Siyasetten bıkınca

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

Türkiye'de anormal olaylar yaşıyoruz. Karşımıza ‘‘siyasetçi’’ diye çıkan şahıslardan pek çoğunun ne kadar ciddiyetsiz, tutarsız, ilkesiz ve omurgasız olduğunu hep birlikte izlemeye devam ediyoruz.

Düşünebiliyor musunuz, Türkiye'yi bunlar, bu kadrolar yönetiyor.

Bizde siyaset iki kesime kapalı.

1- Aklı başında, yurtsever insanlar.

2- Zengin olmayanlar.

Meclis'e bir bakın, yerel yönetimlere bakın, aralarında bir tek ortadirek siyasetçi bulamazsınız. Tümü zengindir. Düzgün adam çok azdır. Onların da etkisi yoktur, sesleri çıkmaz.

Ortalıkta ‘‘lider’’ diye dolananların önemli bir bölümü, toplum indinde saygınlığını yitirmiştir. Aralarından birine ‘‘İşte, bu siyasetçi Türkiye'yi yönetebilir’’ diyemezsiniz. Hepsinin eksiği, açığı vardır. Biz onların ciğerinin içini biliriz.

Bunların kadroları ise daha da beterdir.

Milletvekili seçilebilmek için genel başkanlarının ağzının içine bakarlar... Çünkü siyasette yol almak kitlelerin değil, genel başkanın iradesine tabidir.

Burada parti ayrımı yapmadan çok açık ve iddialı olarak söylüyorum. Milletvekillerinin yüzde 95'i, genel başkanının kapıkulu olmuştur. Otur deyince otur, kalk deyince kalk!

***

Şu son hükümet olayında olup bitenleri hırslanarak, kızarak, tiksinerek izliyoruz.

Yılların siyaset ustası, geçmişin hayattaki tek büyük siyasetçisi, 80 küsur yaşındaki Osman Bölükbaşı bile ‘‘Ben çok gördüm ama rezaletin böylesini hiç görmedim’’ derken haksız mı?

Şu Meclis'in durumuna bakın! Aylardan beri bir tek yasa çıkaramayan bir Meclis dünyanın neresinde görülmüştür?

Bunlar ne yaparlar?

İş yapmaya gelince yok. Ama milyara yaklaşan maaşları alırken hepsi sırada.

***

Belki dikkat etmişsinizdir, bir köşe yazarı olarak günlerden beri yeni hükümetin kurulması konusunda bir tek satır yazmıyorum. Yazsam ne olacak? Ağır yazacağım, hiçbir şey değişmeyecek.

‘‘O dedi, bu dedi...’’

‘‘O şunu yaptı, bu şunu söyledi...’’

Tansu Çiller isimli hanımın Yalım Erez'e yaptığı kabalığı mı yazayım?

O Yalım Erez ki, zamanında Tansu'yu Tansu yapanların başında gelir. Onu bir hiç olduğu dönemlerde elinden tutmuş, belli yerlere getirmiş, DYP genel başkanı olmasında en büyük rolü oynamış siyasetçilerden biridir.

Yalım Erez'in şimdi yaptığı işi doğru veya yanlış bulursunuz. Ama işi kabalığa dökmeye, Türk siyasetinde bugüne kadar görülmemiş bir biçimde onu rencide etmeye değil Tansu gibilerin, hiç kimsenin hakkı yoktur.

Evet, hükümet konusunda ne yazayım? Parti genel başkanlarının sırf kendi çıkarları doğrultusunda Türkiye'yi nasıl bir hükümet bunalımına sürüklediğini mi anlatayım?

Okuyucu bu işlerden bıkmış. Karşısında hep aynı terane.

‘‘O dedi, bu dedi...’’

Her gün bir sürü palavrasına ve laf ebeliğine tanık olduğumuz parti genel başkanları ve onların yardakçıları, yalakaları.

***

Böyle siyaset olmaz. Böyle siyasetçi olmaz. Siyaset bir ülkeye yön veren bir süreçtir. Bu iş bu kadar ucuz değildir.

18 Nisan günü -şimdilik- seçim yapacağız. Yapmasına yapacağız da, ne değişecek? Ali gidecek Veli gelecek. Genel başkanın uygun gördüğü uysal ve yağcı vatandaşlar yine milletin vekili seçilecek. Geri kalan binlerce düzgün adama Meclis kapıları yine kapalı olacak.

Meclis üç aşağı beş yukarı, yine aynı tablodan oluşacak.

Sadece şu geçtiğimiz birkaç ay içerisinde on binlerce insan işinden olmuş, çok sayıda tesis kapanmış, kimin umurunda!

Ankara'da kayıkçı kavgası olanca hızıyla sürsün, hükümet turları birbiri ardına atılıp dursun.

Böyle siyasetten artık sıkıldık. Gına geldi. Yetti.

Bıktık sizin siyasetinizden, siyaset oyununuzdan.

Yok mudur Türkiye'de bu çirkin gidişe ‘‘Dur’’ diyecek, sesini yükseltecek, genel başkanlarını uyaracak, her partiden 20-30 adet aklı başında milletvekili?

İlle de askerlerin ‘‘Dur’’ demesini mi bekleyelim?

YENİ YIL

Bugün 1998 yılının son günü. Böylece bir yılı daha geride bırakmış oluyoruz. Gelecek yılbaşı ise hepimiz için çok daha anlamlı olacak.

Yüzyıl değişecek.

Hepimizin içinde az veya çok yaşadığı 1900'lü yılları geride bırakmaya, 2000'li yılların başlamasına çok az kaldı.

Gelen veya biten yıllarla ilgili yazılan yazılar hep aynıdır. Geçmiş yılın bir değerlendirmesi yapılır, gelecek yıl için iyi dilekler iletilir.

Türkiye'ye baktığımızda, 1998 yılının en somut göstergesinin, siyasetten ve siyasetçiden bıkmak olduğunu görüyorum.

İyi bir yıl geçirmedik.

1999'un hepimiz ve ülkemiz için daha güzel olmasını diliyorum.

Hep böyle deriz, yılın sonunda iyi dileklerimizi iletiriz ama sonra bir bakarız ki, her şey eski hamam eski tas. Bazen tellaklar değişiyor, bazen değişmiyor.

Yine de yeni yılınızı kutluyorum sevgili okuyucularım.



Yazarın Tüm Yazıları