptım.

Hem Foça’da, hem Ayvalık’ta esnaftan, otelcilerden turizmin geçen yılki kadar parlak olmadığını duydum.

Ayvalık’ta bu yıl Alman turistlerden eser yok.

Geçen yıl otelleri dolduran Alman turistlerin yerini yerli turistler almış.

Her iki tatil beldesinde konuştuğum turizmciler gelecek konusunda hayli kaygılı.

Siyasi partilerin, 2007 yılında 20 milyar dolar gelir getirmesi beklenen, 4.5 milyon kişinin istihdam edildiği turizm sektörüne seçim bildirgelerinde yer vermemiş olması kırgınlık yaratmış.

Peki turizmcilerin yeni bir hükümetten beklentileri ne?

Hangi konulara acilen el atılması gerektiğini düşünüyorlar?

Önerileri nelerdir?

Bunları, Akdeniz çanağındaki en önemli rakibimiz İspanya ve Latin Amerika ülkelerinden Türkiye’ye yılda 8 ila 9 bin turist getiren Retur’un Genel Müdürü İskender Çayla’ya sordum.

20 yıldan beri turizm sektöründe çalışan Çayla’nın görüşleri, güçlü rakibimiz İspanya’nın turizm politikasını çok yakından takip ettiği için önemli.

ÇEVRE, KÜLTÜRLE BİRLİKTE

Çayla
’nın beklenti ve önerilerini kısaca özetliyorum:

Turizmin çevre ve kültür ile birlikte ele alınması gerek. Türkiye’nin en büyük zenginliği kültürel mirası ve doğası. Hem kültürel mirasın, hem çevrenin korunması turizme büyük kazanç sağlar

Beyşehir Gölü’nün kurumuş olması gibi Anadolu’nun birçok yerinde çevre sorunları var. Bunlar direkt turizmi baltalayan şeyler.

Türkiye’deki medeniyetlerin teker teker ele alınmaları turizme büyük açılım getirir.

Önemli eserler vermiş 12 ayrı medeniyete sahip olduğumuzu da hatırlatalım bu arada.

Bölgelerin markalaşması için Turizm Bakanlığı, yerel yönetimler ve turizmciler arasında sıkı işbirliği yapılmalı.

Yurtdışı turizm fuarlarına katılan, tanıtım yapan seyahat acentelerine ciddi destek sağlanmalı.

Bu noktada bir parantez açıyorum.

Çayla’dan öğrendiğime göre, acenteler sadece Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katıldığı fuarlarda bazı indirimlerden yararlanıyormuş.

Oysa bakanlık katılmadığı halde seyahat acentelerinin bulunmak zorunda oldukları sınırsız sayıda fuar var.

İskender Çayla seyahat acentelerinin KOBİ kapsamına alınarak desteklenmesi gerektiği görüşünde.

Bununla ilgili Kapadokya’da rastladığı bir acente sahibini örnek veriyor.

"Kendi imkanlarıyla kalkmış İskandinav ülkelerine gitmiş. Kendi imkanlarıyla fuarlar için broşürler, tanıtım kitapçıkları bastırmış. İskandinav ülkelerine tanıtım yapıyor. Adamın heykeli dikilmeli" diyor.

KAZIKLANDIM MI DİYE DÜŞÜNÜYOR

Önerilere devam ediyoruz:

Maliye Bakanı Unakıtan’ın açıkladığı turizmde KDV’nin yüzde 18’den 8’e indirilmesi kararının hemen uygulanması gerekiyor. Zira bu KDV oranı turizmcileri rekabet edemez hale getiriyor. İspanya’da bu vergi yüzde 7.

İçkideki ÖTV’nin indirilmesi turizmdeki imajımız için olmazsa olmaz koşul. 25-30 YTL’ye içki içen turist "kazıklandım" diye düşünüyor.

Akdeniz’de yani güneyde artık otel yatırımına son verilmesi ve yatırımların Anadolu’un çeşitli bölgelerine kaydırılması gerek.

Retur
Genel Müdürü Çayla’nın bir çırpıda aklına gelen bunlar.

Bir de turizmde yıllardır konuşulan "ürün çeşitliliği" konusunda daha ciddi çalışılması gerektiği görüşünde.

Umarım turizme yıllardan beri kafa patlatmış birinin önemli mesajları doğru adreslere ulaşır.

Orman yangınlarına karşı İspanya örnek alınabilir

BODRUM bir hafta zarfında ikinci kez yandı.

Bu kez sabotaj ihtimali daha büyük gibi.

İskender Çayla’yla turizmi konuşurken haliyle orman yangınlarına da değindik.

İspanya’nın benzer orman yangınları yaşadığını hatırlatan Çayla, "İspanyollar uzun yıllar yangınların nedenlerini araştırdılar. Onlar da terör, arazi mafyası gibi ihtimallerin üzerinde durdular" diye anlatıyor.

Yangının tam nedenini belirlemek güç.

Dolayısıyla İspanya geçen yıl orman yangınlarıyla ilgili ilginç bir yasa çıkartmış.

Yasa, yangının nedeni ne olursa olsun, -terör, arazi mafyası ya da dikkatsizlik- yanan orman arazisine 30 yıl süresince imar yasağı getiriyor.

30 yıllık imar yasağı hem arazi mafyasının, müteahhitlerin beklentilerine darbe, hem yanmış arazinin yeniden ağaçlandırılmasına imkan tanıma anlamına geliyor.

Orman yangınlarıyla başa çıkamayan Türkiye için bu yasa iyi bir örnek teşkil edebilir.
Yazarın Tüm Yazıları